december days of christmas felt like days in june

83 8 34
                                    

ramazan ayında bu multiyi atıp atmamak konusunda kararsız kaldım ama frusciante döktürmüş yine...

kudurdum yine he

Bedenimi ele geçiren gevşeme hissiyle gözlerimi kapatırken sırtımı az önce kapattığım tahta kapıya yasladım. Dudaklarım hoşnut bir gülümsemeyle kıvrıldığı sırada ayaklarımı zorlayan topuklu ayakkabılardan kurtuldum.

Yakın bir zamanda dinlediğim fakat sözlerini hatırlayamadığım bir şarkının melodisini mırıldanırken keyfim yerindeydi. Bedenimi makyaj masasının önüne çekilen ve fazla yüksek olmayan bir tabureye yerleştirdim.

Dikkatimi makyaj masasının önüne bırakılmış bir buket kırmızı gül çekti. Buketi ellerimle kavrayarak üzerinde kimin gönderdiğine dair bir not ararken bedenimi ele geçiren merak duygusuyla yanıp tutuşuyordum.

Bir anda bakışlarım çiçek buketinden aynaya doğru yöneldiğinde ürkerek olduğum yerde sıçradım. Uzun ve sık kirpikleri, odayı aydınlatan loş ışığın yardımıyla çıkık elmacık kemiklerinin üzerini bir kadife edasıyla süslüyor, karanlığı aydınlatarak bir meşale gibi yanan gözleri aramızdaki mesafeye rağmen içimde bastırmaya zorlandığım hislerimi tetikliyordu.

"Ben gönderdim." Günlerdir görmediğim rönesans tablolarından alınmış yüzü işte karşımdaydı.

Sesi durgundu.

"Neredeydin?" Ona bu soruyu sormaktan çekinmem kelimelerin dudaklarımdan kaçmak istercesine dökülmesine engel olmadı. Gözlerimi elimde olmadan aynadaki yansımasından kaçırdım.

"Yılbaşı konseri için Tokyo'ya gitmiştik." Sesindeki kırgın tını ve kafamı kaldırarak dolmuş gözlerimi üzerine diktiğim yüzündeki yorgun ifade kalbimi kırmaya yetti ve arttı da.

"Kimse benim burada kalıp kalmamak istemediğimi sormadı." Sırtını yasladığı duvardan ayırdı ve burnunu hıncını bir şeyden çıkarmak istercesine çekti.

"John..." Tabureden kalkarak onun yanına vardığım süre zarfı boyunca yaptığım hiçbir şeyden tereddüt etmedim.

"Gruptakiler seninle birlikte olmamın kafamı karıştıracağını söyledi. Yanıma seni unutmam için hayranlar arasından bir kız ayarlamaya çalıştılar ve Toni ben... Ben çok üzgün hissediyorum. Sevgilim değilsin, olup olmamanın da bir önemi yok, fakat bilmelisin ki ben dünya üzerindeki senden başka kimseyi yanımda istemiyorum. Bir başkasının dokunuşunu hissetmek beni ucuz hissettirmekten başka bir işe yaramıyor." Kollarımı boynuna sararak cılız bedenini kendime doğru çektiğimde yüzünü boynuma gömmesi uzun sürmedi.

"Eğer," Kafasını boynumdan kaldırarak konuştu. "Eğer benim yanımda olsaydın beni bağlayan tüm o zincirleri kıracak güce sahip olurdum."

Kafamı iki yana sallarken dudaklarımdaki buruk gülümseme yerini koruyordu.

"Hayallerinin peşinden gidemeyecek kadar iradesiz olduğunu bilmiyordum." Belimi sardığı ellerini kaldırarak yanaklarımın üzerine yerleştirdi.

"Bu hissettiklerim tepeden tırnağa insan olmayı hissetmekle ilgili değil mi? Her zaman sahip olduklarımızın daha fazlasını istediğimizi düşünür, aksine sadece bizi hiçliğin içinden çekip çıkaracak sıcak yaz güneşinin altında güneşlenmek gibi insan olduğumuzu bize hatırlatan bir anın özlemini çekmez miyiz?" Ensesindeki belli belirsiz tüyleri sevdiğim sırada baş parmaklarıyla elmacık kemiklerimi okşuyordu.

"Müziğinle insanlara ulaştıkça onlara insan olduğunu hissettireceksin. Büyük insanlar içlerinde taşıdıkları parıltıyı insanlara yaymak için fedakarlıklar etmemişlerdir mi sanıyorsun?"

blood sugar sex magik // john fruscianteحيث تعيش القصص. اكتشف الآن