6. Kısım

1.2K 44 6
                                    

O gece öyle çok korkmuştum ki zar zor uyumaya çalıştım. Keşke de uyumasaydım diye çok düşünüyorum. Uykuya daldıgım anda o oyulmuş mezarın içerisindeydim gökyüzü simsiyah bir tane bile yıldız yoktu o toprağın nemli kokusu burnumdan beynime kadar işlemişti. Çıglık atıyorum aglıyorum bagırıyorum ama bir Allahın kulu sesimi duymuyordu. Yine oglumun aglamasıyla kendime geldim.
Artık olacak gibi degildi. Artık uyumaya korkar olmuştum bu son rüyamdan sonra öyle korkuyordum ki bir çare bulmam gerekiyordu. Kapı komşum imamdı eşine seslendim birazcık yanıma gelebilir misin yenge diye. O da sagolsun hemen geldi. Korkusu gözünden okunuyordu. Nasıl korkmasın günlerdir uyku uyumuyorum dogru dürüst yemek yiyemiyorum. Ruh gibiyim anlicanız.
Karşıma geçti oturdu içeri geçelim dedim yok sen söyle bakim sıkıntını dedi.
Bende anlatmaya başladım baştan sona yelizle yaşadığımız olaydan tutunda en son gördüğüm rüyaya kadar.
Beni öylece susarak dinledi onunda benzi attı ama hiç birşey demeden yerinden kalktı.
Ne oldu dedim sanırım anlatacakların bitti dedi bende evet dedim.
Ben bu olayı Mustafa amcana bir anlatayım ver bakim o muskayı bana dedi.
Muskayı bedenime igne ile tutturmuştum çıkardım ve Emine ablanın avucunun içerisine bıraktım.
O anda bende bir hafifleme oldu. Sanki üzerimde karlı daglar yıgınla yük vardı da onu almışlardı sırtımdan.
Bana bunu topraga iyice köm dedi.
Bende korkarım dedim o anda kayınvalidem bize dogru geliyordu yengem ona dedi şunu gömsene yenge ama soru sorma ama dedi.
O da biliyordu huyunu yedi düvele beni cinli diye duyurur saçma sapan hikayeler anlatırdı.
Kayınvalidem muskayı aldı bizim bahçenin içine balkonun hemen çaprazındaki limon agacının altına baya derin bir çukur açtı ve muskayı Oraya gömdü.
Yengem inşallah iyi olacak dedi ve evine gitti. Beni de sıkı sıkı tembih etti sakın yelizle konuşma adını dahi anma o kız cinli dedi.
Bende tamam dedim ama içim içimi yiyordu. En yakın dostum kardeşim dedigim insan bunu bana nasıl yapardı.
Kayınvalideme Yusufu bıraktım hemen geliyorum anne dedim ve yelizin yanına dogru gitmek için yola koyuldum. Bir yandan aglıyorum bir yandan bunca şeyi neden yaşadım diye düşünüyorum.
Evlerine yaklaşınca telefonumu elime aldım ve kendisini aradım.
Ben hiç birşey demeden kapı açık gel yukarı evdeyim dedi.
Koşar adımlarla yukarı çıktım bir hışımla içeri girdim. Senin derdin ne diye üzerine yürüdüm ne oldu ne oldu diye bagırdı bende olanları bagıra bagıra anlattım. Bana uzun uzun sessiz bir şekilde baktı.
Dur bekle dedi aşagı ilk kata indi ve inmesiyle çıkması bir oldu.
Şey sana verdiğim muska onları sana çeken bir muskaymış bozulması için 1000 TL istiyor 1000tl getir bozucakmış dedi bende durdum tamam getiricem dedim eve dogru ilerledim.
Aslında yelizin dostum olmadıgını beni kullanmaya çalıştığını sırf para için bunca şeyi yaşadığımı anlamıştım.
Asla ama asla onu bir daha görmek istemiyordum.
Eve geldim akşam olmak üzereydi.
Yemek hazırladım eşim geldi yemegimizi yedik kendisi uyumak için misafir odasına geçti.
O gece ben hiç ama hiç uyuyamadım.
Sanki birisi beni boguyor nefessiz kalıyor muşum gibi hissettim.
Balkona bir sigara içmek için yöneldim dışarısı zifiri karanlık tı 3 tane gölge gördüm bizim bahçe kapısından içeri girdiler. Bir iki dk sonra diyer taraftan evin etrafını dolanarak gezdiler ışık olmadıgı için yüzlerini seçemiyordum.
Ama şöyle bir durum vardı. Bizim bahçeden girildiğinde evin hemen bitiş yerinde kocaman bir duvar vardı ve bahçe kapısından girilince yalnızca girildiği yerden çıkılabilirdi evin etrafı o şekilde turlanamazdı ben onların oldugunu anlamıştım.
Biraz biraz onlara alışmaya başlamıştım.
Eskisi gibi korkuyordum açıkçası. Sigaramı içtim ve yataga geçtim ogluma sarıldım. Ve uykuya daldıgım anda kocaman bir tabudun içerisinde nefes alamayarak ölmek üzere oldugumu gördüm ve aniden uyandırıldım ne Yusuf Kadir aglıyordu ne de içeride birileri vardı ama birisinin beni sararak uyandırdıgını biliyordum.
O gece sabaha kadar hiç uyuyamadım.
Sabahına emine abla beni çağırdı.
Mustafa amca neden gömdünüz hemen o muskayı bana getirin dedi.
Bende bahçeden muakanın gömülü oldugu yere varıp muskayı çıkardım. Ve hemen amcamın yanına vardım.
Dualarla muskayı açtı. Upuzun ve yarım karış gelmeyecek genişlikte bir parşomen kagıdı çıktı.
Epey inceledikten sonra hiç birşey demeden eşinden sirkeli bir su hazırlamasını söyledi.
O sirkeli suyun içerisine o parşomeni koydu ve biraz daha dua etti.
Beni de sıkı sıkı tembihledi. Kızım sakın ama sıkın bu gece uyuma eger uyursan sabahı görmezsin ölüm büyüsü bu dedi.
Bu sirkeli suda bir gece beklesin ve gündüzünde bunu bir akarsuya dök dedi.
Bende tamam dedim. Ben kapıya yönelirken yengem bir legen suyla yanıma geldi.
Bende geliyorum seninle dedi. Suyu da yanına aldı megerse o suyu sabaha kadar okuyup üflemiş onları evden def etmek için okunmuş suyu giriş kapısından başlayarak tuvalet ve banyolara varana kadar her yere azar azar serperek yer odayı teker teker okudu.
O gece az da olsa hafiflemiştim. Ama uyumamam lazımdı.
Sabaha kadar gözümü dahi kırmadım. Sabah ezanı okunmaya başladı bende o parşomen kagıdını suyu ile birlikte Atatürk parkındaki akar suyun oraya giderek oraya boşalttım. Ve içimden birşeyler koptu sandım.
Ve uzun bir süre onları onun varlığını hissetmedim..
Evliligim zaten yolunda gitmiyordu oglum 3 buçuk yaşına geldiginde anlaşmalı olarak eşimden ayrıldım. Şuanda ailemle birlikte yaşıyorum.

cin sevgilim (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin