6; Druella'nın İşleri

675 76 13
                                    

Eğer ruhun şarkı söylüyorsa, hayat seni mutlaka dansa kaldırır.

***

"Gittiğim en kötü partiydi."

"Benim de. Prens resmen kendi partisinde yoktu..."

Oturdukları kahvaltı sofrasında, Cissy'nin dün gece şekilli olan bukleleri dağılmış bir hâlde yüzünden dökülüyordu, Bella göz makyajını çıkaramamışa benziyordu, ikisinin de yüzünden düşen bin parçaydı. Düne kıyasla şimdiki enerjileri tamamen farklıydı.

Ruh değişikliği yaşayanlara Sirius da dahildi.

O sabah hiç olmadığı kadar sevinçle doluydu, ayakları masanın altında durmuyordu; çatalıyla hülyalı hülyalı tabağını karalıyordu, içinden yineledi: prens tüm parti boyunca onun yanında kalmıştı...

Druella her zamanki gibi sapasağlamdı. "Yeterince girişken olmadığınız için kendinize kızın kızlar."

"Zaten o züppe çocuk nereden çıktı anlamadım." Bella yüzünü buruşturdu. "Prens bir tek onunla dans etti."

"Kimmiş?"

"Bilmiyoruz," dedi Cissy hüzünle. "Kimse bilmiyordu."

Druella salatasını çiğnedi. "Uzaklardan gelen donuk bir oğlandır kesin," dedikten sonra, Sirius'un masanın altında inip kalkan ayaklarını gördü.

Sirius çayını alıp kalktı. "Ben odama çıkıyorum," sofradan en önce onun kalkması bir ilkti, kızlar bunu görünce şaşkına döndü.

"Bulaşıkları sonra hallederim," dedi ve fincanını yüzüne yakın tutarak üst kat merdivenlerine yürüdü. Ayakları ağrıdığı için değişen yürüyüşünden bihaberdi.

"Sonunda kafayı yedi," dedi Cissy.

Bella kıkırdayıp katılırken Druella'nın başka fikirleri var olsa gerekti ki, bir sırra tanık olduğunda yaptığı gibi, tırnaklarını masada tıkırdatmaya başladı.

***

"Sirius?"

Tıklanan kapısına baktı. "Girin." Her zamanki gibi yine pencerenin yanındaydı. Teyzesi içeri girdi.

"Gün boyunca yapacağın işleri belirledin mi?"

"İşler..." Sirius saçlarında tatlı tatlı esen rüzgârı hissetti. "Belirlemedim," deyip esnedi.

"Dün gece geç mi yattın?"

"Evet. Geceyarısından sonra," böylece gözünün önüne gelmek için can atan anlar ortaya çıktı, geceyarısında aldığı öpücük ve havai fişekler... Sanki bir rüyaydı.

"Cezalısın." dedi teyzesi aniden. "Dün yaptığın hırsızlığı hiçbirimiz unutmadık. Tüm evin camlarını sileceksin."

"Olur..."

"Ütüleri yapacaksın."

"Tamam..."

"Severus'u banyo yaptıracaksın."

Sirius tereddüt etti. "Ama banyodan nefret ediyor," her yerimi de tırmalıyor, dedi içinden.

"Temizlenmesi gerek, Sirius," Druella ona son bir bakış atıp odadan çıktı.

"Of," çok uzaklardaki sarayı seyretmek için kendine izin verdi. "Bir daha görüşmek gerçek bir mucize olurdu." Dostu Lily, uçarak yanına geldi. 

"Of Lily, çok tuhaf hissediyorum," kuş akıllı gözlerini ona dikti. "Sarhoş gibiyim, ve bir şeyler yarım kalmış gibi..." Lily, bakışlarıyla onu çok iyi anladığını anlattı. "Şarap renklerinden, aşk..." dudağını ısırıp, ezgiye devam etti, "...zihnimde dans edip duruyor," Lily onaylayıp öttü. "Sence güzel mi? Bekle, not alayım."

Yastığının altından sert kapaklı siyah defterini çıkarıp yazdı.

Şarap renklerinden,
aşk zihnimde dans edip duruyor
Hayır, bu sefer kaçamıyorum
hepsi senin yüzünden oluyor

Lily pervazdan öttü. Birkaç saniye sonra, yaklaşan ayak sesleriyle Druella kapının arkasından konuştu. "Sirius?" 

Refleksle defterini sakladı ama, teyzesi kapıyı açmıyordu. "Cezanı değiştirdim. Odandan çıkman yasak. Anladın mı?" sesi sakin geliyordu. Sirius ödül gibi gelen cezayı duyunca inanamadı. "Ta-tamam teyze!"

Kapı beklemediği bir anda açılıp, Druella delikteki anahtarı aldıktan sonra hızlıca kapandı. Anahtarın kilitte dönüş sesi ürperticiydi. Ayak sesleri uzaklaşırken, Sirius kapıyı kilitlemesinin psikolojik bir ceza olduğunu düşündü. Kaçacak değildi ya.

Defterini geri açıp kulaklıklarını taktı.

O kadar ilham doluydu ki, tüm gün şarkı yazabilirdi.

***

"Kusuruma bakmayın, kediyi odaya kapatmam gerekti, sinsi şey hep kaçmak istiyor," Druella hızlı adımlarla verandasında onu bekleyen saray görevlisine katıldı. "Şimdi ziyaret nedeninizi söyleyebilirsiniz."

"Sorun değil. York Prensi Lyall'ın oğlu, Prens Remus'un emirleri ile buradayım. Prens dün dans ettiği, ama ismini dahi bilmediği genci arıyor. Siz Black ailesi de, dün geceki doğum günü partisine davetli ailelerden biriydiniz, yanlış mı?"

"Doğru," dedi Druella gülümseyerek.

"Ve teşrif ettiniz mi?"

"Güzeller güzeli iki çocuğum da teşrif etti, evet."

"Bu bilekliği giyiyorlar mıydı?" Cebinden bir kutu çıkardı ve, içine özenle yerleştirilmiş gümüş, uç kısmında sarkan bir yıldız olan bilekliği gösterdi.

Druella bilekliğe bakarken yıldızın üzerindeki BLACK yazısını gördü. Boğazını okşadı, "Ben giydikleri takılara dikkat etmedim açıkçası," eve doğru döndü, "Çocuklar! Lütfen buraya gelir misiniz güzellerim?"

Bella ve Cissy annelerini ikiletmeden odalarından çıkıp, sıkılgan tavırlarla verandaya geldiler. Bella kollarını kavuşturdu.

"Beyefendi, kraliyetten geliyor kızlar,"
Bella hemen kollarını çözüp dikleşti. "Dünkü partide bunu giyip giymediğinizi soruyor."

"Aslında... Çocuklarınızın kız olduğunu bilmiyordum. Erkek davetlilerden arama yaptığımızı önceden söylemeliydim."

"Ah," Druella başını salladı. "Anlıyorum."

"Evde yaşayan bir oğlan yoksa..."

Kahkahasını eliyle kibarca kapattı, "Burada erkek yaşasaydı ev bu kadar temiz olabilir miydi, hiç sanmam. Yalnızca kızlarım ve ben varız."

"Son olarak şunu da sormalıyım: partide Black soyisimli başka birine rastladınız mı?"

Druella gözlerini Bella ve Cissy'e dikti. "Hayır," dedi Bella hemen. Cissy de başını iki yana salladı.

"Pekâlâ o zaman. Zamanınız için teşekkür ederim."

"Ne demek, iyi günler."

***

Disney Filmi Gibi | WolfstarМесто, где живут истории. Откройте их для себя