past

1K 70 33
                                    

Harry'nin çalan telefonu zaten bitmek üzere olan film keyfimizi bölmüştü.

Harry telefonun diğer ucundan güzel bir haber almamış olacak ki çenesi gerildi.

"Geliyorum."diye cevapladığında endişeyle ona baktım.

"Kötü bir haber mi?"

Harry olumlu anlamda başını salladı.

"Mekanda olay çıkmış. Bu sefer bastırmakta zorlanmışlar gitmem gerek."derken onunla birlikte ayağa kalktım.

Bana sorar bakışlarını üzerime dikerken itiraz edeceğini bildiği halde atıldım.

"Ben de geliyorum."

Harry kafasını iki yana sallayarak beni reddetti.

"Tehlikeli olabilir Ef. Sen evde kal."

Gözlerimi kısıp ona baktım.

"O zaman sen de gitmiyorsun."

Harry beni takmayıp evden çıktığında sinirle soludum.

Onu yalnız bırakmaya içim el vermiyordu.

Arkasından evden çıkıp çalıştırmak üzere olduğu arabaya bindiğimde sinirle bana baktı.

"Beni deli ediyorsun gerçekten."

"Eğer tehlikeliyse sen de gitme."diye ısrar ettim.

Harry derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalışarak açıklama yaptı.

"Olay halledilmiş zaten Ef. Sadece büyük bir şey olduğu için orada bulunmam gerekiyor."

Omuz silktim.

"O zaman ben de gelebilirim."

Harry sinirle frene basarken söylendi.

"Arabadan inmek yok. Çok geçmeden ben de gelirim zaten."

Yeterince sinirli olduğu için bu sefer itiraz edememişim.

Kulübün önüne geldiğimizde Harry hiç geçmeyen siniriyle tek kelime daha etmeyip arabadan indi.

Kapıyı çarptığında her zamanki gibi görünen çevreme bakıp söylendim.

"Aman ne tehlike."

Harry'i beklemek dakikalar geçtikçe daha da sıkıcılaşırken müzik açma kararı aldım.

Sevdiğim bir şarkıya gelene kadar çıkanları değiştirirken camın tıklatılmasıyla irkildim.

Kafamı çevirdiğimde Elliot'ı görmemle bıkkınca nefes verdim.

Camı açıp bana adeta sırıtan Elliot'a baktım.

"Merhaba."

Elliot hala sırıtırken kolunu cama yasladı.

"Nasılsın Ef?"

Göz devirmemek için kendimi tutarken zoraki bir gülümsemeyle cevapladım.

"İyiyim Elliot, sen?"

Camdan içeri ne zaman geçirdiğini anlamadığım koluyla temas ettiğimde bir an ürperdim. Elindeki silahı gördüğümdeyse içimi bir korku kapladı.

"Ben de iyiyim. Seninle bir gezintiye çıkalım diyorum."

Dediği şey üzerine gözlerim silah ve yüzü arasında gidip geldi.

"Ne istiyorsun?"

Elliot kısa bir kahkaha attı.

"Sadece bir gezinti." Etrafını hızlıca kontrol edip silahı tenimde bastırdığında devam etti. "Başka bir seçeneğin de yok gibi görünüyor zaten."

Afterlife // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin