warm

2.1K 129 45
                                    

Ardı ardına vurulan kapı sesisiyle bekleyişim sona ermişti.

Aynanın karşına geçip yüzüme korkmuş bir ifade yerleştirdikten sonra kapıyı açtım.

Harry aniden bana sarıldığında gözlerim istemsizce kapandı. Benim için hala endişelenmesi bizim için bir umut olduğunu göstermez miydi?

Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara keyfimi aniden kaçırmıştı. Tanrım, kulüpte gördüğüm kızı da getirmişti.

Göz devirme isteğimi bastırıp benden ayrılan Harry'e boş bakışlarımı sundum.

"Sen iyi misin?"diye sorduğunda kafamı sallamakla yetindim.

Harry hızlıca az önce dağıttığım eve göz gezdirdikten sonra fortmantodan montumu aldı.

"Bu gece bende kalsan iyi olur."

Gözlerim kapıdaki kıza takıldığında olduğum yere çivilenmiş gibiydim.

Ne yani yarım saatliğine bile onu yalnız bırakamıyor muydu?

"Ah, o Fiona. Benim çocukluk arkadaşım."

Boş bakışlarım bu sefer Fiona'nın üzerine dikilmişti. Birazcık aklı varsa ondan hoşlanmadığımı anlamış olmalıydı.

Harry omzumdan tutup beni kapıya yönlendirirken evime son bir kez göz gezdirdim.

Arabaya binip Harry'nin evine gidene kadar Harry tonlarca soru sordu. Bense hepsine kaçamak cevaplar vermekten başka bir şey yapamıyordum.

Nihayet eve geldiğimizde tüm bu sorulardan kurtulmak için Harry'e uykum olduğunu söyledim.

Beni uyumam için üst kattaki odalardan birine götürdüğünde kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım bile.

Bütün bunları yaparken aklımda sadece buraya gelme fikri vardı. Harry'ı bu kadar endişelendireceğimi düşünmemiştim.

Sadece bu gece onunla olmak istiyordum ve o eve başka bir kızla gidiyordu. Belki de doğru düşünmemi engelleyen tek şey Fiona'ydı.

Karşı cinsten arkadaşlara her zaman saygım olmuştur. Fakat konu Harry ise ve Paul bile beni bu konu da uyarıyorsa huzursuz olmamak elde değildi.

Yatağa uzandığımda Harry baş ucumda bana güven verecek birkaç cümle sarf ediyordu.

"Yarına kadar kimin yaptığı bulunur. Emin ol buna pişman olacak."

Kafamı usulca sallarken umarım olmaz diye geçirdim içimden.

"Her neyse yorgun olmalısın. İyi geceler."

Harry gitmek için hamle yaptığında olabilecek en klişe seyi yapıp elini tuttum.

Harry birkaç saniye gözlerime bakıp bir şey dememe gerek kalmadan yanıma uzandığında hafifçe gülümsedim.

Bana yaklaşıp belimi sardığında bu anın yaşadığım tüm pişmanlıklara değdiğini hissettim.

Vücudumu ona dönüp ellerimi saçlarına geçirdim.

"Seninle ne olduğumuzu bilmesem de..." Harry gözlerini dudaklarıma odaklarken devam ettim. "Sen de bana iyi geliyorsun."

'Ve kötü de' diye ekledim içimden. 

Daha sonra yavaşça dudağına bir öpücük kondurdum.

Harry bana mükemmel hissettiriyordu. Onunla yaşadığım en ufak bir temas bile şuana kadar sevgililerimle olan en ateşli şeylerden daha çok heyecanlandırıyordu beni.

Bir yandan bu geceki yalanımdan dolayı utanç duyuyordum. Normalde asla ama asla böyle bir şey yapmazdım. Ama Harry beni adeta uyuşturuyordu. Asla sağlıklı düşünemiyordum.

Ona sarılıp gözlerimi kapamadan önce mırıldandım.

"Fiona'yı yalnız bırakmak istemezsen anlarım."

Bunu söyerken ona daha sıkı sarılmam 'gitmem gerek' desen bile seni bir yere bırakmam anlamına geliyordu.

Tamamen formalite olan cümlemin üzerine Harry  kıkırdadı.

"Çocuk gibisin."

Gözlerimi kapayıp kendimi uykuya teslim ederken Harry mırıldandı.

"Belki de o hırsıza teşekkür etmeliyim ha?"

Ah hiç önemli değil.

Afterlife // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin