6 'Söz Veriyorum!'

1K 97 21
                                    

Hoseok'un miniği, kendisinin kucağında uyuya kalmıştı. Hoseok, nazikçe ayağa kalktı. Miniği kafasını hafif oynattı. Başını hyungunun sol omzundan sağ omzuna yerleştirdi. Hyungu bu haline sırıtmıştı. Saçları arasına öpücük kondurdu ve odaya ilerledi. Yoon'un kuyruğu yere doğru düştü, yürüdükçe sallanıyordu.

Hoseok odaya gitti. Miniğini, tek eliyle nazikçe tuttu ve diğer eliyle yorganı açtı. Onu yatağa bırakıp üstünü örttü. Yatağın diğer tarafına yerleşti. Yorganın birazıyla kendi üstünü de örttü. Elinde telefonla catboyları araştırıyordu. Sonuçta ne anlardı ki çocuk bakmaktan? Özellikle catboy bir çocuktan bahsediyoruz.

Telefondan girmediği site bakmadığı yer kalmamıştı. Ergenlik dönemlerinde yalan attıklarını okuyunca iç çekti. En sevmediği şey yalandı. Bu yüzden miniğini kırmak veya kavga etmek istemiyordu.

Göz kararı miniğinin bedenini tahmin ederek internetten bir kaç kıyafet sipariş etti. Daha çocuktu sonuçta oyuncakta ekledi sepete. Uzun bir süre sonra telefondan uyku sersemi başını kaldırdı. Kapalı perdelerin arasından günışığı yavaştan içeri girmeye çalışıyordu. Hoseok giren ışıklara baktı ve gülümsedi. Başını hızla diğer tarafa çevirdi. Yoongi'nin kısık gözleri, yumuşak tombul yanakları ve kiraz rengi dudaklarını görünce gülümsedi. Miniğinin o soğukta dışarda ne işi vardı? Yarın onu sorguya çekecekti.

Düşüncelerle gözlerini kapadı. Tam kendini uykunun huzurlu kollarına bırakıyordu... Ki miniği onun büyük bedenini, küçük kollarıyla sarmaya çalışıyordu. Hoseok, başını eğip beline kollarını saran bedene baktı. Kendini bir an baba gibi hissetmişti. Gay olduğu için bu duyguyu tadamayacaktı. Ancak Yoongi ona bu anı tatmasına izin verdi. Miniği kıpırdanıp duruyordu. Bu sefer yorganı üstünden itti ve bir ayağını Hoseok'un üstüne attı. Hoseok bu haline kahkaha atmamak için dudağını ısırıyordu. Açtığı üstünü örttü. Kollarını küçük bedene sardı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.

~Sabah~
Hoseok, çalan alarmıyla kalktı. Miniği kıpırdanıp hyunguna arkasını döndü. Hemen alarmı kapadı ve Yoongi'ye baktı. Onu uyanmamış görünce derince bir iç çekti. Sessizce kalkıp odadan çıktı. İş yerini aradı ve bir bahane uydurup iş için bir kaç gün izin aldı.

Ardından mutfağa gitti. Güzel bir kahvaltı hazırladı. Yoongi uyurken bakkala bile gitmişti. Ekmeğe sürsün diye çikolata ve çikolatalı süt bile almıştı. Miniğinin gerçekten sevinmesini ve ona güvenmesini istiyordu.

Yoongi yarım saat sonra saçları dağınık şekilde seslerin geldiği mutfağa girdi. Hoseok ona gülümsedi.

-Günaydın miniğim
-Günaydın... Da... Hyunyg niye bu kaday uyyaştın ki?
-Güzel bir kahvaltı yapalım ne olacak? Öğlende pizza sipariş ederiz. Sever misin?

Miniği çekinmiş şekilde hyunguna bakıyordu. Hyungu onu çekip sandalyeye oturttu.

-Hadi ama..! Benden çekinme artık Yoon!

Miniği ne diyeceğini bilemiyordu. Sadece küçük aklıyla "Ya tam ona alışınca beni bir yere bırakırsa?" diye geçiriyordu. Tüm cesaretini topladı

-Hyung..? Bana iyi davyanıp sonra anideyn sokaya atay mısın?
-Ne saçmalıyorsun? Atsam seni ilk başta arabadan atardım.

Yoon kafasını "Yaniiiii haklısın" dercesine salladı. Hoseok bu haline güldü. Eliyle miniğinin dağınık saçlarını karıştırdı.

-Sadece bana güzel bir dost olursun. Hem seni sevdimde birlikte yaşamak istemez misin?
-Çok isteyim!

Hoseok sırıttı ve miniğinin yanaklarını öptü. Sertçe parmağını söz verecekmiş gibi Yoon'a uzattı. Yoongi ona anlam verememiş şekilde bakıyordu.

-O zaman birbirimize söz verelim? Hım olur mu?
-Oluy. Ama ne sözü?
-Ne olursa olsun yalan söylemek, kavga etmek, birbirine bağırmak ve habersiz iş yapmak yok. Bu ikimiz içinde geçerli.

Miniği, Hoseok'un ince ve uzun parmağını, küçük ve tombul parmağı ile tuttu. Beyaz ve esmer tenleri yan yana belli oluyordu.

-Ya biyimiz biy yanlış yapıp sözü tutamazsa?
-Diğerinden özür dileyecek. Ne olursa olsun birbirimize karşı dürüst olalım istiyorum.
-Anyadım...

Hoseok diğer elini havaya kaldırdı. Miniğine, gözleriyle sende kaldır dercesine baktı. Miniği, hyungunun isteğini yaptı.

-Dediklerimi tekrarla tamam mı? İzci sözü gibi düşün.
-Seyn izci miydin hyunyg?
-Hayır! Filmde görmüştüm.

İkiside bunun üzerine güldü. Hoseok konuşmaya başladı.

-Ne olursa olsun
-Ne oluysa oysun
-Sonucu ne olursa olsun
-Sonucu ne oyuysa oysun
-Yakışıklı ve karizma Jung Hoseok olarak, sevgili miniğim Min Yoongi'ye yalan, küfür, kötü söz söylemicem ve ona yalan atmıcam.

Hoseok aşkla kendini överken Yoongi onun bu haline kıkırdadı.

-Yakısıkyı ve sevimyi Min Yoongi oyayak, sevgiyi Jung Hoseok hyunguma yayan, küfür, kötü söz söyyemicem ve ona yayan atmıcam.

Hoseok, sert ama acıtmayacak şekilde Miniğinin minik parmağını sıktı ve bağırmaya başladı.

-SÖZ VERİYORUM!
-SÖZ VEYİYOYUM!

Hyungunun yanında Yoongi'nin sesi ne kadar yavru kedi gibi kalsada ikisininde bu hali sevimliydi. Ellerini birbirlerinden ayırırken bu hallerine kahkaha atıyorlardı.

...

Yoongi masaya ellerini koymuş hyungunu omlet yaparken izliyordu.

-Hyung?
-Efendim miniğim?
-Küfüy ve kötü söz deyken..? Yani onlay ne demeyk?

Hoseok bir an duraksadı. Miniklerle nasıl konuşmalı ve nasıl yetiştirmeli bilmiyordu ki...

-Büyüyünce öğrenirsin. Ş-şimdi yaşın birazcık küçük. Üstüme gelme bu konuda... Olur mu?
-Oluy...

Hoseok omletlerini tabaklarına koydu. Masaya oturdu. Miniğinin çikolata ekmeğini sürüyordu. Tüm kahkahaları evin içinde yankılanıyordu.

'Secret Garden'/ Sope/ CatboyWhere stories live. Discover now