5 'Benim Yerim'

1.1K 116 22
                                    

İkisi de birbirine karşı çekingendi. Miniğin hissettiği daha çok utanç ve yıkıklıktı. Küçük bir beden için yıkık kelimesi ne kadar uygun bilinmiyor. Ama içinde olduğu durumu en güzel açıklayan kelime buydu. 

Gece yarısını çoktan geçmişti. Saat 02.15 falandı. Yağmur azda olsa durmuştu. Şehrin tam göbeğinde arabayı durdurdu miniğin kalkanı. Arabadan indi ve Yoongi'nin tarafında ki kapıyı açtı. Miniğin elinden tutarak inmesine yardım etti. Hala elleri birbirine kenetlenmişken bir apartmana doğru ilerlediler. Demin ki büyük evden sonra ikisi içinde burası pek cazip gelmemişti. Gece yarısı doğal olarak sadece iki çift ayak sesi yankılanıyordu tüm sokakta. Nefes alıp verisleri birbirleri ile uyumsuzdu. İkiside bunu farketmişti. Onların adımları ve nefesleriyle beraber yanıp sönen sokak lambasını da eklemek lazım.

Hoseok apartmanın kapısını açtı. İkisi de apartmanın otomatik yanan ışığında göz göze geldiler. Hoseok, hala miniğin elini tutarken merdivenlere ilerlediler. Minik, Hoseok'un adımlarına zor yetişiyordu. Miniğin kalkanı bunu fark edince miniğini kucağına aldı ve basamakları öyle çıktı. Yoongi, Hoseok'a duraksamış şekilde bakıyordu. Hoseok onun bu haline gülümsedi. Yoongi ise utanıp başını önüne çevirdi.   

Hoseok, apartmanın en üst katına çıkınca Yoongi'yi yere bıraktı. Cebinden anahtarları çıkartıp evin kapısını açtı. İkisi de hala yağmurdan dolayı ıslaktı. Hoseok, kendi ayakkabılarını çıkarınca kapı eşiğinde durdu. Eğilip miniğin ayakkabılarını da çıkarttı. Miniği çekingen şekilde etrafına bakıyordu. Hoseok'un elini tutmasıyla küçük ama içinde bir sürü hikayesini yazacağı evin içine giriyormus gibi hissediyordu.

İkisininde adımları Hoseok'un yatak odasına gitti. Beyaz çift kişilik yatakta kırmızı bir takım vardı. Bir erkeğe göre gayet güzel dizayn edilmiş bir evdi. Yani Yoongi'nin loş ışıkta görebildikleri bunlardı

-İlk üstünde ki ıslak kıyafetlerden kurtulalım Yoongi.

Hoseok, Yoongi'yi alıp banyoya götürdü. İlk miniğinin elini ve yüzünü yıkadı. Yüzünde ki tüm kirler gitmişti. Beyaz teni ve yumuşak yanakları ortaya çıkmıştı. Yüzü parlıyordu. Tam yanaklarını sıkılmalık duruyordu. Hoseok, onun yanaklarını eğilip elleri arasına aldı. Minik, kızaran yanaklarla ona bakıyordu. Hoseok miniğinin yanaklarını sıktı. Ardından kendi elini yüzünü yıkadı. Miniği ve kendisinin saçlarını kuruttu. Yoongi'nin saçları kabarınca Hoseok eline tarağı aldı. Saçlarını özenle tarıyordu. Yoongi ise karşıda ki aynadan ikisinin bu haline yüzünde hafif bir tebessüm ile bakıyordu.

En sonunda yatak odasına geçtiler. Hoseok, dolaptan kırmızı bir kazağını çıkarttı. Miniği ıslak saçlarla onu izliyordu.
-Elimde senin altına olacak bir eşofman yok. Şimdilik sana kıyafet alana kadar kazakla gezsen bir şey olmaz bence.
-Teşekküy e-edeyim...

Adam, miniğine gülümsedi. Yatağa oturdu. Karşısında ayakta dikilen, merakla onu izleyen bedeni kendisine çekti. Miniğin üstünde ki ıslak kazağı çıkarttı ve kenara yere attı. Yoongi'nin yanakları daha da kızarmıştı. Hoseok, miniğinin yanağına öpücük kondurdu ve gülümsedi. Hemen kendi kazağını Yoon'a giydirdi. Miniğinin altında ki ıslak pantolonundan da kurtulup kazağın yanına fırlattı. Kırmızı kazak Yoongi'nin kızaran yanaklarıyla uyumlu durmuştu. Üstünde elbise gibiydi yada daha çok yürüyen kazak gibi.

-Sen salona geç ve otur. Bende üstümü giyinip geliyorum.

Yoongi, kafasıyla onaylarken odadan çıktı. Büyük koridorda duvarda ki tablo, süs ve raflara bakarken salona ilerledi. Salona girince bir koltuğa oturdu. Gözleriyle etrafı süzüyordu.

Hoseok, siyah bir eşofman giydi. Onunde üstüne V yaka bol bir tişört geçirdi. Hava soğuk diyede üstüne siyah bol hırkasını geçirdi. Salona, Miniğinin yanına ilerlerken rüzgarla saçları gelişi güzel dalgalanıyordu.

Hoseok küçük bedenin yanına oturdu. Onu kucağına çekti ve dizlerinin üstüne oturttu.

-Bana herşeyi anlatır mısın miniğim? Senin sahibin falan var mı? Sokakta mı kalıyordun?

Yoongi susmuş bir şey demiyordu.

-Bana güvenmeni istiyorum. Eğer biri bir şey yaptıysa sana yardım ederim.
-Sabah gidebiliyim... Hem ben büyük biy hyungum. Kimsedeyn fayan koymuyoyum..!

Hoseok onun bu cesur halini gülümseyerek izliyordu. İkiside bir süre sustu. Sadece birbirlerinin yüzünü incelediler. Yoongi, kafasını kalkanının göğsüne yasladı. Kalp atışını dinlerken gözlerini kapadı. Hoseok ise kollarıyla miniğinin bedenini sardı. Minik, kendini gene güvende hissediyordu.

-Koykuyoyum hyung... Kayanlıkta tek başıma duyunca koykuyoyum.

Hoseok miniğinin sakinleşmesi için saçlarını okşuyordu. Yorucu ve soğuk bir günden sonra sarılmaları ikisinede iyi gelmişti.

-Korkma miniğim. Ben senin yanındayım. Sana sahip çıkarım.

Miniği gözlerini araladı. Saçı oksanmasıyla mayısmıstı. Hyungunun göğsünde ki başını hafif havaya kaldırdı. Alttan esmer teninin izlerken sıcak nefesi yüzüne vuruyordu. Hoseok hafif başını eğip miniğine baktı. İkisininde yüzünde memnun olduklarını belirtecek bir gülümseme yerini buldu.
Aynı bir anda Yoongi'nin Hoseok'un yanında yerini bulduğu gibi...

'Secret Garden'/ Sope/ CatboyWhere stories live. Discover now