Deniz babası ve annesi trafik kazasında hayatını kaybettikten sonra dedesinin yanına İzmire gider
Dedesi onun için herşeyin en iyisini istediği için bir koleje yazdırır
Bakalım Denizi yeni kolejinde neler bekliyor olacak
*Küfür ve argo içerir
Başla...
Yatağımda uzanmış öylece yatıyordum ve 2 haftadır olduğu gibi Savaş'ı düşünüyordum.
Savaş'a onu kıskandığımı söylediğim günün üzerinden tam tamına iki hafta geçmişti.
Söyledikten sonra biraz rahatlamış biraz da endişe duymuştum. Savaş ise hiç bişey söylememişti çünkü sanki bu ânı bekler gibi birisi bi anda Savaş'ı aramıştı ve Savaş apar topar kalkmıştı.
O bana hiç bişey söylemeden giderken arkasında şaşkın bir ben bırakmıştı.
İki haftadır da ne okula geliyordu ne de karşıma çıkıyordu. Onunla beraber diğerleri de ortada yoktu. Savaş'ı aramaya biraz utandığım için Buse'yi aramıştım ama o da telefonlarına cevap vermemişti.
"Deniiizz"
Duyduğum sesle yattığım yerden kalktım ve aşağıya indim. Çağan ve dedem akşam yemeği için çağırmıştı. İkisine de gülümseyip sofraya oturdum.
Yemekten sonra Çağan kendi odasına girmiş dedem de her zamanki gibi erkenden yatmaya gitmişti. Bende salonda biraz telefonumla ilgilendikten sonra odama çıktım. Biraz film izledikten sonra saatin epey geç olduğunu fark edip uyudum.
° ° ° °
Sabah beni güzel uykumdan uyandıran Çağan'ın her zamanki gibi bağırarak odama girmesi ve üstüme atlamasıydı. Yine çok güzel (!) uyandırılmıştım. Çağan'a saydıra saydıra kalkarken o da çabuk hazırlan giyip kahkaha atarak odamdan kaçmıştı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Banyoda rutin işlerimi hallettikten sonra üstüme baskılı bir beyaz t shirt altıma da toz pembe krem rengi gibi bi rengi olan pantolonumu giydim. Ayağıma da kahverengi konverslerimi giydim. Saçlarımı çoğu zaman olduğu gibi kendi haline bıraktım ve aşağıya indim.
Çağan dedemle birlikte oturmuş sohbet ediyordu. Yanlarına gittim ve dedeme kocaman bi öpücük verirken Çağan'a dilimi çıkardım.
"Yaa kıskanıyorum ama bende istiyorum öpücük " diyen Çağana karşı dedemi bi daha öptüm.
Dedem neşeyle gülerken " Kızım yazık çocuğa bide onu öp bakiyim" dedi.
"Sırf dedemi kırmamak için öpüyorum bak" diyip Çağan'ı da kocaman öptüm.
"Hiç de hatır için öpmüş gibi değilsiniz Deniz hanım " gülerek söylediği şeye tekrar dil çıkardım ve kapıya doğru yürümeye başladım. Çağan da arkamdan geliyordu.
Okula geldiğimizde Çağanla ayrılmak zorunda kaldık çünkü onun sınıfı 11-A idi.
Ona öpücük atıp sınıfıma geçerken bir bedene çarpıp sendeledim. Bu kişi tabii ki de Tunç'tu. Her sabah bizim sınıfa geliyor ve benimle konuşmaya çalışmadan gitmiyordu. Bugün biraz gecikmiş olmalıydık ki gelmedim diye çıkıyordu sınıftan.
Yüzüme her zamanki gibi gülümseyerek baktı ve " Günaydın" dedi.
Hâlâ nasıl benimle konuşabilecek yüzü buluyordu acaba. Bu iki haftada Tunç hakkında hiç iyi şeyler duymamıştım. Hatta beni sırf bi inat uğruna kullandığını duyduğumda ise baya sinirlenmiştim. Gidip ona sorduğumda ise hiç bişey söylemeyerek cevabını vermiş olmuştu.
Soğuk bi şekilde günaydın diyip yanından geçecekken önümü kesti ve " Ne zamana kadar böyle yapıcaksın ki konuş artık benimle" dedi.
Göz devirip tekrar geçmeye çalıştım ama yine yolumu kesti. "Çekilir misin şuradan" diyip tekrar denediğimde yine önüme geçiyordu ki bir ses buna engel oldu ve benimde Tunçun da duraksamasına neden oldu.
"Çekil diyor duymuyor musun kızı." Bu Savaş'ın sesiydi. Şaşkınlıkla arkama döndüğümde Savaş'ın yanında Ateş, Berke ve Buse de vardı.
Tunç bişey söylemeden sınıftan çıkıp giderken ben öylece durmuş onlara bakıyordum. Ateş yanımdan hızlıca geçti. Arkasından Berke geçerken bana gülümseyerek"Günaydınn" dedi bende ona aynı neşeyle cevap verdim. Onun arkasından da Buse giderken bana sıkı sıkı sarıldı ve "Özlemişim kız. Aramışsın ama cevap veremedim kusura bakma anlatıcam " diyip o da sınıfa geçti.
Tam bende sınıfa geçicektim ki Savaş kolumu tutarak beni durdurdu.
"Günaydın. Özledin mi beni" gülerek söylediği şeye ben öylece kalırken o beni öylece bırakarak sınıfa geçti.
Bende üstümdeki şaşkınlığı bırakarak sınıfa geçtim. Buse hemen yanıma gelmişti.
"Denizz çok özür dilerim ya o kadar aramışsın cevap veremedim hemde sana haber vermeden ortadan kayboldum. Ama Savaş' ın annesiyle ilgili bişeyler oldu annesi yurt dışında ve bizde Sibel ablayla çok yakın olduğumuz için hep beraber oraya gittik ve iki hafta boyunca onun yanında kaldık. Telefonumu Türkiyede bırakmıştım tekrar özür dilerim."
Duyduklarım biraz şaşırtmıştı beni ama anlayışla kafamı salladım ve "Önemli değil ya merak etmiştim sadece ama iyisin sonuçta bende seni çok özledim " dedim ve tekrar sarıldık.
Sonraki saatler yine aynı geçmişti. Buse ,Berke ve ben birlikte vakit geçirmiş Savaş ve Ateş ise kendi hallerinde takılmışlardı.
Zil çaldığında toparlandım ve ayağa kalktım. Buse ve Berkeyle sarılarak vedalaştık. Sınıftan çıktığımda Çağan beni kapıda bekliyordu.
" Bugün yanına arkadaşın gelmiş diye gelmedim he yoksa seni yalnız bırakmam biliyorsun. " Gülerek kafamı salladım ve birlikte okuldan çıktık. Çağan'ın arabasına binip eve doğru yola çıktık.
Eve geldiğimizde ben günün yorgunluğuyla hemen odama çıktım ve bi duşa girdim. Duştan sonra Gumball karakterli pijamalarımı giyip biraz daha uykum gelsin diye biraz kitap okuduktan sonra yattım ve güzel bir uykuya daldım.
💗💗💗💗💗💗💗💗💗💗💗💗
Eveeettt yeni bir bölümle karşınızdayımmm. Sürekli yeni bölüm istiyordunuz ve ben sizi yeterince beklettiğimi biliyordum o yüzden bir açıklama bölümü yayınladım. Artık devam etmiycemi falan belirttim ama siz devam etmemde bana ısrar edince denemeye karar verdim veee işte yeni bölümü yazmış oldum . İnşallah olmuştur çok kararsızım aslında hâlâ ama olsun yine de yayınliycam.
Ama bana demeyin oyun mu oynuyorsun bi yazmiycam diyosun bi yazıcam diyosun diye. Dediğim gibi ısrar edilince bende finale kadar yazmaya karar verdim .
Anlayışınız için teşekkür ederim. Lütfen yorumlarda çok fazla kötü eleştiri yapmayın yazma isteğim azalıyor. Açıklama kısmında söylediğim gibi ben bu kitabı yazarken biraz küçüktüm ve şimdi aynı kafada değilim sonuçta .
