3.Bölüm : Merhaba Ruhum.

460K 28K 63K
                                    

Selam canımın içleri^^

Benim için iki başrolümüzü de iyice tanımaya başladığımız, içlerini görmeye başladığımız ve duygusal yönüme çok dokunan bir bölüm oldu. İyi okumalar dilerim <3 Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalımm^^


3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3.Bölüm : Merhaba Ruhum.
*Ruhun o kadar dolu ki boş olduğunu sanıyorsun...*

"Günaydın Türkiye, bugünün magazin bombalarına hazır mısınız?"

Uyandım. Duygu Özaslan'ın en sevdiği kahvaltılık olan Sunny-Side-Up'tan yaptım, kahve içtim, bilgisayarımda yayınlanmayı bekleyen magazin haberlerini düzenledim, bloğa ve sosyal medya hesaplarıma ikişer tane haber girdim, kısacası acınası bir yaşam.

Hayırdır Mine, mutsuz muyuz?

Kapa çeneni İç Ses.

O sabah fark ettim ki uzun zamandır içimde bastırdığım büyük bir mutsuzluk havuzunun içinde yüzüyordum. Uzun zamandır yaptığım şey yaşamak değildi, acılarımın içinde boğulmadan ilerlemeye çalışmaktı. Kendime bir yeşil çay yapıp balkona çıktım ve kucağıma aldığım bilgisayarımın ekranına bakarak yarım saat boyunca oturdum. Sonra üst kattan, Efe'nin evinden gelen şarkı sesiyle bakışlarımı bilgisayarımdan kaçırdım. Efe'nin dinlediği şarkı Mark Eliyahu'nun Türk müzisyen Fuat Güner'le yaptığı şarkıydı. Şarkının ismi "Nefes Yerine"ydi, daha geçen hafta bununla ilgili bir haber yapmıştım. Gözlerim gökyüzüne çevrildi.

"Düşün, en son ne zaman, en son nerede baktın gökyüzüne?" diyordu şarkı. Gözlerim gökyüzüyle buluştuğunda yüzüme hüzünlü bir gülümseme yerleştirdim.

"Merhaba eski dostum." diye mırıldandım gökyüzüne doğru, çocukken en sevdiğim şey gökyüzünü izlemekti. Bulutlara isimler takardım. O günler çocukluğumda kaldı, hatta kalakaldı... İki gündür yaşadığım duygusallığa sinirlenerek bilgisayarımı balkonda bıraktım ve içeri girdim. Bir duş alıp kendime gelmeyi planlıyordum. Duş aldım, kendime gelemedim. Kendime bir kahve daha yaptım. Kahvenin fotoğrafını çektim ve sosyal medya hesabımdan paylaşmak üzere üzerine bir yazı yazmaya başladım.

"Harika bir gün, harika magazin haberleriyle geliyorum. Akşamı bekleyin."

Gerçekten harika bir gün mü Mine? Yoksa Yalan Makinesi mi demeliyim sana?

Sen sadece sus İç Ses, lütfen.

Akşama kadar internet üzerinden yeni nesil ünlülerle ilgili araştırmalar yaptım, zira kafamı sadece çalışarak dağıtabiliyordum. Akşam olduğunda ise kalkıp kendime harika bir yemek yapmaya karar verdim.

Makarna mı?

Evet İç Ses, makarna.

Senden nefret ediyorum Mine.

No : 26 (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin