"Keşke tüm kadınlarımız sizin gibi güçlü olabilseler. Bazıları mutluluğu hep başkalarında arıyorlar. Ve büyük hataya düşüyorlar. İnsanın mutluluğu sadece kendi ellerindedir aslında. Ama bazıları bunun farkında bile değil."

"Hiçbir zaman o kesimden olmadım çok şükür ki."

"Ne mutlu size." dedikten sonra ikimizde konuşmadık.

¬¬¬

"Kutay Bey ilaçlarımı kendim alırım hastaneye getirmenize bile gerek yoktu aslında."

"Olur mu hiç Nefes Hanım? Benim yüzümden canınız yandı. Tabii ki de getirecektim. Ve ilaçlarınızı da ben alacağım rica ediyorum. Hem taksiyle falan uğraşmayın ben bırakırım gitmek istediğiniz yere."

"Zahmet olur ama size."

"Lütfen rica ediyorum."

"Peki o halde madem ki ısrar ediyorsunuz." Onaylamamla beraber gülümsemesi yüzünde büyüdü. Sonra tekrar arabaya bindik ve eve doğru sürmeye başladı.

¬¬¬¬

"Sizde mi bu sitedesiniz?" dedi şaşırırken elimde ki kremden bakışlarımı çekip Kutay Beye döndüm.

"Sizde mi derken? Başka bir tanıdığınız daha mı burada yaşıyor?"

"Evet, ben bu sitenin çıkışına doğru oturuyorum."

"Gerçekten mi?"

"Evet bu sitede oturan birçok kişiyi tanırım aslında. Siz yeni geldiğiniz için tanımıyor olmalıyım."

"Arkadaşlarım burada yaşıyordu. Bizde onlardan uzak kalmamak için burada oturmaya karar vermiştik."

"Yanlış anlamazsanız arkadaşlarınızın adı neydi?"

"Eslem Karadağ, Gece Şimşek ve Zeycan Karadağ."

"Eslemler sizin arkadaşınız mıydı? Eslem ve Meriçle birbirimize gelip gideriz biz. Oğulları Ulaşla çok maç yapmışlığımız vardır hatta." Şaşırırken

"Gerçekten mi? Şansın da böylesi."

"Gerçekten öyle ama."

"Eslemlere gidiyorum bende. Gelmek isterseniz eğer sizde gelin."

"Konuşacağınız şeyler vardır. Rahatsız etmeyeyim hiç."

"Olur mu hiç gününüzü bana harcadınız. Size bir kahve ikram etmek isterim."

"Peki madem." Eslemlerin evi gözükürken Toprağın arabasını görmemle yutkundum. Ve elim koluma gitti. Kolumda çatlak vardı. Birkaç haftaya geçer demişti doktor. Kutay Bey arabayı durdurdu ve

"Gerçekten rahatsız olmaz mısınız?"

"Kutay Bey zaten tanışıyormuşsunuz Eslemlerle. Eslemler kolay kolay birinin evine gitmezler, kabul de etmezler. Sizi evlerine kabul ettiklerine göre güveniyorlardır. Yani lütfen gelin ve kırmayın beni."

"Sizi kırmayı asla istemem." Gülümserken

"O zaman lütfen buyurun." Kutay Bey de gülümseyip anahtarı çıkardı.

"Buyurun gidelim o zaman. Ama ev kalabalık sanırım?"

"Biz buraya geleli çok olmadı o yüzden hasret gideremedik pek. Elimizden geldiğince toplanmaya çalışıyoruz."

"Arkadaşlığınız insanı çok özendiriyor gerçekten." Kapının önünde dururken kapı ziline bastım. Üçüzlerin sesini duyarken kapı açıldı.

Tehlike Çetesi 3 حيث تعيش القصص. اكتشف الآن