''Sen... Onu çok mu sevmiştin?''dedi kekeleyerek... Alacağı cevaptan korkuyordu.

''Ben...''dedi Gece ve gözlerini kapatıp açarak devam etti.

''Evet ben aslında onu kendimce çok sevdim ama hiç aşık olmadım, Alp benim için güvenilir bir dosttu. Ne zaman zor durumda kalsam, ailemle tartışsam ya da kötü bir şey yaşasam hep yanımdaydı. Lise mezuniyetimde, üniversite de aileme baş kaldırıp ayrı eve çıktığımda, avukatlığa ilk başladığımda, ilk davamda...''

Bir süre sessizlik oldu Batu bir şey söylemeyince, Gece tekrar konuşmaya başladı;

''Ben ona sığındım Batu, hayattaki tüm korkularımı, tüm sevinçlerimi onunla paylaştım. O benim için bir sevgiliden daha yakındı. İşte tüm üzüntüm bundan. Neden bunu yaptı ki? Bana ayrılmak istediğini söyleseydi, anlatsaydı...''

Batu tekrar Gece'ye sarıldı. İşte şimdi rahatlamıştı. Alp ve Gece arasında yaşananları hiçbir zaman tam olarak öğrenemeyecekti belki ama Gece'nin ona aşık olmadığını bilmek işte bu paha biçilemezdi.

Uzun bir süre konuştular. Bir süre sonra kolları arasında uyuyakalan meleğe baktı. Bu şekilde uyumasına izin veremezdi. Yavaşça kucağına alarak onu yukarıya taşıdı. Odası olduğunu tahmin ettiği ilk odanın kapısını açtı. Evet, doğru tahmin etmişti. Duvarlarında ve mobilyalarda mor ve beyaz'ın hakim olduğu biraz katı ama bir o kadar da çocuksu bir odaydı burası.

Mor rengi, Gecenin sert tarafını beyaz ise çocuksu masum tarafını simgeliyor gibiydi. Gece'yi yatağına yatırdı. Sabahlığının kuşağını çözerek rahat uyumasını sağladı. Kolsuz ince geceliği her ne kadar sınırlarını zorlasa da onu sağ salim yatağa yatırıp pikeyi üzerine örtmüştü. Kapıyı kapatıp aşağıya indi. Evden sessizce çıkmış çıkarken anahtarı da kapıdan almıştı. Dışarıdan yiyecek bir şeyler aldı. İzleyecek bir komedi filmi seçti. Toplantılarını iptal edip tekrar Gece'nin evine geldi.

Kapıya yaklaştığında uzun boylu kumral bir adam gördü. Kapıyı çalmak üzereydi. Biraz yaklaştığında adamın konuştuğunu duydu,

''Gece yalvarırım aç! Bak açıklayabilirim, lütfen aşkım...''Batu Alp bunları söylerken tam arkasındaydı. Elindekileri yere bırakıp hızla Alp'in ensesinden tutup geriye doğru çekiştirdi.

''Gelsene sen biraz...''Alp birden arkasından onu çekiştiren adamın varlığıyla ne yapacağını şaşırmış kendine geldiğinde ise ondan kurtulmaya çalışarak bağırmıştı,

''Bıraksana kardeşim kimsin sen?''

''Ben kim miyim? Ben eğer bu evin kapısına bir daha gelir ya da Gece'yi rahatsız edersen seni gebertecek olan adamım.''

''Hangi sıfatla? Sen kimsin ki sevgilimle arama giriyorsun?''bir yandan da üzerini düzeltiyordu,

''Eski sevgilin... Gece yaptıklarını anlattı bana ve senide bir daha görmek istemiyor. Eh bundan sonra da bana onun isteklerini yapmaktan başka bir şey düşmüyor.''

Alp Batu ile göz göze geldi. Karşısındaki adam ona büyük bir öfkeyle bakıyordu. Eğer itiraz etse kesin kavga çıkacaktı. Ama o asla kavgacı bir tip olmamıştı. Yavaşça geri çekildi.

''Şimdi gidiyorum ama Gece ile konuşmaya yeniden geleceğim ve sende buna engel olamayacaksın.''yavaşça geri geri giderken parmağını da Batu'ya doğru sallıyordu.

''Hele bir dene bak o zaman sana ne yapıyorum... Gece benim için çok değerli ve gerektiği her an onu koruyacağıma emin olabilirsin. O parmağını da... anladın sen onu defol hadi.''

Alp kavga çıkartıp Gece'yi daha da kızdırmak istememişti. Şimdilik geri çekilmişti, fakat onun için tekrar dönecekti. Anlık bir hatanın kaç yıllık düzeyli ilişkisini bozmasına izin vermeyecekti. Hele de büyük bir terfi beklerken...

LEYLA İLE MECNUNWhere stories live. Discover now