"Bu kez öldüreceğim seni!" dedi Alaz, Hicran'ın onu anlamadığını düşünüyor ama yanılıyordu kızın gözleri kocaman açılıp kapanmışken Alaz kızın önünde duran torpido gözüne uzattı elini. Hicran adamı engellemek için tırnaklarını geçirdi eline.

"Ah! Hicran bırak elimi!" diye bağırdı. Genç onun elini söküp atmak için çıpırken torpido gözü açılmış için de ki siyah metal silah parlamıştı. Alaz daha ne olduğunu anlamadan Hicran silahı eline almıştı.

"Hicran bırak o silahı!" Alaz bağırıyordu artık. Hicran silah kullanmayı bildiğini ispatlar gibi tek eliyle silahı sağ eline almış sol eliyle silahın namlusunu çekmişti. Genç kız gözünü kararmış adama bakıyordu. Alaz kızın zümrüt yeşillerinin tamamen silinip çöken karartıyı fark etti. Hicran hiç tereddüt etmeden silahı Alaz'ın göğüs kafesine doğru bastırdı.

"Ona zarar vermeyeceksin" dedi kız öfkeyle.

"Beni vuracak mısın Hicran?" dedi Alaz gözünü bile kıpramadan ona bakan kıza bir kez daha hayran olmuştu. En ufak bir korkusu dahi yoktu onu vuracağından da emindi. Ama hala onu izleyen adamın varlığı öfkesini en ufak azaltmıyordu.

"Vuracağımı biliyorsun" dedi Hicran hırıltılı sesiyle. Asla yüzünü Alaz'dan çevirmeden kemerine uzandı.

"Hicran! Arabadan inmeyeceksin" dedi Alaz öfkeyle.

"Eğer hareket edersen Alaz seni vururum!" dedi kız. Alaz olduğu yerde kıpırdamadan kızı inceliyor eli kapı kilidine uzandı.

"Sakın!" diye bağırdı kız. "Sakın düşündüğünü yapma şeytan! Sadece iki dakika!" diye hızlıca devam ettirdi. Arabanın kapısını açarken hala silahı Alaz'a çeviriliydi. Alaz da kızı taklit ederek kapısını açtı.

"Burada bekleyeceksin!" dedi kız.

"Vur beni! Beklemeyeceğimi biliyorsun Hicran" dedi Alaz aynı öfkeyle. Hicran silahı asla indirmeden yürüyor daha Alaz'ın hareketlerini inceliyordu.

"Hicran" dedi Hamza kıza doğru bir iki adım attı.

"Karımdan uzak dur!" dedi Alaz adamın onları anlaması için bağırmıştı adeta.

"İyi misin?" dedi Hamza kıza doğru.

"İyiyim, babam nasıl?" dedi kız aynı endişeyle, kalbinde hala aldatılmanın verdiği o acı olsa da babasını merak ediyordu. Onun için üzüldüğünü biliyordu, peşinden geleceğinden de emindi.

"Dayım iyi değil Hicran, geri dönmemiz gerekiyor. Fas'a sen olmadan giriş yaparsak dayım sorgulanacak."

"Biliyorum" dedi kız başını sallayarak. Ülkelerinde kanunlarının büyük kısmı kısıtlamalarla çevriliydi, babasının izni olmadan ülkeden çıkamadığı gibi ülkeye onsuz da giremezdi.

"Hicran" dedi Alaz öfkeyle. Hicran silahı asla indirmiyor hala Hamza'yla daha fazla şey konuşmak için çırpınıyordu.

"Bu şerefsiz yalan söylüyor değil mi?" dedi Hamza kıza doğru, Alaz adamı zor anlıyordu. Hicran yüzünü hafif eğdi.

"Seni zorladı mı?" dedi Hamza öfkesinden titriyordu.

"Hayır! Onunla anlaşma yaptık, bana dokunmaz!" dedi Hicran öfkeyle. Hamza kızın yalan söylemeyen gözlerine bakarken rahatlamış gibi nefes aldı.

"İndir silahı artık!" diye araya girdi Alaz, Hicran onu hiç dinlemeden adama çevirdi yüzünü.

"Burada kiler odaları var Hamza abi" dedi kız aniden. Hamza bir anda bambaşka bir şeyden bahseden kızı anlamaya çalışıyor Alaz da kızı anlamamış gibi bakıyordu.

HİCRANWhere stories live. Discover now