5.Bölüm- Aynaya Yansıyan Acılar -

943 78 170
                                    

Kızıl saçlı genç adam evden içeriye girdiğinde kendi kendine söyleniyor, bir yandan da merdivenleri çıkıyordu. Hermione onu fazla utandırıyor ve kendi karısı da ona katılıyordu. Önündeki kapıyı açıp yüzünü yıkamak için banyoya girdiğinde gördüğü şeyle donup kalmıştı. Yansıması. Karşısında on sekiz sene önce tam yanında ölen ikiz kardeşi duruyordu. Ve anılar anında üzerine yıkılmıştı. 

Birlikte küçük kardeşlerine takılmaları, arka bahçelerindeki cüceleri kovalayışları, annelerinin onları kovalayışı, Hogwarst'daki ilk seneleri, qquidditch antrenmanlarında Oliver'ı sürekli delirtmeleri, birlikte açtıkları dükkanları. 

Genç adam istemsizce elini aynaya uzatmıştı. "Fredie?" Ve o anladı ki karşısındaki sadece kendi yansımasıydı. Kardeşi burada değildi. Bir daha burada olmayacaktı. O ölmüştü. Öfke kalbinden bedenine yayılırken attığı çığlıkla birlikte yumruğunu aynaya geçirmişti. Çatlayan aynadan hıncını alamamış daha çok yumruk atarken birinin elini tutmasıyla durmak zorunda kalmıştı. O kendini elini tutan küçük kardeşinin kollarına bırakırken Hermione ve diğerleri şok olmuş bir şekilde onu izliyordu. Ron ağabeyinin sırtını sıvazlayıp kulağına sakinleşmesini fısıldarken devreye Angelia girmişti. "George, hadi evimize gidelim." deyip kocasının sağlam elini tutmuştu bile. Hermione'ye üzgün bir bakış atıp Ginny'ye "Çocuklar bu gece sende kalsın." dedikten sonra yaralı kocasıyla birlikte evlerine cisimlenmişti bile. 

Onlar gittiğinde ise Ron eline bulaşan kanı yıkarken Hermione şaşkınca karşısındaki durgunlaşmış üçlüye bakıyordu. "Siz niye bu kadar sakinsiniz?" diye sorduğunda Ron asasıyla etrafı toparladığından onu Ginny yanıtladı. "Bu George'un ilk ayna kırışı değil çünkü." dediğinde genç cadı şaşkınca ona bakıyordu. Ginny ise konuşmaya devam etti. "Savaştan, Fred'in ölümünden sonra George uzun süre toparlayamadı. Kendi yüzüne bakamaz hale geldi. Aynada yada bir camda yansımasını görünce böyle oluyor. O yüzden hiç birimizin evinde ayna yok. Olanları da büyüledik, O eve girdiğinde ortadan kayboluyorlar. Ama sana bunu söylemeyi unuttuk." diyerek açıkladığında Hermione, Ron'un düzelttiği aynasına bakıyordu. Savaş bitmiş ve kazanmış olabilirlerdi ama acılar hala daha onlarlaydı. Ron onunda aynasını büyüledikten sonra hepsi tekrar bahçeye inmişti. 

*****

Genç cadı kıyafetlerini giyerken oldukça heyecanlıydı. Kingsley ile konuşmalarının üzerinden bir hafta geçmişti ve bugün nihayet işine başlıyordu. Beyaz gömleğinin düğmelerini ilikleyip siyah ceketini giydikten sonra çantasını ve cüppesini de alıp evden çıkmıştı. Sokağın karşısına geçip Potter'ların kapısını çaldığında kapıyı ona Albus açmıştı. Büyümüş gözleriyle genç cadıya bakarken tek dediği "Çok güzel olmuşsun Hala." olmuştu. Hermione onun bu tepkisine gülümseyip "Teşekkürler Al." demişti. "Babanı çağırır mısın tatlım? Geç kalmak istemiyorum." dediğinde ise arkadan gelen Harry "Geliyorum." demişti. O cüppesini üzerine geçirirken Hermione ofluyordu. 

"Okul yıllarımıza döndük Harry. Sen yine geç kalıyorsun, ben yine seni bekliyorum." dediğinde Harry duyduklarıyla gülmüştü. "Ne güzel anı tazeliyoruz, fena mı?" dediği sırada Ginny onu çoktan dışarıya itmişti bile. "Hadi gidin artık." dedikten sonra da kapıyı yüzlerine kapatmıştı. Hermione şaşkınca kapanan kapıya bakarken Harry açıklama yapmak için ona dönmüştü. "Dün oynanan Arjantin-İsveç maçının yorumunu yetiştirmesi gerekiyor ve bu yüzden gergin." dediğinde Hermione anladığını belirtircesine başını sallamıştı. "Hazırsan gidelim." dediğinde ise birlikte cisimlenmişlerdi. 

Bakanlık çalışanı olduklarından direk bakanlığın içine cisimlenebilmişlerdi. Hermione, Harry'ye dönüp "Sonra görüşürüz." derken Harry arkasını dönüp gitmeye hazırlanan kadını kolundan tutarak durdurmuştu. Hermione merakla ona bakarken Harry olabildiğince gülümsedi. "Mionei eğer Malfoy'la bir sıkıntı yaşarsan..." derken Hermione bu konuşmalardan bıktığı için hemen sözünü kesmişti. "Bir şey olmayacak Harry. Sonra görüşürüz." dedikten sonra onu yanağından öpüp kendi bölümünün bulunduğu dördüncü kata çıkmıştı. Asansörden iner inmez de elinde bir dosya ve kalemle onu inceleyen bir çocukla karşılaşmıştı. "Hoş geldiniz Bayan Granger. Ben Bakan Kingsley'nin sizin için tahsis ettiği asistanınız Alex Wilde. Sizinle tanışmak ve yanınızda çalışmak büyük bir onur." dediğinde Hermione karşısındaki hevesli çocuğu gülümseyerek izliyordu. 

Dramione & Savaştan SonraWhere stories live. Discover now