13.Bölüm-Patlayan Engerek-

528 45 56
                                    

Bakanlıktaki odama cisimlendiğimde Draco'ya döndüm. "Vaktimizin az olduğunu söyledin ama hiç bir şey bilmeden bir davaya giremem." dediğimde derin bir nefes aldı ve sarı saçlarını eliyle arkaya yatırıp bana döndü. "Bu gece seherbazlar bir ihbar üzerine Knocktrum sokağındaki bir dükkana baskın yaptı ve bodrumunda bir ölüm yiyen buldular. Daha doğrusu adamı eli kolu bağlı bir şekilde buldular." dediğinde tek kaşım havaya kalkmıştı. "İhbarı yapan kim?" dediğimde omuzlarını silkti. "Bilinmiyor. Gizli ihbar." dedi ve ceketini çıkarıp kravatını gevşetti. "İlk sorgusu bir saat önce yapıldı. Veritaserum kullanıldı ama adamın söyledikleri hiç gerçekçi gelmiyor." "Ne söyledi?" "Kendisini hain olduğu için bağlayıp bıraktıklarını, bırakanların diğer ölüm yiyenler olduklarını söyledi. Ama bu saçmalık. Onlar hakkında bilgisi olan bir adamı öylece nasıl bırakabilirler ki?" dediğinde oldukça haklıydı. "Başka bilmem gereken bir şey var mı?" dediğimde olumsuzca başını salladı. "Kingsley seni bekliyor. Başkan o ama yargıç sen sayılıyorsun. Alacağı cezayı sen vereceksin ama önce mahkemeye gitmemiz gerekiyor." dediğinde onu başımla onayladım ve odamın kapısını açtım. 

Alex bir elinde cüppe diğer elinde ise bir dosya ile karşımda duruyordu. "Bayan Granger, cüppenizi getirdim. Mahkeme salonunda asistanınız olarak bulunacak ve oraya gidene kadar da mahkum hakkında bilgiler vereceğim." dediğinde onu başımla onayladım ve cüppemi giydim. Draco'da odasından kendi cüppesini çağırıp giydiğinde üçümüzde asansöre ilerliyorduk. "Mahkumun adı Lorax Qurnt. Lakabı Solak Lorax. Elli üç yaşında. Ailesi Bulgar, o yüzden de Durmstrang'da eğitim almış." dediğinde asansöre binmiş, en alt kattaki mahkeme salonuna iniyorduk. Alex ise devam etti. "Okulunu bitirdikten sonra İngiltere'ye gelmiş. Bir kaç sene sonra da ölümyiyen olmuş. Karanlık Lord'un Bulgaristan'da ki müritleriyle arasındaki köprü görevini görmüş. Ama son savaştan aylar önce ortalıktan kaybolmuş ve kimse haber alamamış. Taa ki bu güne kadar." dediğinde salonun önüne gelmiştik. Ona dönüp "Sağol Alex." dedikten sonra Draco'ya döndüm. "Sende kuruldasın değil mi?" dediğimde gülümseyerek bana bakıyordu. "Evet, ben ve sevimsiz Michael'da burada." dediğinde gülmeden duramadım. "O zaman hadi geçelim." dedim ve önümüzdeki kapıyı açtım.

Kocaman mahkeme salonundaki bütün yerler doluydu. Gerçi buna şaşırmamak gerek. On sekiz yıldan sonra ilk defa bir ölümyiyen yakalanıyor. Kingsley bana gelmemi işaret ettiğinde hızla yanına ilerledim ve bir basamak altında gösterdiği yere oturdum. Draco'da benim bir basamak altımda oturan Michael'ın yanındaki kendi yerine oturduğunda Kingsley'e döndüm. "Alex ve Draco olanları anlattı. Başka bilmem gereken bir şey var mı?" dediğimde yaşlı bakan içten bir şekilde gülümsemişti. "Bilmen gereken tek şey sana güvendiğim. Birazdan mahkum gelecek ve veritaserum sayesinde doğruları anlatacak. En doğru soruları sorup, en doğru cezayı vereceğine de eminim." dediğinde bana duyduğu güvenle koltuklarım kabarmıştı. "Güvenin için sağol Kingsley. Elimden gelenin en iyisini yapacağım." dediğimde bana gülümsemişti. O sırada mahkemenin kapıları tekrar açıldı ve üç seherbaz eşliğinde elleri, kolları ve bacakları bağlı mahkum içeriye getirtilip salonun ortasındaki kafese yerleştirildi. 

İlk göze çarpan şey diğer ölümyiyenler gibi pis bir görüntüye sahip olmamasıydı. Saçları yaşı nedeniyle beyazlasa da bazı kısımları hala siyahtı ve kısaydı. Aynı şekilde gözleri de siyahtı. Oldukça olgun ve bilge görünüyordu. Seherbazın biri yaklaşıp fazla miktarda veritaserum içirdiğinde ise itiraz etmeden hepsini içmişti. Bütün mahkeme onu pür dikkat izlerken ilk soru Bakan Kingsley'den gelmişti. "Ben Sihir Bakanı Kingsley Shacklebolt. Sen Lorax Qurnt mısın?"  dediğinde adam rahatça "Evet." demişti. Kingsley ise sormaya devam etti. "Karanlık Lord adı ile bilinen Tom Marvolo Riddle'ın Bulgaristan'daki eski adamlarından birisi miydin?" "Evet." Veritaserumun işlediğini anlamış olduğumuzda Kingsley bana döndü. Soru sorma sırası bendeydi. "Bay Qurnt lütfen bize ölümyiyen işaretinizi gösterin." dediğimde adamın sakin bakışları bana dönmüştü. "Bunu yapamam." dediğinde hepimiz ona bakıyorduk. 

Dramione & Savaştan SonraWhere stories live. Discover now