Yirmi Üçüncü Bölüm

En başından başla
                                    

Hızlıca evden çıkmış arabama binmiştim. Evleri buraya çok uzak değildi bu yüzden saat 8 olmadan oradaydım.

Kapıyı açan Leyla teyze her zamanki sevgisiyle beni kucaklarken gözlerim Savaş'ı arıyordu.

-"Çok mu erken geldim ?"

-"Yok yok hem çocuklar işe gitmeden ancak bu saatte yiyebiliriz." Çocuklar dediği Arslan eniştem ve Savaş oluyor.

-"Rümeysa uyanmadı mı ?" diye sordum onun peşinden mutfağa yürürken.

-"Uyandı ama duşa girecekti gelir şimdi. Sende git Savaş'ı çağır. Yine kendini çalışma odasına kapatmış sabah sabah gözlerini yoruyor." diyince yanağımın içini ısırıp terleyen avuçlarımı pantolonuma sürdüm.

-"Yardım edeceğim bir şey yoksa gideyim ?"

Eliyle yaptığı savurma hareketi sonrası spor ayakkabılarımın verdiği rahatlıkla koşarak merdivenleri tırmandım.

Çalışma odasına girmeden derin solukla kapıya parmağımı vurdum.

-"Gel." Bariton sesi kapının diğer tarafındam gelince aldığım soluk bir işe yaramamıştı.

Bu heyecanımın tek sebebi kesinlikle o gece !

Kapıyı yavaşça aralayıp başımı uzattım. Göz göze gelir gelmez vücudumun geri kalanını da odaya soktum.

-"Günaydın !" diye şakıdım gülümseyerek.

-"Günaydın." Deri koltuktan kalkıp yanıma yürüyene kadar kaç kere nefes alıp vermiştim hiçbir fikrim yoktu.

-"Leyla teyze seni çağırmamı istedi eğer işini bölmediysem." Tedirgin bakışlarım kaslı ve uzun bedeninde dolaşıyordu. Yine bedenini saran siyah kumaş bir pantolon ve siyah gömlek giyiyordu.

-"Öyle bakınıyordum. Gel inelim." Elini belime yerleştirip nazikçe ittirirken birlikte alt kata indik.

Salonda koltuğa yan yana oturmuştuk ama diken üstünde gibiydik.

-"Savaş bir şey söyleyeceğim." dedim umutsuzca ellerimi izlerken.

Salladığı dizini durdurup boynunu bana doğru çevirdi. Aramızda belli bir mesafe vardı fakat nasıl oluyorsa nefesini yüzümde hissediyordum.

-"Ne oldu ki bize böyle ?" diye sordum omuzlarımı indirip. Ona bakmadığım için daha rahat sormuştum.

Bedenini bana doğru kaydırıp iki avucuyla yüzümü tuttu ve kendine çevirdi.

-"Bir şey olduğunu mu düşünüyorsun ?"

Göğsümden çıkan titrek nefesin ardından ellerimi kaldırıp bileklerine koydum ve soğuk tenini hissettim.

-"O geceden sonra..." Göğsümün orta yerinin sıkışmasıyla dudaklarım kapanmıştı ki Savaş hızla eğilip yanağıma dudaklarını bastırdı.

-"Bunu konuşursak çok başka yerlere geleceğiz. O yüzden o geceyi hatırlamayalım." Çekmediği dudaklarını tekrar bastırınca nefesim başka yerlerime kaçmıştı. Ellerimi indirirken yüzüme sürünen sakallarının iç gıdıklayan ama hoş gelen bu duyguya odaklandım.

Söylediklerinin ise sonradan farkına varmıştım.

-"Hatırlamak istemiyor oluşun unutmak istediğin anlamına mı geliyor ?" Kötü bir şey olmamıştı sadece daha farklı bir şeyler olmuştu.

Farklı hisler.

Yanağıma sürttüğü burnundan derin bir nefes alıp başını iki yana salladı.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin