5| "Affetmeni Bekleyeceğim."

650 88 100
                                    

tarihlere dikkat ederek okuyun, bir süre geçimiş ve günümüz bağlantılı bir şekilde paralel gidecek. kafanızda karışıklıklar varsa bana sorabilirsiniz.

——

09.02.2020

Zihnimde eski bir anım dönüp dolaşıyordu ve nefes almamı engelliyordu. Yoongi'yle sevgili olduğumuz ilk aylarda fırsat buldukça kaçtığımız bir tepe vardı. Orada sessizce oturur rüzgarın yüzümüzü yalamasına izin verirdik. Birbirimizden tatlı öpücükler çalar, ellerimizi asla ayırmazdık. Her gözümü kapattığımda bu anları görmek artık bi işkenceydi benim için. Çünkü artık anılarımdaki kadar mutlu değildim. Ve Yoongi'yle sevgili değildim. İlk kez tepede Yoongi'yi saatlerce beklemem ve gelmemesi, ondan sonra da hep orada öylece tek başıma oturmam geliyordu aklıma sonrasında. Üst üste ekilmek... Saf bir çocuktum sanırım.

Şimdi evimin salonunda oturmuş koyacağımız kuralları yazmak için önümdeki kağıtla kaleme bakıyordum. Kimse kural önerisinde bulunmuyordu. Öyleyse... İş başa düşmüştü yine.

"Kural 1: yukarıdaki odaları boşaltacaksınız ve asla yukarı kata çıkmayacaksınız." dedim. Kimsenin itirazını ya da önergesini beklemeden kuralı kağıda geçirdim.

"Ama burada sadece 2 oda var. Ve tek banyo var." dedi Taehyung. Ona bakmadan sorusunu yanıtladım. "Biriniz salonda yatarsınız. Banyoyu da sırayla kullanırsınız."

"Bu kanepeler çok rahatsız. Kimse burada yatmak istemez ki?" dedi Yoongi. Onunda yüzüne bakmadım. "Kura çekin. Ya da arkadaşların için bi iyilik yap ve sen yat kanepede?" cevap veremedi. Bende düşünmeye devam ettim.

"Kural 2: İki katın elektrik ve su faturalarını ayıracağız. Sadece mutfak gelir giderleri ortak olacak."

"Gülmemek için kendimi zor tutuyorum ama bitmişiz biz." Namjoon hyung gülmekten çok uzak bi şekilde mırıldandı. "Gül Namjoon gül. İki yıl öncesinde bitmeye başlamıştık zaten, iyi dayandık." Kendi arasında konuşan Namjoon ve Hoseok hyungu da umursamadım.

Paris'teyken hepsinin aileleriyle görüşmeye devam etmiştim. Kıx kardeşleri, abileri ya da ablaları ile bile. Onları o kadar sıkı tembihlemiştim ki konuşurken bu altı çocuğun adını anmayı geç bahsini dahi açmıyorlardı. Yani ne yaşadıklarından haberim yoktu, ilgilenmiyordum. Büyük bir zevkle onları umursamıyordum.

Aklımdan karşık düşünceler geçerken sadece iki madde yazdığım kağıda baktım. Daha önce hiç yakın olduğum birileriyle uzak davranmak için ne yapabileceğimi düşünmemiştim. Onlar da düşünmemiş olacak ki kural adına tek kelime etmiyorlardı.

Hepsinin duyabileceği sesle kuralı okurken, geliştirdiğim el yazımla diğer iki maddenin yanına üçüncü maddeyi yazmaya başladım.

"Kural 3: eve başka arkadaş getirmek yasak. Bu yasak sadece sizin için geçerli, benim için değil. Aileleriniz gelebilir."

"Kimsemiz yok zaten merak etme." Taehyung'a dönüp gözlerine baktım. Bir anda onunla göz temasına girmeme şaşırmış olacak ki yerinde kıpırdandı. Onun gözlerinden türlü duygular geçerken, benim gözlerimde sadece donukluk vardı. Yüz ifademle benzerdi. Dişlerimi sıkıp, kalemi elimde bir tur çevirdim. Birazdan söyleyeceğim kuralı yazmayacaktım.

"Kural 4: duygu sömürüsü ve ajitasyon yapmak yasak." kalemi sert bi şekilde masaya fırlattım ve ayağa kalktım. "Bencil orospu çocukları olmakta yasak." Taehyung gözleri kocaman açılmışken korkarak bana baktı. Benden neden korkuyordu ki? Kendi bencilliginden korkmalıydı.

Kimsemiz yok diyordu. "Kimseniz yok ha! Kimseniz yok..." Histerik bir gülüş yayıldı kurumuş dudaklarıma. Beynimin için de yavru bir kedi vardı sanki, kıvrımlarımın içinde dönüp dolaşıp ip yumağıyla oynuyordu. Karışıyordum, düşünemiyordum ve beynim birbirine dolanmış gibi hissediyordum.

salir : yoonminTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon