209 30 5
                                    

Eğer şu an benim yaptığım gibi deniz kenarında bir yere oturur ve gözünüzü ufuklara dikerseniz dünya orada son buluyormuş gibi bir hisse kapılırsınız. Aslında büyük olduğunu bildiğiniz ama böyle bakınca küçük görünen dünya kendi içinize doğru yönelmemizi sağlar. İçerideki sonsuz hayal dünyamızın ufuklarına çevirir bakışlarımızı. Bu yüzden ufuklara bakarken dalarız. Buna uzaklara dalmak denir ama aslında kendi düşünce denizimizde boğuluyor oluruz. Bunu sık yaşayan insanlar genelde içten içe acı çekenler olurlar.

Eğer şu an yanımda biri oturuyor olsaydı bunun içinde bir yerlerde yalnız kaldığımda bana iyi hissettiren o tanımadığım kişi olmasını isterdim. Bana korkma demesi için, içimde doğurduğum o kişiyi şu an yanımda oturmuş vaziyette hissetmek isterdim. Ona ihtiyaç duyduğumu hissediyordum ama o şu an içeriden bile varlığını hissettirmiyordum.

Buraya geldiğim birçok zaman oldu ama birini daha az önce yaşamışım gibi hatırlıyordum. Lucas'ın benden yardım etmemi istediği zaman. O zaman hissettiğim karışık şeyi hatırlıyorum.

Neyin içinde olduğumuzu hala anlayamıyorum. İkimizde çizgi film karakterleri gibi sürekli duygu değişimleri yaşıyoruz. Ben bir gün ona çok aşıkken, diğer gün onu görürsem ölecekmiş gibi hissediyorum. Eğer onu görünce böyle hissediyorsam onu sevmemiş olurum değil mi?

O bir gün benden yardım istiyor, diğer gün beni görsede umursamıyor. Tıpkı bugün yaptığı gibi. Ne olmuştu? Ona soğuk mu davranmıştım? Bundan daha doğal ne vardı ki? Ben herkese soğuk davranırım, bu kişi o olsa bile.

Duygularımı söylemekte iyi değilim ama onu sevdiğimi biliyorum. Bazı şeyler sadece hissedilir.

Bu çok sıkıcı bir hikaye. Aşk yok, samimiyet yok, macera yok ama içimden bir ses bunu düşünmekle bile hata ettiğimi söylüyor. İçimdeki o sese susmasını söylesem de bana dikkatli olmamı söylüyor. Onu dinleyeceğim sanırım.

Yanımda hissettiğim bedenle bakışlarımı yanıma çevirmek bile istemedim. O, Lucas değildi neden ona bakmak isteyeyim ki ama tanıdığım biri de değildi.

"Merhaba güzel bayan. Bugün barımızda yapılacak etkinliği insanlara duyuruyordum ve sizi de biraz keyifsiz gördüm. Belki bu etkinlik keyfinizi yerine getirir."

Sesinden benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim çocuğa döndüğümde benden küçük göründüğünü fark ettim. Muhtemelen aramızda 1 ya da 2 yaş vardı. Koyu bakan, nazik ve sevecen gözleri, kırmızı saçları, üstten iki düğmesi açık ve bol gömleği, onun altına giydiği siyah dar kot pantolonla siyah postallar onu çekici gösteriyordu. Yakışıklı bir yüze sahipti.

Gözlerimi onun üstünde gezdirmeyi kesip bana uzattığı broşüre çevirdiğimde çocuk hala sabırla bekliyordu.

Broşürde akşam bir barda yapılacak olan canlı müzik etkinliği yazıyordu. Anladığım kadarıyla nar tadilattan çıkmıştı çünkü yeni dans pistlerinin eskisinden daha büyük olduğu da yazıyordu.

"2 gün önce yeni taşındığımızın yerin tadilatı bitti. Dün açılış yaptık ve bugün de bir etkinlik planladık. İnsanların güzelce eğlenebileceği, sigara içmenin yasak olduğu bir ortam oluşturma kararı verdik. Dans pistimiz insanlar tarafından çok ilgi çektiği için onu biraz daha büyüttük. Bu gece sizi de orada görmek isteriz."

Elindeki broşürü alıp ona doğru gülümsememi saklamadım. Yabancıların benden korkmasını istemezdim.

"Teşekkür ederim, eğer işim olmazsa akşam gelirim."

"Ben teşekkür ederim. İyi günler."

Yanımdan kalkıp sol elinde tuttuğu broşürleri sallayarak uzaklaştığını gördüğümde yüzümde büyük bir gülümseme oluşmuştu. Benim aksime sıcak kanlı olan insanları görmek beni nedense gülümsemeye itiyordu. Az önce ne kadar kötüysem şu an bir o kadar iyiydim. Bu gece, bu etkinliğe katılacağım. En fazla ne olabilir ki? Bende eğlenmek istiyorum.

Çocuğun ardından bende ayağa kalktım ve üstümü silkeleyip evime doğru yürümeye başladım. Tabi eve gitmek için okulumun önünden geçmem gerekiyordu ve orada da her hücremi titreten bakışlarıyla Lucas duruyordu ve emin olun şu an bana hiçte güzel bakmıyordu.

Felony ぉ  °luqi° Where stories live. Discover now