226 38 18
                                    

Zaman ilerledikçe dahada geriliyordum. Defile başlamıştı ve biz Lucas ile yan yana oturuyorduk. Durmadan bana sinir bozucu bakışlarını atıyordu. Bir de arada sinsi gülümsemesini yakalıyordum.

En sonunda tüm mankenler sırayla sahneye çıkıp son kez yürüdükten sonra babam gelmişti. Yüzündeki gururlu gülümseme ile herkese hitapta bulunarak içten bir konuşma yaptığında herkes alkışlamış ve yavaş yavaş ayaklanmaya başlamıştı.

Kucağımda duran küçük çantamı elime alıp rahat sandalyeden kalktıktan sonra annemin yanına gittim. Lucas'ın annesiyle bir şeyler konuştuğunu görünce rahatsızlık vermemek için salondan çıktım ve konuklarında bulunduğu büyük odaya geldim. Bir köşede çıkan hayranları eğlendirmek amacıyla kiralanmış küçük orkestra şarkılarını çalarken insanlarda kendi aralarında konuşuyorlardı.

İleride babamı gördüğümde ayaklarımdaki topuklularla rağmen hızlıca yürümeye başladım.

Büyük adımlarla ilerlerken hızla sağ yanımdan önüme geçen kişiyle onun göğsüne çarptım daha doğrusu yapıştım. Umarım makyajımın izi gömleğine geçmemiştir.

Sersemlediğim için yavaşça geri çekildiğimde yukarıdan bana gülümseyerek bakan bir Lucas görmeyi bilmi- yalan söylemeyeceğim bunu yapacağını biliyordum o yüzden durmadan yürüdüm.

"İçime düştün kıvırcık."

Bana o sinsi gülüşüyle bakarken içimden bir anda yükselen öfke ile histerik bir kahkaha attım ve yüksek sesli müzikten güç alarak hafifçe bağırmaya başladım.

"Senin sevgilin var fakat sen durmadan bana böyle davranıyorsun! Seni sevdiğimi biliyorsun buna rağmen benimle oynuyorsun! Sana göre duygularım bir oyun olabilir fakat benim için onlar önemlileri! Yoruldum artık tamam mı!? Tek istediğim iyi olmak! Mutlu olmak bile istemiyorum sadece iyi olmak istiyorum! Neden beni dahada kötüleştiriyorsun! Yıllardır o kadar acı çekiyorum ki sesimi bile çıkaramıyorum ve sen de bundan yararlanıyorsun! Lanet olsun sana olan sevgime! Lanet olsun bu aptal kalbime ve lanet olsun doğduğum güne. Belki o zaman daha iyi olurdum."

Hzılıca onu sollayıp çıkışa doğru ilerlemeye başladığımda arkamdan gelmeyeceğini biliyordum. Annem ve babamda zaten beni görmezdi.

Hızlıca konukları bekleyen taksilerden birine binip evimin adresini verdim ve kafamı kapıya yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım.

Bana böyle davranmaya hakkı yoktu. Ben sadece onu seviyordum başka hiçbir şey yapmamıştım. Neden bana böyle davranıyor? Kaç kere sevgilisi oldu ben yine de üzülmemeye çalıştım, gözümün önünde onlara sevgi cümleleri söyledi duymazdan geldim çünkü bana sahte davranmıyordu. Fakat artık...Onu sevdiğimi söylediğimden beni durmadan zorluyor. Yeni sevgilisini gözümün önünde şımartıyor, gözümün içine baka baka ona sarılıyor fakat sonrasında yanıma gelip bana umut veriyor. Benim de kalbim var ve umutlanıyorum. Peki sonrası?

Yine hayal kırıklığı.

Taksiye parasını verdikten sonra arabadan indim ve geç bir saat olduğu için boş olan kaldırımın ortasında durdum ve kafamı kaldırıp güzel gökyüzüne baktım. Şu an yanımda birinin olmasına ihtiyacım vardı. Rahatlamak istiyordum.

Ellerimi birleştirip gülümseyerek kafamı daha da kaldırdığımda içimde güzel bir his oluşmaya başladı. Sanki gökyüzü içimdeki tüm kötü enerjiyi içine çekiyordu.

"Ne zaman iyi olacağım?"

Felony ぉ  °luqi° Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon