214 34 15
                                    

Buzdolabında hiçbir şey kalmadığı için alışveriş yapmaya çıkmıştım.

Aslında açlık pek umrumda olmazdı fakat cidden çok aç olduğum için alışverişe çıkmıştım.

Birkaç saat önce Lucas ile beraberdim. Ona iyi olmasında yardım etmemi istemişti sonrasında ise ayağa kalkıp beni eve bırakması gerektiğini söyledi. Beni eve bıraktıktan sonra da evine gitti. Yani ben öyle sanıyorum.

Cüzdanımı sallayarak ve sekerek markete doğru yürürken bazı insanların gözlerinin bana kaydığını farkettim ama çok takılmadım çünkü şu an çok eğleniyorum.

Genelde evden güzel kıyafetlerle çıkarım fakat şimdi eşofman giymek istediğim için gri bol bir eşofman, bol kısa kollu beyaz bir tişört ve montumu giymiştim. Turuncu saçlarımda at kurduğu şeklinde bağlıydı ama biraz dağınıktı.

Karşıdan karşıya geçerken mutluluktan sürücülere gülümseyip göz kırptım. Adamın biri şaşırsada sonra o da gülümsedi.

Böyle bir durumda kim mutlu olmaz ki! Tanrım Lucas benden ona yardım etmemi istedi! Onun iyi olmasını sağlamamı istedi! Ahhh içim eriyor. Hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. Kalbimin buzlarının hepsi ilk defa erimişti ve bu bana kendimi güzel hissettiriyordu.

Market kapısının önüne geldiğimde kendi kendime sevimli sesler çıkararak gülümsüyordum. Marketin camına bakarak saçımı düzelttikten sonra içeri girdim.

Ramen almak için onların olduğu reyona girdim. Favorim olan köri çeşnili rameni ararken en üstte olduklarını gördüm.

"Ah lanet. Neden onlar orada? Ben yetişemeyeyim diye mi?"

Söylene söylene en üste uzanmaya çalışırken arkamdan uzanan kol ile duraksadım. Arkamda kim varsa şu an göğsü sırtıma değiyordu ve nefes alıp verişini duyabiliyordum.

Benim uzanmaya çalıştığım rameni ve onun yanında duran rameni de olduktan sonra arkandan çekilmişti. Şaşkınca arkamı döndüğümde bunun Lucas olduğunu gördüm.

O olduğunu anlamıştım zaten çünkü kokusu burnuma gelmişti. Buraya geleceğini de biliyordum ama böyle bir yakınlaşma yaşayacağımızı bilmiyordum.

"Bunu almaya çalışıyordun değil mi?"

Elindeki köri çeşnili rameni göstererek ve gülümseyerek sorduğu soru ile "O"  diyerek yüzüne bakmıştım.

Bana gülümsedikten sonra eli ile gel işareti yaptı ve başka bir rekora doğru ilerlemeye başladı.

Arkasından annesini takip eden civcivler gibi ilerlerken o da arada bana bakıp gülümsüyordu.

En sonunda kasaya geldiğimizde bir sürü şey aldığımızı fark ettim. Teknik olarak hepsini o almıştı ama...

"A-şey bunların hepsini almamıza gerek var mı?"

Çekinerek sorduğum şeyle bana bakmış ve gülümsemişti.

"Hayır değil."

Israr etmeme rağmen bütün yiyeceklerin parasını o ödemiş ve şimdide tüm poşetleri o taşıyordu.

"Lucas bende poşet taşıyabilirim."

"Küçük ellerine bir şey olmasını istemiyorum."

Sıcacık gülümsemesi ile söylediği şeyle utanıp başımı önüme eğmiştim. Kalbim çok hızlı atmaya başladığında ise kendi kendime onu rahatlatmaya çalıştım.

"Tamam sakin ol sadece gülümsedi ve... Ahhh tanrım çıldıracağım."

"Bakıyorumda kalbin seni dinlemiyor."

Yavaş yavaş kafamı kaldırıp ona baktığımda yine bana gülümsemişti ama bu sefer bu halimden zevk alıyormuş gibi gülümsemişti. Ahh içim eridi. Sanırım dışım da eriyor.

"Bu gece film gecesi yapıyoruz. İtiraz istemiyorum."

Felony ぉ  °luqi° Where stories live. Discover now