Sadece Hanımlar

73 1 0
                                    

Günümüz evliliklerinin bitme sebeplerini kaba taslak hepimiz biliyoruz değil mi?
Teknolojinin gelişmesiyle, paraya verilen kıymetle, gösteriş meraklılığıyla ve alışveriş çılgınlığıyla süre gelen sorunlar kişinin psikolojisini bozmakla birlikle yaşadığı herhangi bir ilişkiyide domino taşlarından yapılan kuleyi tek bir hamleyle bozar gibi tek bir hamleyle bozabiliyor.
Bana sorarsanız evlilikteki kadının erkeğe dayattığı birçok şey erkeğin sıkılıp bunalmasına, zamanla "neden" sorusunu kendisine sormasına ve bundan sonra gelen her 'yeni' şeyin onu tahrik ve mutlu etmesine sebep oluyor.
En basit örneğiyle kadın, hevesle ve emekle düzdüğü evi -bence manasız ve gösteriş için yapılan- erkeğin 'belli sınırlar içerisinde' yaşamasına itilmesi...yani,
-aman dikkat et aşkım, kırılmasın...
-bebeğim sen dur ben toplarım
-ya aşkım senin orda ne işin var? Orası misafir odası...
gibi gibi örnekler.
Şimdi böyle bir durumda erkek sizce kendi evinde rahat rahat kaka yapabilir mi?
Hanımlar bazen değil çoğu zaman bu işi abartıyorsunuz. Bir süre sonra kabak tadı vermeye başlıyor lakin siz bunu asla ve katiyen anlamıyorsunuz.
Eşyalara verilen değer, kişiye verilse inanın tek gözlü ev bile sizleri mutlu eder.
Tabi ki hakkınız.
Sonuçta sizde baba evinde ciddili prenseslerdiniz. Bir dediğinizi ikiye katlardı babanız. Biz bunları biliyoruz, biliyoruz da siz böyle devam ederseniz çok sevgili eşinizle birlikte oturup konuşacak, sarılıp sevişecek, tartışıp barışacak zamanı kaçırıyor olacaksınız.
Neyse cicim ayları, olur öyle...

Yani bazen oturup düşünüyorum. Yani o çorap orda kalsa ne olacak? Gömleği koltuğun üstüne bıraksa ne olabilir? Yahu ne kadar komik şeyleri kafama takmışım bazen düşünüp gülümsüyorum.
Gülümsüyorum çünkü güldürmüyor. Oğlum siktir git çorabını kirli sepetine at amına koyim.
Salonun ortasına çorap mı atılır
İşte bunlar da aile terbiyesi...
Kusura bakmayın beyler de bizler sizin anneniz değiliz. 'Anneniz gibi' sizleri korumaya, kollamaya, doyurmaya çalışırız da nazınızı niyazınızı siz yine de annenize saklayın.
Asıl sorun burda başlıyor zaten.

Sevgili erkeğimiz 'annesi gibi' gördüğü hanım kızımıza aşık olur. Kızımız çok düşünceli ve anaçtır. Bu da erkeği evliliğe hazırlayan en önemli detaydır.
Erkek artık kızın güzelliğinde, boyunda posunda, huyunda suyunda değildir. Sadece içini görür -gördüğünü sanır- ve 'tamamdır' der; "hazırız kaptan, uçur bizi..."
Zaman geçer, mevsimler döner. Kız artık bir şeylerden yorulmuştur ama neden yorulduğunu fark edemez.

Aşk sandığı veyahut inandığı duygunun yerini müthiş bir saygı ve herkese verdiği -belki bir tık fazlası- sevgi alır.
İşte böyle bir durumda kadının kalması için sağlam nedenlerinin olması gerekir.
Erkekte de zaten olaylar artık monotonlaşmış, düzene çoktan ayak uydurulmuştur.

Evlenilecek İnsan - Eğlenilecek İnsan
Kavramlara bak...
İkisi bir arada alıp çıkamıyoruz zaten dimi? Ya evleneceğiz ya da eğleneceğiz.
İkisi bir arada bünyeye fazla gelir, doğru.
Neyse siz 'eğlenilecek insan' olmaya devam edin. Evlilik sistemi çok kasıyor, işi biten de lütfen çıksın.
Engin tecrübelerimi....
Siz değerli insanlarla :):)/(:) paylaşırken lütfen objektif kalın. Ben hata yapmaktan kaçınmıyor olacağım. Yazmayı da ihmal etmeyeceğim.
Öpüldünüz.

BU KİTAP ÇOK AÇIK SEÇİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin