Yadigâr -7-

216 14 6
                                    

Şarkı Önerisi : Gary Jules - Mad World
Geldiiiim! Hemen yeni bölüme geçelim. İyi Okumalar...
* * * *
Hayatımda böyle bir tesadüf ile karşılaşmamıştım. Nasıl olur? Yoksa biri beni mi izliyor? Etrafıma ve dışarıya baktım oturduğum yerden. Ancak kimse beni izliyor gibi gözükmüyordu. Ya da bu bir tesadüf değildi. Belki de bir işarettir. Harekete geçmem gerekiyordu belki de. Bununla sonra ilgilenirim. Önce açığımı dindirmeliydim. Son lokmalarımı yedikten sonra kalan şarabımı içtim ve hesabı istedim. Bu sefer başka bir adam geldi. Hesabı ödedikten sonra bardan çıktım ve arabama doğru ilerledim. Arabama yaslanıp biraz etrafı izledim. Bugün çok fena değildi. Saate baktığımda henüz 17.30'du. Düşüncelere daldım...

Stockbridge... Hmmm ismi fena değildi. Çok küçük bir kasaba olmadığı için hoşuma gitmişti. Havası da çok iyiydi. Burada hava hep sıcaktı. Yani kışın sadece yağmur yağardı. Buraya gelmeden önce baya bir araştırmıştım. Kötü olan tek tarafı vampir dedikodularıydı. Bunu da çok takmamıştım.Her şey vardı burada Bar&Restorantlar,Gece Kulüpleri,Orman,Kafeler,Butikler ve daha bir çok şey... Her zaman böyle bir yerde yaşamak istemiştim. Keşke babamda görebilseydi. Onu yaklaşık 4.5 yıl önce bir hayvan saldırısında kaybetmiştik. Kan kaybından dolayı hastaneye yetişemeden ayrıldı bizden. Onu özleyecektim. Sonra artık eve gitme vaktimin geldiğini düşündüm ve arabaya binip eve doğru sürmeye başladım. Yolda giderken bu gece ne yapacağımı düşünüyordum. Aklıma hiçbir şey gelmedi. Belki terasa çıkıp kendime bir köpüklü latte yapar ve film izlerdim. Bugün Şişkin Ay vardı. Battaniyem ile sallanan sandalyeme oturup müzik dinlerken Ay'ı izleyebilirdim. Düşüncesi bile beni rahatlaştırmışken yolun kenarında bir dükkân gördüm. Ne? Arabayı kenara çekip bir daha baktım. Bu dükkân o dükkândı. "Stockbridge ıvır zıvır dükkânı, falcı ve antikacı" dükkânı! Acaba uğrayıp bir baksam mı? Bugün sürekli karşıma çıkmıştı. Ama bugün bakmamaya karar verdim. Yine bir şeyler yaşayıp bütün gün olanlarla beynimi yormak istemezdim yarın. Bu yüzden yola devam ettim.

Eve vardığımda gülümsedim ve arabamı garaja park edip eve girdim. Her şey olduğu gibiydi. Ne yani etraf olağanüstü dağınık mı olacaktı? Ne bekliyordum ki? Kafam çok karışıktı. Kendimi koltuğa atıp tavanı izlemeye başladım. Yukarı çıkıp bir pijama giyip uyumak istiyordum. Bu sırada saate kaydı gözüm. Durmuştu. Sanki zamanda durmuştu,ne oturduğum yerden kalkmaya çabalıyor ne de gözümü saatten ayırabiliyordum. Üzerime bir ağırlık çöktü. Derin bir nefes aldım ve ayağa kalkıp odama doğru giden merdivenlere yöneldim. Henüz birkaç basamak çıkmıştım ki zil çaldı. Kim olabilirdi ki? Annemin henüz döneceğini zannetmiyordum. Kapıya yöneldim ve yavaşça kapıyı açtım. Veeeeeee...! Kimse yoktu. Günün dalga geçileni bendim galiba. Tam kapıyı kapatacaktım ki paspasın üzerinde bir zarf gördüm. Eğilip zarfı aldım ve etrafta kimsenin olup olmadığına tekrar baktım. Kimse yoktu gerçekten. Zarfı alıp içeri girdim ve kapıyı kapattım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KARANLIK KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin