Part 12: Another World

20.2K 1.8K 3K
                                    

[Skylar Mccreery - If You Leave]








Bu kitabı yazmaya başladıktan sonra hiçbir şey beni tatmin etmiyor.

Uyumadan önce aklıma binlerce sahne geliyor ve hepsini geri uyanıp notlar kısmına ekliyorum.

Rüyalarım artık eski zamanlarda geçiyor.

Kısaca her yerim From Soldier oldu.

Ama en tuhafı, artık hiçbir aşktan zevk almamam. Hiçbir fic, ya da film tatmin etmiyor.

Kısaca ben bu aşkta kalıyorum.

Üzgünüm, çoktan From Soldier'a karşı kendimi kaptırdım ve elendim.

Uzun zamandır fic bile okuyamıyorum bu yüzden.

Neyse, yazmaya geçmeliyim değil mi?

Hadi başlayalım.

Sizi seviyorum.

Not: Bölümün sonunda yalnızca, birazdan okuyacağınız satılardaki trendeki odanın fotoğrafını göreceksiniz. Diğer tüm her şeyi hayal gücünüze bırakıyorum lakin bu yerin kafanızda canlanması normalden daha zor olduğu için bölümün sonunda fotoğrafı yer alacak.

















| BAŞKA BİR DÜNYA










Nefes alış seslerim yavaşça hızlanmaya başlamış ve elimdeki bavulu tutuşum sertleşmişti. Tren raylarını izlerken, bir yandan da etrafı kolaçan ediyor ve gelen kişileri izliyordum. Gecenin bir vakti olduğundan fazla kişi gelmiyordu ki, bilerek bu vardiyayı seçmiştim. Birlikte geçirdiğimiz onca saatlerin ardından, artık koskoca bir haftayı birlikte geçirme fırsatımız vardı. Dün gece, sarhoş olduğu için mi bilmiyordum, hiç düşünmeden geleceğim demişti ancak yine de gelememe ihtimalinden korkuyordum. Yavaşça kabanıma daha çok sarılırken eldivenimin parmak uçları açık olduğu için üşüyen parmaklarımı dudaklarıma yaklaştırıp sıcak nefesimi üfledim. Gözlerim etrafı taradığında, geldiğimden bu yana sanki kış aylarındaymışız gibi esen soğuk rüzgar burnumun ucunun kızarmasını sağlamıştı.

Yarım saat sonra tren kalkacaktı ve son vardiya olduğu için gitmek zorundaydım. Lakin onu almadan hiçbir yere gitmeyi istemiyordum, büyük ihtimalle gelmezse askeriyeye geri dönecektim. İzin günümü askeriyede geçirmek berbat bir his verse de, uzun zamandır onun bana gelebileceği bir yerde olmak tek tesellimdi. Yavaşça başımı eğip botlarımın zemindeki duruşunu izledim. Bavul çantamı ayaklarımın arasına yerleştirip üşüyen parmaklarımı cebime koymuşken, bulunduğumuz bekleme alındaki raylara yaklaşan, son treni fark ettim. Trenin çıkardığı duman ve siren sesi, çoktan yaklaşmış ve kendini belli etmişti.

Sessizce bineceğimiz trenin buraya yaklaşmasını izlerken, yanıma oturan bedenini fark etmemiştim. Umutsuz bir şekilde başımı tekrar eğdiğim sırada, üşümüş yanaklarıma dokunan sıcak dudakları ve kulağıma yaklaştıktan sonra kelimelerini büyük bir heyecanla fısıldayışı, hızla bakışlarımı ona çevirmeme ve kalbimin en son derecede hızla atmasına sebep oldu. "Geciktiğim için özür dilerim, sevgilim." Diye fısıldadığı anda, o anki heyecanla yerimden kalkmış ve sıkıca ellerini tutarak onu da kaldırmıştım. Etrafta fazla insan olmadığı için rahattım. Onu hızla kollarıma çektiğimde, dudaklarına memnun bir gülümseme yayıldı. "Bir an gelmeyeceksin sandım." Dediğim sırada, geri çekilmeden kollarını bana sıkıca sarıp, başını omzuma yaslarken gözlerini kapatarak kokumu içine çekmeye başlamıştı. "Seninle olan en büyük fırsatımı kaçırır mıyım sandın?"

FROM SOLDIER | kth, jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin