Bölüm 45: Güven

En başından başla
                                    

Şimdi o içeride her ne yapıyorsa gizlice gidip banyo yapabilirdim fakat Uluç'a güvenmiyordum. Oluru olmayan bir şeyi olur hale getiren bir adam banyo duvarları ses geçirmez bile olsa suyun ip gibi akan sesini duyar, beni azarlar ve belki de daha da ileri giderek bana olur olmadık şeyler yapardı. Hem Uluç hala kaçacak olma ihtimalime tutunuyor olsa gerek bazen her nerede olursam olayım çat diye kapımı açıyor bana gözlerinde ilk anda beliren demir kadar sert ifadeyle baktıktan hemen sonra sakinleşerek geriye çekiliyor, eğer şanslıysam hiçbir şey söylemeden çekip gidiyordu.

Uluç'un kaçacak olmamı düşünmesi komikti. Bütün belayı kendi başıma almıştım. Kimden kaçıyorsak kaçalım Uluç en fazla Göz denen o lanet mekandan atılacak ve alıştığı düzenden daha aşağı olmayan başka bir düzene geçiş yapacaktı. Bense başıma gelenleri bile düşünemez hale gelmişken gelecek olanları tahmin etmek dahi istemiyordum.

Başta yalnızca Uluç'tan kurtulsam yeter diye düşünüyordum ama artık Uluç kurtarırsa kurtulurum bitiş çizgisine gelmiştim. Belki, oluru ve de imkanı olsa Uluç'tan belimi dik tutabileceğim kadar bir borç para alır, dünyanın bambaşka diğer bir ucuna kaçardım, borcumu ödemenin çaresine bakar ardından ailemi de yanıma alarak kendim için yeni bir hayat çizerdim ama ne Uluç bana o kadar borç para verir ne de söylediklerim sanki bir filmin en süratli sahnesiymiş gibi gerçekleşirdi.

Düşünmeyi bir kenara bırakıp sonunda oturduğum yatağın üzerinden doğrulup ayağa kalktığımda kendimi kitaplık rafında duran ve uzun zamandır el değmemiş tozlu bir kitap gibi hissettim. Esnememi elimi kullanmadan bastırdım ve içeriye doğru adımlamadan hemen önce saçlarımın hepsini önüme alarak halı çırpıyormuşum gibi karıştırıp biraz olsun iyi hissetmeyi denedim. Salona geçtiğimde Uluç yoktu. Tıkırtı sesleri kesileli biraz olmuştu.

Mutfağa doğru ilerledim. Uluç'u burada bulmayı beklemiyordum ama onu dolaba eğilmiş dolabı karıştırırken buldum. Yalın ayaklarımın çıkardığı sesleri eminim duymuştu ama aldırmadı ve her ne arıyorsa aramaya devam etti. Sonunda doğrulduğunda aradığı şeyi buldu sandım ama aynı işlemi üst bölmeler için yapmaya devam ediyordu. Bir kez daha esnedim ve dolabın üzerindeki saatte gözlerimi gezdirip içeriye doğru ilerledim. Öğlen olmuştu.

"Ne arıyorsun?" Sesimi duyunca gerildi. Beni fark etti sanıyordum ama kasılan gövdesi yanıldığımı bana gösterdi. Yavaş sayılabilecek kadar esnek hareketlerle bana dönüp elinde tuttuğu boş poşeti yüzüme doğru salladı.

"Dün gece bu poşetlerin birinin içinde çikolata vardı. Bu poşetlerin birinin içinde olduğuna eminim." Bu sefer gövdesi kasılan bendim. Uluç dün gece markete çıkmış mutfak için gerekli gereksiz bir sürü şey almıştı ama çikolatayı kendine aldığını düşünememiş ve gece kalktığım bir ara dayanamayıp yemiştim.

"Ben onu benim için aldığını düşünüp yedim, özür dilerim." Gerçekten mahcup olmuştum. Uluç'un yüzünde memnuniyetsiz bir ifade belirdi.

"Hepsini mi yedin Anka?" Hepsini yemiştim. Rahatça. Ama şimdi o kadar rahat değildim.

"Özür dilerim." Sesim kısık çıkmıştı. Dolabı kapatıp bana bakmayı kesti. Tezgahın üzerinde duran bardaklardan birini kullanıp kendine bir bardak su doldururken diğer taraftan kahve makinesinin düğmesine de basmıştı. Kendimi suçlu hissediyordum. Aklımda beliren fikirle konuştum.

"Eğer malzeme varsa sana pasta yapabilirim." Aniden bana döndü, tezgahın üzerinde duran boş poşet savrulmuş aramızda ağır çekimdeymiş gibi yere doğru süzülüyordu. Bir an sinirlenecek gibi olsa da söylediklerim beynine ulaşınca ifadesizce bakmaya devam etti.

"İster misin?" Bana cevap vermeden yeniden önüne döndü. Omuzlarım düştü ama mahcubiyet duygusu hala üzerimdeydi.

"Uluç?" Derin bir nefes alınca cüsseli omzu inip kalktı. Gözlerim omuzlarındaydı, bu hareketi bana küçük bir oğlan çocuğum varmış gibi hissettirmişti. Bir an için gidip onu kollarımın arasına almak ve saçlarının arasında parmaklarımı gezdirmek hissiyatıyla doldum taştım. Yapamayacağımı biliyordum. Bir kere en başta kokuyordum! Gerçekten kokuyor olmalıydım. Kendi kokumu alıyordum ama bu koku kendi kokum olduğu için ne kadar kötü olduğunu tahmin edemiyordum.

SAHİPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin