so take my hand

160 15 51
                                    

Chapter 4: The One With Michael's Jealousy

Gece, 01.21

"Ah hayatım, çok güzel görünüyorsun," Eğilip sanki Maeve'in elini tutuyormuş ve arabadan inmesine yardımcı oluyormuş gibi bir hareket yaptım, ardından taklidime devam ettim. "Biliyorum en yakın arkadaşlarız ama bu gece seni yatağa atmayı çok isterim." Sesimi inceltip bu sefer Maeve'e geçtim. "Tanrım Matt, hep bunu beklemiştim! Hadi bu salakları satalım ve evine gidelim!" Çocuklar gülmeye başladığında homurdanarak halıya oturdum. İki metre ötedeki koltuk bir anda çok uzak gözükmüştü gözüme. Yemekten döneli bir saat olmuştu, eve geldiğimizden beri kıskançlık yapıyordum. Biraz bilerek yaptığımın ve abarttığımın farkındaydım. Ama arkadaşlarım çok eğleniyordu, artı o seksi Matt ile dalga geçebiliyordum. O seksi, yaşına göre süper genç olan, espritüel, kültürlü, kaliteli müzik dinleyen o Matt.

Kahkahalar sönmeye başladığında halıda oturmaya devam ederek kıskançlık söylenmeme de devam ettim. "Şeyi gördünüz mü, bir şey anlatırken Maeve gülmeye başladı, o da hemen başını çevirip ona baktı ve göz kırptı. Ben bu hareketi yatağa gitmek için yapıyorum, ki bir erkeğim ve tüm erkek beyinlerinin aynı olduğunu düşünürsek onu yatağa atmaya çalışıyor. Tartışmanın sonu." Ellerimle her şeyin bitmiş olduğuna dair bir işaret yaptım. Yine kahkahalar duymaya başladığımda dayanamayıp ben de gülmeye başladım. Yorgunlukla halıya uzandım. Üstümdeki gömlek umurumda bile değildi, ki onu çoktan mahvetmiştim. Eve geldiğimde sinirle üst düğmemi açmaya çalışırken onu koparmıştım, kollarım buruş buruştu, şimdi de sırtım buruşuyordu. Hiçbiri umurumda değildi.

"Michael," Ashton'ın sesini duyduğumda ona döndüm. Mantıklı bir şey söyleyeceğini hissettiğimden gıcıklıkla cevap vermek için kendimi hazırlamıştım bile. "Rachel, en sevdiği şarkıların senin soloların olanlar olduğunu söylediğinde Maeve'in nasıl kızardığını görmedin herhalde." Gecenin en güzel anından bahsediyordu. O an çok mutlu olmuştum cidden.

Ama bu kıskançlık oyunu hoşuma gittiğinden gülümsememi bastırdım ve ters bir şekilde cevap verdim. "Ama sen nedenini sorduğunda Luke'un sesini daha az duyduğu için olduğunu söyledi. Ve ayrıca Matt de benim sololarımı seviyor. Büyük ihtimal Matt yüzünden seviyor o da." Ashton yılgınlıkla kendini koltukta geriye attı, mantıklı konuşma yapma sırası Luke'daydı.

"Onu ortamı toparlamak için dediğinin hepimiz farkındayız. O an güldük ama gözlerindeki tereddütü gördük hepimiz. Bırak artık bunu Michael." Ona gözlerimi devirdim. Aklıma yeni bir şey geldiğinde heyecanla doğruldum.

"Aynı rüyayı görmeleri peki?" Aynı anda ikisinden de bir homurdanma çıkınca dayanamayıp güldüm. Benden bıkmışlardı, şu an inanılmaz eğleniyordum. "Hayatımda böyle şey görmedim ben. Ya o an Matt Maeve'e yaklaşmak için bunu götünden uydurdu, ki orası hiç de güzel değil, ya da gerçekten aynı rüyayı gördüler. Ki bu da ancak romanlarda olur, aşk romanlarında. İnsanların ruh eşi olduğu romanlarda hatta." Gözlerimi anlatırken odaklanmak için duvara dikmiştim, o yüzden bana olan şaşkınca bakışlarını görmemiştim. Kaşlarım çatıldı. Niye böyle bakıyorlardı ki?

Luke derin bir nefes alıp kendini tutarak yavaşça sordu. "Adamın kıçına mı baktın?" Tereddütle başımı salladım. Kızlar sürekli bunu yapıyorlardı, biz de yapabilirdik pekala.

"Bunda ne var ki?" Gözlerimi devirdim. "Maeve benim için fazla zeki olabilir ama en azından iyi bir popoyu hak ediyor. O adam o kıçla onu tavlarsa çok büyük sürpriz olur benim için." Sözlerimle Luke tekrar arkasına yaslandı, şimdi benle uğraşma sırasının Ashton'da olduğunu düşünerek ona döndüm ama yerinden kıpırdamadı. Evet, limitleri buraya kadardı.

lose me in the sight of you || cliffordWhere stories live. Discover now