5-İDDİA

8.8K 351 46
                                    

Zil sesiyle uzun süredir girmediğim derse girdik. Içeri bilmediğim bir öğretmen girdi. Sanırım yeni bir öğretmen. O değilde size nasıl anlatsam. Alevden farkı yok desem anlarsınız. Etek ve büstiyer. Insanları giyimine göre asla degerlendirmem ama yaptığı makyaj ve geldiginden beri bi Erdinç'i birde Bora'yı kesiyordu. Öyle bakmayın Allah var Erdinç yakışıklı çocuk .

'Baksana kız oda vampir sende. Siz ne güzel yakıştınız '
Sussana sen bi . 'Ne susucam be taş gibi çocuk işte '
Ic sesimin dedigi ile Erdinçe döndüm. Bana bakıyordu. 'Ne oldu' sırıtmaya başladı. 'Aklını okuyordum'.
Dediği ile önce tepki vermedim . Ardından kafama dank etti . Ulan bu benim iç sesimle tartışmamı dinlemiş. Hemde gıybetini yaparken.

Sinirle önüme döndüm. Rezil olmuştum resmen.
'Hey Sen!'
Öğretmen demeye bin şahit isteyen kadının berbat sesiyle ona döndüm. Beni gösteriyordu.
Kafamı ne var der gibi salladım
'Kalk tahtadaki soruyu çöz '
Tahtaya dönünce bir soru vardı. Siz kesin matematik falan sandınız. Hayır. Bir ingilizce sorusuydu . Kelimeler vardı ve düzgün bir cümle kurmamız isteniyordu. Ve bu ileri seviye sorusuydu . Bizim işlediğimiz konunun çok üstünde.

Benim için tabiki sorun yoktu . 300 yıldır farklı yerlerde yaşıyorum ve 20 dil falan biliyorum . Ingilizcem ise muhteşem. Zaten benim anadilim ingilizce. Ama bunu onların bilmesine gerek yok. Yüzüne bakınca benim soruyu çözemeyeceğimi düşündüğünü fark ettim. Yok canım ne akıl okuması. O düşündü.

Kalkıp kurulabilecek en zor cümleyi kurdum . Kadın yazdığımı görünce baya bi şaşırdı. Ardından benimle ingilizce konuşmaya başladı.

'Dil mi okuyacaksın'
'Hayır . Ingilizcem iyi diye dil okuyacak halim yok'
Mors olan suratını düzeltmeye çalışarak
'Yurt dışında ne kadar kaldın? '
'Toplamda 3 ay '
Bilmesine gerek yoktu . Hem böylesi ona daha çok koyardı . Eminim .
'Nasıl bu kadar iyisin peki'
'Kimileri 4 yıl okur ve anca böyle olur. Kimileri ise yetenek sayesinde'
Sırıtarak söylediklerim ile bağırmaya başladı.
'Çık dışarı. Yüzsüz '
O sırada Erdinç girdi araya. Ingilizce konuşarak.
'Ingilizcesi sizden iyi diye onu kovamazsınız. Ayrıyetten doğruyu söylüyor. Siz 4 yıl okumuşsunuz ama hala terbiye kazanamamışsınız. Yetenek işi işte'.

Bu söylediğiyle müdürün odasındaydım. O kadar dövdüm gelmedim bi doğru söyledik direk müdür odasına. O karı Erdinçi kovmayıp iyice yüzsüzleşince Erdinç kadına bağırınıp peşime takılmıştı.

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Eve girince sıkıntıdan ölmüştük.
'Baramı gitsek? '
Erdinç in sesiyle güldüm . Her akşam gidiyorduk . Ve tek vakit geçirebileceğimiz yerdi . Kabul ettim ve akşama hazırlanıp çıktık.

Yine aynı bara gittik. Boraların barı. Ne yapayım ama. Bar çok iyiydi . Içeri girip bar taburelerinin oraya oturduk . Erken olduğu için fazla kalabalık değildi. Saat ilerledikçe bar doldu . Kapıdan giren Boralarla dikkatler onlara döndü . Localarına oturdular. Derken Arasla göz göze geldim . Hani şu maviş . Geçen yangında kurtardığım çocuk. Borayı alttan dürttü . Hiç görmedik cidden.

Boranın gözleri bize dönerken sinirlendiği koyulaşan gözlerinden belli oluyordu . O mavi gözleri siyaha döndü. Yanıma yaklaşan kızla gözlerimi onlardan çektim.

Kızıl saçları, piercingleri , gotik giyimi ve siyah makyajıyla ben tehlikeyim diye bağırıyordu. Hah çok korktum. Içime gözlerimi devirip kıza döndüm. Yanındaki kızlarla biz tehlikeyiz diyorlardı.
"Dövüşte iyi olduğuni duydum. Bir maç istiyorum. ŞIMDI! '
'keyfinin kâhyasımıyız burada?'
Alayla gülerek söylediğime sinirlendiği belliydi.
'Aa yoksa bebeğini düşürmekten mi korktun . Unutmuşum hamile olduğunu.'
Bu sefer o alayla gülmeye başladı. Erdinçe döndüm. Onunda sinirlendiği belli oluyordu. Onay almak için gözlerine bakarken gözünü kırptı . Bende ayağa kalktım.
'Tamam'
Kız biran şüphe duysada kazanacağına emin gibi duruyordu.

YALNIZ MELEZ (TAMAMLAMDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin