14-ÖMÜRLÜK

23.8K 1.2K 114
                                    



Cem Adrian- bana ne yaptın

O şokla okula girdik. Her zaman birlikte oturduğum sıramıza tek oturdum. Sıranın üzerinde yazan yazılara baktım. Herşey oydu.

'Heey. Ne yazıyorsun sıraya '

Elinde keçeli kalemle sıraya birşeyler yazan Boraya baktım. Yanağımı öptü ve elimi tutup baş parmagimi boyadı. Ardından boyalı parmagimi sıraya bastı. Sırada parmak izim olmuştu. Onun parmak izinin yanında. Parmak izlerimizin üstunde ise isimlerimiz yaziyordu. Tarih atmıştı.

'Kendimizi kazıyorum. Bu kalem çıkmıyor. Birgün beni unutursan bu sıraya bak. Bu sıra beni sana hatırlatır. Yıllar sonra bile.'

Gözlerim dolarken sırayı kaldırdım ve bağırarak tahtaya fırlattım. Sınıftakiler gücüme hayrak kalırken çoğu korkmustu. Kapıdan giren Bora ve Aleve baktım. Ikiside durmuş attığım sıraya bakıyordu. Bora sırayı kaldırdı. Kaldırırken bian durdu. Ardından sırayı düz çevirdi ve üzerini okudu. Sonra döndü ve bana baktı. Yutkundum. Bana bakmasını özlemiştim.

Alev yazıyı okudu ve Borayi tuttuğu gibi kendi sırasına götürdü. Yanyana oturdular.
'Plotonik olmak ne kötü şey ya'

Alev bunu dedi . Sınıftaki herkes bizi biliyordu ve Alevin bu dediğini duymuştu. Gözlerimi hızla Aleve çevirdim. Gözlerime ona acı çektirirken bianda acı yok oldu. Ne kadar denesemde acı çekmiyordu. Boraya döndüğümde onu korumaya çalıştığını ve ona birşey olmasından korktuğunu gördüm. Bu koruma hissi benim gücüme karşı bir kalkan olmuştu. Şuanda Onun için endişeleniyordu. Ne yani önceden Alevi mi seviyordu? Beni sevmeden önce?

Sıradan kalktım ve sınıftan çıkmak için kapıya yürüdüm. Kapıdan Emre ve Cansu giriyordu. Cansuyu hızla ittim. O anda vucuduma acı girdi. Dönüp baktığımda Emre bana sinirle bakıyordu. Gücünün farkında değildi. Sadece Casuya zarar vermem onu sinirendirmişti. Oda Cansuyu seviyordu. Vucudumda hafif bi acı olsada hissedilirdi. Emreye gülerek baktım ve Cansuyu saçından tuttuğum gibi fırlattım. Vucudumdaki acı artarken umursamadım. Yanıma gelen Dünya önüme geçti ve Cansuyu dövmeye başladı. Emre Dünyaya bakarken Ben Aleve döndüm. Korkuyordu. Ama Boranın unutkanlığından faydalanacak kadar da yüzsüzdü.

Onu kaldırdığım gibi durava ittim. Bora beni tuttu ve itti. Güclenmişti. Ama ben ondan daha güçlüydüm . Hızla Alevi tuttum ve diğer duvara fırlattım.
Fırlatma dedigime bakmayın. Öyle duvardan duvara vurmak değil.

Bora saçlarımdan tuttu ve çekti. Suyuna gitmeye karar verdim.
'Dün gecede yeterince sacmaladın. Sırayada saçma salak şeyler yazmıssın. Sana bakacağımı mı sandın. Veya seni seveceğimi?
Bu ucuz hareketlerinide al git. Sana bakacak zengin başka birilerini bul. Duydun mu beni! Bidaha sevgilime baktığını bile görürsem seni öldürürüm!'

Lafları ağırdı. Hemde çok ağır. Ama ben acımı gizlemek için yalnızca güldüm.
Iyi bir ilüzyon. Gülmek. Tüm acıları tek bir harekette saklamak. Insanların senin ne hissetigini anlamalarını engellemek. Bu yüzden hep gülen insanlar güçlüdür. Güldüm. Sadece güldüm.

Aleve döndüm. Hala bana korkuyla bakıyordu. Onu bıraktım ve kızlara döndüm hepsi birini pataklamıştı ve duruyordu . Büyük ihtimalle Boranin dediklerini onlara da söylediler. O ağır lafları.

Az sonra kızlar gülerek yanıma geldiler. Gözlerindeki acıyı tek ben gördüm. Çünkü o acıyı sadece çeken görebilir.

Okuldan çıktık ve Eceye arabaya bindik. Mutlu geldiğimiz yolu sessiz bir şekilde döndük.

Eve gelince aklıma yine hatıralar doldu. Cem Adrian Bana ne yaptın şarkısını açtım ve bahçeye oturdum.

'Boraaa'

Yan evin bahçesinde birşeylerle ilgilenen Boraya bağırdım.

'Ne bağırıyon kızım sussana suprizin içine ettin'
'Ne süprizi yaa. Ne işin var orda'

Çitlerden atladı ve yanıma oturdu.
'Biz o evi aldık. Süpriz hazırliyorduk. Gormeseydin süpriz olcakti'
dedi üzgün bir şekilde.
'Pişt tamam. Bilmiyomuş gibi yaparım '
Dedim gülerek. Oda benim bu halime gülmeye başladı. Yanağımı tuttu ve alnımı öptü.

'Söz ver bana. Bizi ayıran tek şey ölüm olacak'
'Söz'

Gözlerimin dolmasını engelleyemedim.

Bana ne yaptın çocuk?
Bunu niye yaptın çocuk?

Gözlerim hamaga takıldı.

Kulaklıklarımı takmış hamakta uzanarak müzik dinliyordum. Başımda gölge olunca gözlerimi açtım. Bora karşımda bana güluyordu.

'Napıyon. Çocuklar mangal yapalım derken etleri düşürdüler. Bende kaçıp buraya geldim. O beceriksizlerin yanında duramam. Sayelerinde aç kaldık. '
Gülerek ona bakıyordum. Az sonra Ece nin sesi geldi.
'Araaaaaaas'

'Ece çıldırdı. '
'Ama dedii. Sen beceremezsin gidelim Nusrete. Ama Aras bey ısrar edince aç kaldık. '
Onun bu haline güldüm ve yanağını tutup sıktım.
'Az yana kaysana.'
'Yaa banane. '
Beni tuttu ve kaydırdı. Adından yanıma yattı.
'Bu bizi taşır mı?'
'niye tanışmasın?'
'öküz gibi olduğun için olabilir mi?'
'Hı ben miyim öküz gibi olan. Kopmaz bi ip sağla-'
Sözü yarıda kesildi. Çünkü ip koptu ve yere yapıştık .
Anırma pardon gülme sesiyle kafamızı çevirdik. Burcu ve Rüzgar elinde kamerayla gülerek bizi izliyordu.
Bora hemen kalktı ve elinde kamera bulunan Rüzgara doğru koşmaya başladı.
'Ve o kamerayı bana'

'Banane'

Rüzgar çocuk gibi kamerayı vermeyince ben rüzgarla kamerayı uçurarak yanıma aldım.
'Bu kayıt artık bende güvende aşkım '

Gözlerim yeniden dolarken kendimi sıktım. Saat öģleni çoktan geçmişti. Yan evin kapısında duran dört arabayla kızlara seslendim ve ağacın arkasına gizlendik.

Arabadan Alevler ve Boralar indi.

'Biz ne ara buraya taşındık lan?'
'Aşkım geçen hafta dedin ya. Ben evden çok sıkıldım. Bizde bu evi ayarladık'

Bak bak. Orospuya bak. Ayarlamışmış. Aklıma Boranın odasındaki özel odada bulunan eşyalarımıza gitti. Odasının içine özel oda yaptırmıştı ve o odayı bizim anılarımızla doldurmuştuk.

Alev Boranın kolunun altına geçti ve eve girdiler. Orası benim yerimdi. Orda suan benim olmam gerekiyordu.

Emre ve Cansu birbirine sırnaşarak yürüyordu. Dünya ne kadar belli etmek istemese de çok yıkılmıştı. Onlar eve girince bizde eve girdik.

Berk yeni uyanmıştı . Onu kucağıma aldım ve salona indim . Kocaman olmuştu.
'Annee. Baba neyde?'
Hafif hafif konuşuyordu. Zekiydi. Bu yaşta bile anlaşılıyordu bu.

'Baba yok. Gitti'

Boraya hep baba diyordu. Bana Anne dediği gibi.

Berk 10 aylık olmuştu. Salonda oturmuş Berk ile oynuyorduk.
'An ne'
Berkin ağzından çıkan kelimelerle neredeyse çığlık atacaktim.

Oğlum. Hani baba. Nerde baba'

Bora kızgın taklidi yapıyordu. Iddiaya girmiştik ve ben kazanmıştım. Çünkü berk ilk anne demişti. Zafer gülümsememle Boraya bakarken Berk yine konuştu.
'Ba ba'

'Nee. Allaaaah'
Bora sevinçle Berki kucağına aldı ve havaya attı. Kızlar o sırada resmimizi çekiyordu. Çaktırmadan bekledim. Berkin neşeli gülücükleri evi dolduruyordu.

Telefonumdan o resmi açtım.
'Baba'
Berk telefona bakarak bunu demişti. Gözyaşım telefona düştü.

Bizimki 1 yıllık sevgiydi. Ama ömürlük bir sevgiye bedeldi.






YALNIZ MELEZ (TAMAMLAMDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin