553 34 36
                                    

👑                           

Bu kız yüzünden her geçen gün hırsımdan dolayı daha kötü bir hâle geliyordum. Sanki ona ihtiyacım vardı. Ona olan arzumdan kaynaklanıyordu bu kadar bitkin düşmem.

İlacım oydu, onun bedeni. Narin vücuduna dokunmak beni iyileştirecekti. Bu yüzden kendi iyiliğim için ona sahip olmalıydım.

Arabayı dağ evine geldiğimizde durdurdum. Arka koltuktaki kız masumca inmemi bekliyordu. İndim ve kapıyı onun da inmesi için açtım.

Zarifçe inerek yanıma geldi. Karşımızdaki dağ evine bakarak "Bu senin evin mi?" diye sorduğunda alaycı bir şekilde gülümseyerek "Ne oldu beğenemedin mi?" dedikten sonra kafamı aşağı eğip kahkaha attım.

"Ben burada mı kalacağım?" demesiyle  yüzümdeki gülümseme dondu. Kafamı tekrardan kaldırıp "Evet bir mahsuru mu var?" dedim.

"Ama benim evime gitmem gerek." dediğinde çıldırmak üzereydim.

"Ne evi? Saçmalama ben olmasam ölüyordun!" Haklıydım canını kurtarmama rağmen o hâlâ evinin peşindeydi.

"Anladım da sadece birkaç saatliğine kalabilirim." dediğinde umursamadan eve doğru ilerledim.

Arkamdan geldiğini adımlarından duyabiliyordum. Bıkkınlıkla nefes vererek kapının kolunu açarak içeri geçtim.

Uzun zamandır uğramadığımdan  ciğerlerime dolan nem kokusunu önemsemedim. Gidip deri, desensiz siyah koltuğun üzerine oturdum.

Haneul da kapıyı açıp içeri girmiş, yavaşça karşımdaki koltuğa oturmuştu. Sessizce etrafı izliyor, tedirgin gözüküyordu.

"Korkmana gerek yok." diyebildim sadece. Dediklerime inanmıyordum aslında. Onu arzuluyordum sonuçta, elimden bir kaza çıkması muhtemeldi.

Haneul ise başıyla onaylamakla yetindi. Başım ağrıyordu, benim olmadığı günden beri devam eden güçlü bir ağrı, her geçen dakikada daha çok mahvolmamı sağlıyordu.

Ona neden bu kadar ihtiyacım olduğunu bilmiyordum. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Korkuyordum onu incitmekten ama gerekli olanda buydu. Onun taze bedenine ihtiyacım vardı.

"İyi misin?" sorması beni daha çok sinirlendiriyordu bu acıyı bana o çektiriyordu.

"Hayır. B-aşım günlerdir zonkluyor." diyebildim zar zor.

Kafam ellerimin arasında acıdan kıvranırken gelip yanıma oturdu.

"İzninle." dedikten sonra ellerimi kafamdan indirip yerine kendi ellerini yerleştirdi. Ne yaptığına anlam veremesem de çok iyi yapıyordu. Acı gittikçe azalıyordu.

Yüzü yüzüme oldukça yakındı ve bu da bende kıpırdanmalar yaratıyord,u bu nedenle gözlerimi ondan daha doğrusu dudaklarından ayırıp yere sabitledim.

Acı henüz tamamen geçmese de yok denecek kadar azalmıştı. Onlarca doktor çağırsam da hiçbirinin verdiği ilaç bu kızın elleri kadar etki etmedi.

Ellerini alnımda gezdiriyor yavaşça parmaklarıyla masaj uyguluyordu. Sonunda acım geçmişti,ellerini tutup "Nesin sen büyücü falan mı? Ya da sen sihirli bir cadı olmalısın." dedim ve gülümsedim.

Oda gülümseyip "Ben kesinlikle bir cadıyım." diye karşılık verdi.

"Teşekkür ederim." Bunu içtenlikle söylemiştim.

Kafasını önemli değil anlamında salladığında bu kızın bana iyi geldiğini anladım. Onu iyi ki kurtarmışım. Acımı sadece başıma dokunarak azaltmıştı.

Outlaw | Lee TaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin