hye: alt dudağını ısırma -.-
sen de güzelce uyu
ve iyi hissediyorum, cidden
uyuyacağım zaten
ve tekrardan teşekkürler yoon

Telefonundan başını kaldırdıktan sonra bana gülümsemişti. Annesi burada olduğu için o kadar yakın davranamıyorduk ancak mesajlaşabiliyorduk. Eh, bu da bir avantajdı.

(...)

Yoongi'nin saçımı okşaması ve adımı mırıldanmasıyla uyanmıştım ve tam anlamıyla berbat hissediyordum. Zaten ağrıyan eklemlerim daha da ağrımaya başlamıştı. Tam anlamıyla çürüdüğümü hissediyordum.

"İyi misin?"

Yoongi koltuğumun yanına çömelmiş, bana fısıldıyordu. İyi değilim, diyemezdim. Onu da annesini de kendimle yormak istemiyordum. Şimdi kalkıp mola alanında bir tuvalete uğrasam, ardından da ağzıma iki parça bir şey yatsam yeterdi. Yani umarım yeterdi.

"İyiyim," dedim ve esnerken acıyan karnımla birlikte esnemeyi durdurup elimi karnıma götürmemek için kendimi zor tuttum. Bütün yol boyunca iki büklüm yatıyor olduğum içindi herhalde, azıcık vücudumu oynatsam geçerdi.

Ayaklarımı yere sarkıtarak esnediğimde Yoongi yanağımı hafifçe sıkmıştı.

"Annem çoktan indi," dediğinde gülümsedim ve oturur pozistona geçip üstümdeki örtüyü kaldırdım. "Öyle mi?" Dememle Yoongi bana yaklaşmıştı.

"Pekala, annen indi ama..." dedim ve başparmağım ile otobüsün geri kalanını gösterdim. Omuz silkti ve elini çeneme koyarak hafifçe dudaklarımızı birleştirdi. Bu kısa birleştirmeden sonra yanağımı sıktı ve koltuğumun kenarındaki kolu kaldırdı.

Elini uzattığında elini reddetmek zorunda kaldım çünkü elini tutarak kalkarsam her canım acıdığında fark edecekti. Her şeyi filtrelemeye çalışıyordum.

Midemdeki iğrenç hissiyatı hissetmemle dudaklarımı birbirine bastırdım. Tam otobüsten çıkışa doğru ilerliyordum ki Yoongi beni durdurup koltuğumda bıraktığım montumu bana verdi.

"Sağol," dedim kısık sesle. Bana cevap vermedi.

Montumu üstüme geçirerek otobüsten indiğimde SeoUn Unni oradaydı, beni görmesiyle elini omzuma koyarak sordu.

"İyi misin HyeRim?"

"Evet, gayet iyiyim," dedim ve montumun içinde karışan kıyafetimi düzelttim. "Ben bir tuvalete uğrayacağım," dedim ilerideki tuvalet tabelasını görmemle. SeoUn Unni de beni onayladı. "Ben de gidecektim, beraber gidelim," dediği an Yoongi de ekledi. "Ben de yüzümü yıkayayım."

Karnımdaki iğrenç hissiysat daha da yoğunlaşmıştı, öyle iğrenç bir bulantıydı ki bu.

Onlara ayak uydurarak merdivenlerden indiğimde her şeye rapmen nezaketimi bozmadan SeoUn Unni'nin önden geçmesine izin verdim.

Ancak kendimi boş kabinlerden birine attığımda kusacağımı hissetmemle hemen bileğimdeki lastikle toplamıştım saçımı.

Zaten çok da dolu olmayan midemdeki neredeyse her şeyi boşalttıktan sonra iğrenç hissediyordum. Hızlıca yanımdaki tuvalet kağıdından kopararak ağzımı sildim ve derin derin nefeslendim.

Boğazımda iğrenç bir his vardı, bir gargara yapıp soğuk bir su içmek istiyordum sadece. Canım hiçbir şey çekmiyordu.

Uzanarak sifona bastım. Kendimi berbat hissediyordum, her an yere yığılabilirdim ancak buna engel olmayı da başarmak için hızla bir şeyler yemeliydim. Yoongi'ye bunca zaman yük olmuştum, otobüsteki o kadar kişinin de yolculuğunu mahvedemezdim.

sound || min yoongiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن