Oyunbaz Şeytan

86 6 0
                                    

Kollarımı uzandığım yatağın iki yanına sonuna kadar açmıştım, hava serin olmalıydı ki pencereden içeri giren rüzgar açıkta kalan ellerime çarpıp sonra da tüm vücudumda kendini hissettiriyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kollarımı uzandığım yatağın iki yanına sonuna kadar açmıştım, hava serin olmalıydı ki pencereden içeri giren rüzgar açıkta kalan ellerime çarpıp sonra da tüm vücudumda kendini hissettiriyordu. Gözümü diktiğim tavanda kendime belirli bir yol çizmiş zamanın geçmesini beklerken herhangi birinin gelip beni çağırmasını beklemeden aniden yattığım yerden doğruldum.. Ayaklarımı yataktan dışarı sarkıtmış ayağa kalkmadan önce dengemin yerine gelmesini bekliyordum. Öyle ki çok uzun zamandır bu odanın içinde bu yatakta yatmak dışında hiçbir şey yapmamıştım. Buna okula gitmek ve yemek yemekte dahildi. Sanırım yaklaşık 2 hafta olmuştu belki daha da fazla, zaman kavramını öylece durduğunuz yerde kaybedebiliyordu.

Ufak adımlarla hiç acelem yokmuşçasına önce pencere pervazına doğru yaklaştım, perdeyi hafif aralayarak içime uzun denilebilecek kadar hava çektim. Temiz havaya hasret kalmıştı bedenim yine de herşey normalmişçesine pencereyi kapatıp perdeyi de sonuna kadar çektikten sonra içerideki banyoya doğru adımladım...

Aynaya bile bakmamıştım kendimi sıcak suyun altına atarken, zira göreceğim şeyden o kadar emindim ki. Babam haklıydı.. Defalarca kez gelip beni buradan çıkarmak istemesine rağmen hiçbir cevap vermemiş onu boş ellerle bu odadan çıkarmıştım. Belki de çoktan pişman olmuştur beni buraya getirdiği için diye içimden geçirdim ama önemi yoktu çünkü düşünmek ve düşünmemek arasında gidip geldiğim o ince halat artık kopmuştu. Üstelik ben koparmıştım.

Eğer düşeceksem bunu kendi isteğimle ben yapacaktım, hayatımda bir kez olsun yüzümü güldürmemiş birisi değil. Bu nedenle Jay'i, o gün yaşadıklarımız, geçmişte ve belki de gelecekte başıma açacağı türlü belalarını artık umursamıyordum. Bir amacım vardı ve ben o kadar aptaldım ki bunu onun yüzünden unutmuştum.

Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin önemi olmadığını herkese gösterecektim. Suyun altında tüm bu hissettiklerimi son bir kez daha düşünüp emin olduktan sonra hızlıca durulanıp duştan çıkmıştım. Bir güzel kurulandıktan sonra gardolabın karşına geçmiştim bile. Uzun zaman sonra okula dönecektim ve her şeyden o kadar geri kalmıştım ki. Sınavlar başlamak üzereydi ve o sınavlardan oturup ders çalışarak geçilemeyeceğini herkes kadar benden iyi biliyordum, bu yüzden üzerime rahat bir şeyler giymek tercihim olacaktı zira o lanet yerde beni ne belaların beklediği de bir muammaydı.

Üzerime siyah bir tişört onun altına mavi oldukça dar bir Jean giyip spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirmiştim. Saçlarımı kuruttuktan sonra kabarmadıklarından emin olmak için aynanın karşısına geçmiş düzeltmeye gerek duyulmayacak kadar düz olmalarına sevinsem de, haftalar sonra ciddi derece zayıflamış olmak biraz canımı sıkmıştı. Göz altlarıma bakan tam bir keşsin derdi bu yüzden doğallığı bir kenara bırakıp yüzümdeki tüm acıları kapatacak kadar makyaj yaptım. En son boynuma altın zincir kolyeyi geçirmiş üzerime de eski günlerde ki gibi bol bir kapişonlu giymiştim. – Eski günlerde ki gibi diye geçirdim içimden..

GünahkarlarWhere stories live. Discover now