Alıntı

59 5 0
                                    

Aramızda geçen yoğun bakışmadan sonra, 

"İsteğin ne Sulvıan!" adına yaptığım vurgu ile bakışları yoğunlaşmış tüm hareketlerimi ezberlemek ister gibi, gözleriyle bedenimi süzüyordu. Aşağı yukarı hareket eden adem elması ise bu yakınlığımızdan etkilenmesinin çok dışında farklı anlamlar içeriyor gibiydi. Onu hiç birşey etkileyemezdi , o etkilerdi sadece yakıcı bakışlarıyla.

" İstekleri mi bir bilsen güzelim !" bu kadar sakin kollarımın arasında duramazdın!"

Boğazıma oturan yumruyla soluksuz kaldığımda, göğsümün içinde gürültüyle çarpan kalbimin teklediğini hissettim. Yanında oynadığım oyunun aynısını içine doğmuş gibi üzerimde baskıyla uyguluyordu. Bana hitap şeklini öyle narin ve kısık sesle dile getirmişti ki ruhumun en derinine indiğini düşündüm. Az önce keyifle parlayan gözleri  şimdi kapkara kesilmiş zifiri karanlık bakışlarında daha yoğun adını koyamadığım bir ifadeyle beni inceliyordu.

Ondan korkuyordum, bu gerçeği elbette es geçemezdim. Fakat aşıladığı güven duygusunu ve aramızdaki çekimi de artık göz ardı edemiyor ne kadar ağır bastığını için haykırıyordu.Ondan kaçmak isterken her geçen gün ona daha çok kördüğüm oluyordum.

Derin bir nefes aldığımda titreyen ellerimi arkama saklamak istiyor,bedenime yaslı iri bedeninden kaçıp kurtulmak istiyordum.

 Oysa onun güldüğünü işittim, tek elini ince bel boşluğuma yerleştirmiş sertçe sıkarak baskısını hissettiriyordu;

" Hala benden etkileniyorsun ! bunu hissetmediği mi düşünmüyorsun öyle değil mi Kaybolmuş?

Elektrik çarpmış gibi birden irkildim. 

 " Sen bunu nereden biliyorsun?" diye sordum, sönmüş bir balon gibi içime kaçan sesimle. Gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına ittim, bir anda sıcak mı  basmıştı.

" Cevabı yeterince açık değil mi?" diye sordu alaylı bir sesle. " Çünkü sürekli seni izliyorum . Sen farkında değilken bile."

Bir şey söyleyemedim. Ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. Nedenini mi soracaktım. Bir nedene ihtiyacı yoktu ki. O sadece hastalıklı zihninden geçenleri yapıp dile getirirdi. Onun nedenlere sebeplere ihtiyacı olmazdı . O kilitli , üstüne üstlük kilidi kaybolmuş bir kutuydu ve kimsenin gücü kilidi açmayı bırak zorlamaya bile yetmezdi.

Çünkü o başlı başına kendi içinde kaybolmuş yeşil gözlü bir şeytandı.  Bir Cehenneme ihtiyacı yoktu. Cehennem onun gözlerinde harlanan sonsuz bir ateşti. 

Jay Sulvıan kendisiyle beraber herkesi yakabilecek  Cehennemin ta kendisiydi...


GünahkarlarWhere stories live. Discover now