Bölüm 25/👨‍✈️👩‍💼

Start from the beginning
                                    

"Yakında akıl hastanesine kapatacaklar beni" dedi ağzının içinde. Abim, Seda ile uğraştığı için duymamıştı o an.

"Abi yaralı asker nasıl, ailesi geldi mi?" diye sordum Emre'nin söylediğini duymazdan gelerek.

"Geldi abim gayet iyi yarın sabah taburcu olacak memleketine göndereceğiz" dedi abim bana doğru.

"Cahit hepiniz burdasınız askerlerin başında kim var?" dedi Seda, Emre ye bakarak. Çokta umrunda sanki bilerek yapmıyorsa bende Gamze değilim.

"Komutanım!" Kapının açılmasıyla Emir ve Gediz içeri girdiler.

"Bir gönderiyorum iki geliyorlar Allahım delirmemek elde değil" Emre bir adım ilerimde sessizce söylenirken, saçlarımı önüme çektim gülmemi zor bastırıyordum.

"Geçmiş olsun Gamze Hanım" dedi Gediz başıyla selam verirken.

"Teşekkür ederim" dedim soğuk bir şekilde.

"Ziyaretin kısası makbuldür, hadi biz çıkalım" dedi Emre eliyle bir yandan da öküzleri iteleyen çoban gibi kış kış yapıyordu.

"Askerlerin başında Albay Haşim Bey var, Ercan Astsubayla" dedi abim geçde olsa Seda'ya cevap vererek.

"O kadar şapı yedikten sonra zaten olay çıkmaz" dedi Gediz lakayıt bir tavırla. Benim yüzüm konuyla yanmaya başlarken gidin artık diye Emre'nin gözünün içine bakıyordum.

"Şapta ne?" dedi Seda saf saf. Şu kızı bir alın şuradan. Abimin erkek arkadaşları ile bir sohbetlerine denk gelmiştim bu konuyla ilgili o günden beri sormuyorum bu konuları hiç.

"Şap şey yani" diye geveledi abim ağzında bir yandan da elini ensesine koymuş açıklamaya çalışıyordu. Sonra kızgınca Gediz'e baktı;

"Açıkla bakalım Asker! Ama o açıklamalaya da dikkat et şimdiden iki nöbet kitledim bile sana" dedi.

"Şap askerlerin yemeğine lezzet katan bir baharat. Yiyen herkes gevşeyip, rahatlıyor" dedi Gediz aceleyle.

"Alacağın olsun Cahit hiç böyle şeyleri getirme zaten sen bize. Bizim canımız şap çekti" dedi Seda kollarını önünde kavuşturup surat asarken. Artık gülmemi tutamadım ve kahkaha mı serbest bıraktım, abim kıpkırmızı olmuştu.

"Abi sen askerlerini alda çık, biz yengemle biraz sohbet edelim" dedim daha fazla kendini komik duruma düşürmesine engel olarak. Aslında keyifle izlerdim ama abimin askerleri yanında tuhaf bir duruma girmesini istemezdim.

Emre bana göz kırpıp çaktırmadan kapıya ilerledi. Deli cesareti var bu adamda artık tamamıyla emin oldum. Abim, Gediz'in omzuna elini atmıştı ama Gediz aşağı doğru eğilmişti sanırım omzunu sıkıyordu. Emir ise geldiği gibi sessizce baş selamı verip çıktı.

"Ne sohbeti edicez?" dedi Seda yanıma doğru gelip, koltuğa otururken.

"Ah yenge her şeyde hin gibisin bir bunu mu bilmiyorsun?" dedim başımı iki yana sallayarak.

"Yoo biliyorum ama kıvranmaları beni eğlendiriyor" dedi gülerek.

"Sen var ya şeytana pabucunu ters giydirirsin" dedim gülerek.

"Neyse ben bu Gediz'i bir yerden çıkarıcam ama bilemedim. Sana da tanıdık gelmedi mi?" dedi düşünceyle. Kalbim küt küt diye panikle atmaya başladı. Gediz'i tanımaz sanmıştım ama kızda nasıl bir beyin varsa hep en olmadık yerde çalışıyordu.

"Bana hiç tanıdık gelmedi" dedim elimle pikenin kenarıyla oynarken. Seda beni şöyle bir süzdü tek kaşını kaldırıp.

"İyi öyle olsun" dedi.

Abim kapıyı açıp içeri girince derin bir nefes aldım. Seda ile de aynı üniversiteye gittiğimiz için en yakın arkadaşımı tabiki biliyordu. Gediz de sık sık kardeşini okuldan alma bahanesiyle gelirdi o zamanlar. Ceyda ile bir süre sonra herkes dalga geçmeye başlamıştı ilkokul çocuğu gibi abin mi almaya geliyor diye. O günleri hatırlamak hem zordu hem de değişik bir histi.

"Ne yapıyorsunuz?" dedi abim bize bakıp gülümseyerek.

"Sohbet iste abiciğim" dedim gülümseyerek bende. Abim daya iyi görünüyordu, benim için oldukça endişelenmişti.

"Seda bize biraz izin verir misin? Gamze ile konuşacaklarımız var" dedi abim.

"Benden de mi gizli" dedi kaşlarını çatarken. Zaten biz her sırrımızı seninle paylaşıyoruz ya Sedacım bir bu eksik.

"Aşağı kantine in ne istiyorsan al ben gelince öderim" dedi abim. Seda koca karnına rağmen jet hızıyla çıktı odadan. Abim ve ben arkasından ağzımız açık bakakaldık.

"Seda işte" dedi abim başını sallayarak.

"Ne konuşacağız abi?" dedim merakla.

"Haşim Albay konuşmuş seninle abim ama birde ben sormak istedim. Seni böyle bir şeyin içine sokmak istemezdim ama Vatan mevzu olunca herkes taşın altına elini koyar. Senden emin olduğum için senin yapabileceğini söyledim" dedi abim bana gururla bakarak. Onun bana olan güvenini boşa çıkartmak en son isteyeceğim şeydi.

"Elimden geleni yapacağıma emin olabilirsin abi" dedim gülümseyerek.

"Kantinde bir şey kalmadan ben gidip Seda'ya bakayım. Saat geç oldu eve göndereyim onu da, geliyorum yanına hemen" dedi abim ayağa kalkarak.

"Abi yatalak değilim sende yoruldun git eve dinlen bir şey olursa telefonum yanımda ararım hemen" dedim.

"Emin misin?" dedi tereddüt ederek.

"Eminim hadi git diğer insanlara da bir şeyler kalsın Seda'dan yoksa bu ayki maaşını kantine yatıracaksın" dedim gülerek.

"Tamam abim en ufak şeyde arıyorsun" deyip alnını öpüp, saçlarımı okşadı.

Abim odadan çıkarken ışıkları kapattı. Bastıran uykuyla yatağa iyice yerleştim ve uykuya daldım saatin de geç olmasıyla.

Boğazımın kuruluğuyla uykumun ortasında bir o yana bir bu yana döndüm. Kolumdaki serum çıkartılmıştı bitince. En sonunda su içmek için gözümü açtığımda karanlıkta birinin baş ucumdaki koltukta oturduğunu gördüm. Tam çığlık atıyordum ki korkuyla elini ağzına kapattı.

"Şşşşşştt" dedi.

Bir bölümün daha sonuna geldik.

Haftanın finalindeyiz. Yazar olarak merak ediyorum kitabın gidişatından memnun musunuz?

1) Gamze tepki veremeden içerisi bir anda kalabalıklaştı. Sizce Gamze hatırladığını Emre ye belli eder mi?

2) Seda'nın hinliklerini özleyenler?

3) Gediz, Emre ve Emir arasında ki bu çekişmeden Cahit'in haberi olsa sizce kimi destekler?

4) Seda, Gediz'i tanırsa Gamzeye karşıkullanır yoksa direk Cahit'e ispiyonlar mı?

5) Son sahnede Gamzenin başında oturan kim? Şıkları veriyorum

A) Emre B) Gediz C) Emir D) Özge

Çoktan seçmeli sorumuzda oldu. :)

Pazartesi görüşmek üzere.

Oy vermeyi unutmayınız lütfen

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Where stories live. Discover now