Bölüm 24/👨‍✈️👩‍💼

Start from the beginning
                                    

"Zeki bir kızsın Gamze şimdi bana çıkardığın sonucu söyle" dedi Haşim Albay gözlerime bakarken.

"İçeride köstebek var" dedim gözlerim büyürken.

"Malesef öyle bunu sadece abin ve ben biliyoruz. Şimdi üçümüzün arasında sır olarak kalacak" dedi Haşim Albay emredici kesin bir tonda.

"Bildiğim kadarıyla bunlar gizli bilgi. Neden bana söylüyorsunuz? Ayrıca kimseye tek kelime etmeyeceğime de bu konuyla ilgili emin olabilirsiniz" dedim aklımdan geçen beni tereddütte bırakan soruyu da sorarak.

"Çünkü bizimle iş birliği yapmanı istiyorum. Sen bir asker kardeşi ve ülkesini seven bir Türk gencisin. Öğretmenlik yapmaya başlayacaksın kısa zaman sonra senden sadece gözlemlerini paylaşmanı istiyorum. Seninle arkadaş olmalarına izin ver" dedi Haşim Albay.

"Astsubaylardan mı şüpheleniyorsunuz?" dedim içime bir öküz dört bacağını da yayıp otururken.

"Cahit ve benden sonra rütbeli olanlar sadece o yedi kişi. Güzergah ve yol haritasını sadece onlar biliyordu" dedi Haşim Bey ellerini oturduğu koltuğun kenarlarına koyup, geriye yaslanırken.

"Ben çok şaşırdım ve ne diyeceğimi bilemiyorum" dedim. Beynim sanki tüm fonksiyonlarını durdurmuştu sanki. Kalbim peki ya Emre diye çarptı.

"Abinde destekliyor, beni ikna edende kendisi oldu zaten. Silah kullanmakta oldukça iyinmişsin abinden duyduğuma göre" dedi Haşim Albay tek kaşını kaldırarak.

"Evet, ruhsatım da var" dedim.

"Sana kendi silahlarımdan birini vereceğim her an yanında taşıman için her ihtimale karşı. Senden sadece gözlemlerini paylaşmanı istiyorum dikkatli bir öğretmen gibi" diyerek beni ikna etmeye çalıştı Albay.

"Peki sadece gözlerimi paylaşacağım" dedim sonunda pes ederek.

"Teşekkür ederim kızım" dedi Haşim Bey ayağa kalkarak. Elini uzattığında bekletmeden sol elimi uzattım. Bilerek tutmam için kendisi de diğer elini uzatmıştı. Haşim Albay çıkarken yattığım yerde iyice yayıldım.

"Ne yapacağım şimdi ben?" dedim sıkıntıyla. Altına girdiğim yük çok büyük bir şeydi. Masum birini suçlamak ya da suçlu ile yüzleşmek ikisi de oldukça kötü bir durumdu. Peki Gediz ve Emre onlar ne olacaktı? Tanıştığım Astsubayların hepsi cana yakın çok iyi kişiler gibi duruyorlardı. Üstelik şüphe çekecek bir durumları da yoktu bence. Baş ağrım başlayınca gözlerimi kapatıp uyumayı bekledim. İlaçların da etkisiyle vücudumu serbest bıraktım ve uyudum.

"Gamze" diyen sesle gözlerimi araladım. Bir çift zümrüt göz bana eğilmiş bakıyordu. Gözlerimi kırpıştırıp gerçek olup olmadığına baktım. Ama gitmemişti buradaydı rüya değildi. Koskoca üç gün geçmişti ama beyefendi yeni geliyordu yanıma. Aklıma gelen fikirle gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım.

"Kimsiniz?" dedim şaşkın şaşkın bakarak.

"Gamze benim Emre" dedi kaşları çatılırken. Biraz geri çekilip söyle bir inceledi beni.

"Ben Emre diye birini tanımıyorum. Başka biriyle mi karışırdınız acaba " dedim omuzlarını silkip.

"Haydaaa ulan kıza neler söyledim hafızasının gideceği tuttu" dedi başını iki yana sallayıp ellerini saçlarının arasından geçirdi.

"Beyefendi çıkarmasınız lütfen" dedim gülmemek için kendimi zor tutarken.

"Gamze benim ben Astsubay Emre hani tilkilere yem olmaktan seni kurtaran Emre. Sonra senin odanın kalirifou patladı bir gün de beraber alışveriş yaptık benim evimde sen temizlik yaptın hatta" dedi yatağın yanına gelip göz göze geleceğimiz şekilde eğilirken.

"Aaaa beyefendi uydurmayın lütfen ben asla sizin evinize gelmem" dedim başımı diğer tarafa çevirip ona bakmayarak. Elimi ağzıma bastırdım ayyyy hepsini de hatırlıyor!

"Bak hatta sen vurulduğun da ben senin yanındaydım. Seni eve bırakıyorum baskına uğradığımız da onu da mı hatırlamıyorsun?" dedi son bir umutla. Başımı ondan yana çevirip gözlerimi kocaman açıp hayretle;

"Ben vuruldum mu?" dedim. Emre de hayretle bana bakarken;

"Yok ben vuruldum" dedi gözlerimim içine yoğun bir şekilde  bakarken.

"Yaaa nerden vuruldunuz?" dedim. Acaba daha önceden yaralanmıştı da ondan mı bahsediyordu.

"Gidip bana gayet iyi diyen doktoru bulmayan Emre'yi" deyip kapıya doğru gidiyordu ki arkasından bağırdım;

"Kandırdım" diye aceleyle.

"Eh be Gamzeli eh be ne diyeyim ben sana" dedim Emre bana dönerken. Gamzeli kelimesi beynimin duvarları arasında dönüp dururken beynim beni kuytu bir sokaktaki karanlık bir anıya sürükledi.

"Dayan 'gamzelim' sen çok güçlünsün ve bizim daha konuşacak çok şeyimiz var. Aramızda yarım kalmış bir şeyler var"

Bir bölümün daha sonuna geldik.

Yarın haftanın finali yeni bölümde görüşürüz.

1) Sizce içerideki hain kim?

2) Kapıyı açan Haşim Albay kimse tutturamadı.

3)Kitapta sürekli sizi şaşırtan beklemiyordum dediginiz ters köşe olduğunuz yerler var mı? Varsa en aklınızda kalan hangi kısım?

4) Gamze, Emre'nin sözlerini hatırladı neler olacak? Tahminleri alalım.

Oy vermeyi unutmayınız lütfen. ⭐

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Where stories live. Discover now