onun dışında herhangi biri

Start from the beginning
                                    

jisung :
içinde tutamamıştır

minho :
hm
öyle mi diosun

jisung :
evet
hadi oyna

minho :
oki o zaman
😘

jisung :
😘
✔️✔️

~

hyunjin :
nereye gittin

jisung :
dışardayım

hyunjin :
sigara içmiyon de mi
chan siker

jisung :
🤪

hyunjin :
lan
ne ara tekrar başladın

jisung :
bırakmadım ki
🤪

hyunjin :
ciğerini sikeyim ya
yüzün de asıktı zaten
noluyo

jisung :
bişey olmuyo

hyunjin :
jisung 🤨

jisung :
lan ne sizin benimle derdiniz
yok bişey
huzur içinde surat bile asamıyoruz ya

hyunjin :
dökül
hemen

jisung :
ya yok bişey yok
allah allah

hyunjin :
iyi
ben de chane sigara içtiğini söylerim

jisung :
lan
hyunjin
ağzını sikerim

hyunjin :
o zaman söyle

jisung :
yok bişey diyorum

hyunjin :
jisung
var bişey
söyle hadi

jisung :
bi
şey
yok

hyunjin :
iyi söyleme
chan de şimdi bitirdi oynu

jisung :
lan
tamam
sakın söyleme
anlatıcam

hyunjin :
adam ol böyle

jisung :
hyunjin bak
söyleyeceğim
ama bana söz ver
harbili söz ver
bi daha bununla ilgili konuşmayacağız

hyunjin :
yanına geleyim mi

jisung :
hayır
böyle daha iyi

hyunjin :
tamam
sen bilirsin
dinliyorum

jisung, yazıyor...

jisung :
dün minhoya biri mesaj attı ya

hyunjin :
evet

jisung :
ben attım

hyunjin :
of jisung
bu muydu amk
olm yapma şöyle şakalar ya
ne dediysen hala ashabı bozuk adamın

jisung :
seni seviyorum dedim

hyunjin :
ee bunun nesi var
niye çekindin bu kadar
keşke deseydin beraber kafalardık

jisung :
hyunjin
şaka değildi

hyunjin :
nası şaka değildi

jisung :
dün minhoya ona aşık olduğumu ve chanin onun için doğru kişi olmadığını söyledim
çünkü ona aşığım ve chan onun için doğru kişi değil
✔️✔️

jisung :
bişey söyleme
ben berbat bir insanım
ama yemin ederim kötü bi amacım yoktu

hyunjin :
jisung
şaka yapmıyorsun değil mi şu an

jisung :
hayır
ciddiyim
yemin ederim minhoyu üzmek istemedim
chanle ayrılmasını da istemedim
chan benim en yakın arkadaşım
minho da öyle
ikisini de kırmak istemiyordum sadece içimde tutamadım
✔️✔️

sigaramı bitirmek üzereydim ve hyunjin mesajlarıma cevap vermemişti. dolmuş gözlerimi elimin tersiyle sildim. içeri dönmeliydim, böyle görsünler istemiyordum.

telefonumun ekranını kapatırken ne kadar berbat biri olduğumu düşünüyordum. gerçekten çok kötü biriydim. yeniden gözlerimi silmek için kolumu kaldırdım ama arkamdan bedenime dolanan kollar bunu engelledi.

"jisung."

hyunjin kafasını benimkine yaslamıştı. sesi çatlıyordu. kollarımı onunkilerin üstüne dolarken kıkırdadım.

"ağlayacak mısın bir de?"

"jisung özür dilerim. farketmeliydik, farketmeliydim."

kafamı olumsuz anlamda salladıktan sonra ona döndüm. gerçekten üzgün gözüküyordu. kırık bir gülümseme dudaklarıma yerleşmişti. bunun gibi bir olayda bile kendini suçluyordu. onun suçu değildi ki, üzülmesini istemiyordum. kimsenin değildi.

"nasıl farkedecektin ki? hem bu benim hatam."

"bu hata değil. kimi seveceğini seçemezsin."

gözlerimi hyunjin'in ayağındaki siyah converselere diktim. sigaramı çöp kutusuna fırlatana kadar da yüzüne bakamadım.

"seçmeliydim. onun dışında herhangi birini
seçmeliydim."

"jisung, aşk öyle bir şey değil. doğru zamanı doğru yeri yok aşkın. senin elinde olan bir şey değil bu."

kafamı aşağı yukarı sallarken aslında beni rahatlatmak için konuştuğunu biliyordum. bu yanlıştı. en yakın dostuma aşık olmuştum, o başkasına aşıkken üstelik. çocukluğumdan beri yanımda olan, benim için bir abiden farkı olmayan birine aşıkken.

"yemin ederim kötü bir niyetim yoktu. ayrılsınlar istemiyorum, onlar çok mutlu. tek istediğim söylemekti. minho bilsin istedim. ama çok ileri gittim."

hyunjin yeniden bana sarıldığında kafamı boynuna gömdüm. ağlamak üzereymişim gibi hissediyordum ama ağlamamalıydım. minho için ağlamaya hakkım yoktu, özellikle onu korkuttuktan, gerdikten ve sevgilisinin onun için yanlış kişi olduğunu söyledikten sonra buna hakkım yoktu.

"siz ne yapıyorsunuz amına koyayım?"

felix, kucağında tuttuğu iguanayla arcadedin kapısından bize bakıyordu. hyunjin toparlanmam için çok kısa bir saniye daha bekledikten sonra benden ayrıldı.

"changbin, jisung'un ağzına vermiş mariocardda. o da ağlıyor."

hyunjine gülümsedim. o da göz kırpmıştı karşılığında. felix biraz daha yaklaştıktan sonra güldü.

"sen niye çıktın?"

"joseph'ın çişi var. onu gezdireceğim."

"o şeyi içeri aldıklarına inanamıyorum."

biz içeri dönerken felix arkamızdan orta parmak göstermişti. hyunjin kolumu omzuna attığında bile bağırıyordu.

"o şey dediğiniz benim oğlum! ya da kızım! cinsiyet sosyal bir yapıdır!"

•••

someone's someone | minsungWhere stories live. Discover now