Bölüm 1

27.7K 834 293
                                    

*Geçmişleri 3.ağız anlatmayı düşünüyorum. İyi okumlar 🖤

10 yıl önce.

8 yaşındaki kız okula girdiğinde etrafına baktı. Herkes ailesiyle gelmişti. Onun ailesi yanında değildi. Gülümseyen suratlara karşı, ifadesizce bakıyordu. Annesi gelsin istemişti. Onu okulun kapısında bırakırken neredeyse "Lütfen gel." diye ağlayacaktı ama bunu yapamamıştı. Yapmamalıydı da. Babası ona ağlamanın zayıflık olduğunu öğretmişti. Zayıf olmak istemiyordu. Annesinin ağlayışlarını duyduğu her an bunu düşünüyordu. Annesini ağlatan babasına karşı güçlü olmalıydı.

Şimdi de dik durmak istiyordu ama sırtında ki ağır çanta buna engel oluyordu.

Yeni bir şehire gelmişlerdi. Okul çoktan başlamıştı. Buraya kaydolduğunda, müdür ona boyu kadar kitapları vermişti. Hepsini getirmesi gerektiğini sanıyordu ama etraftaki kimsenin çantası onun kadar ağır durmuyordu.

Sınıfa çıktı. Kendi sınıfını numaralara bakarak buldu. Kapıdan girdiğinde herkesin birbiriyle oyun oynayıp, eglendigini gördü. Kimse onu görmemiş gibiydi. Ne yapacağını bilemedi. Annesi öğretmen geldiğinde onunla konuşmasını söylemişti. Dediklerini düşündü.

'Yeni öğrenci olduğunu annenin işe gittiği için gelemediğini söyle. Kendini tanıt ve öğretmeninin seni oturtmasını bekle.'

Öyle de yapacaktı ama çantası fazla ağırdı. Bir yere koymak istiyordu. Omuzları çoktan ağrımıştı. Sınıfa girenlerden biri ona çarptığında çantayla düştü. Kendisine bakan kahve gözlere sinirle baktı. Üstü mahvolmuştu. Okul kıyafetlerini daha yeni almıştı oysa ki. Onu düşüren kız bir şey demeden oynamaya devam ederken sinirle kalktı. Küçük bedenin, sinirli hali dışardan oldukça tatlı gözüküyordu.

Etraftaki çocuklar, koşmaya devam ederken bıkkınlıkla sınıfı izlemeye başladı.

O an dikkatini biri çekti.

Önlük giymemiş bir kız. Bu yaştaki bir çocuğun bu kadar siyah giyinmesine anlam veremedi. Kimseyle oynamıyordu. Sadece önündeki kağıdı karalıyordu. Çantasını sıkıca tutup kızın yanına ilerledi. Ne ile uğraştığını merak etmişti. Sırasına geldiğinde boğazını temizledi. Annesi bir şeyler demeden önce bunu hep yapardı.

"Merhaba"

Gülümsemeye çalıştı. Kız da onun gibi yalnız duruyordu. Kafasını kaldıran kızın bakışlarıyla bir an ürperdiğini hissetti. Filmlerde ki korkunç insanlar gibi bakıyordu.

"Merhaba"

Yüzündeki gülümsemeyi tutmaya çalışıp "Ben yeni geldim. İsmim Burçak senin ismin ne?" dedi.

Kız hala gülümsememişti. Bunu kaba bir davranış olarak düşündü.

"Yaren."

Kız cevap versede konuşmak istemiyor gibiydi. Yine de Burçak elini uzattı. Büyükler tanışırken bunu yapıyordu.

"Memnun oldum."

Siyahlar içindeki kız öylece eline bakmıştı. Kız eli havada beklemeye devam etti. Biraz daha yorulmaya başlamıştı.

"Dokunmayı sevmiyorum."

Sonunda kız konuştuğunda, yavaşça elini indirdi. Onu rahatsız ettim diye düşünmüştü. Kız tekrar kağıda döndüğünde yutkundu. Onunla konuşmak istiyordu. Hoca hala gelmemişti ve yapacak bir şeyi yoktu. Kağıda eğilip "Ne çiziyorsun?" dedi.

Kız eliyle kağıdı kapatıp ona sinirle bakmaya başlamıştı.

"Seni ilgilendirmez."

Yine 'çok kaba' diye düşündü. O da kız gibi sertçe bakmaya çalışıp "Yemedik kağıdını" dedi.

Bu söylemi annesi babası ona bir şey göstermediğinde sürekli söylüyordu. Kızın kaşları çatılırken, kağıdı masanın altına koyup kafasını cama çevirdi. Burçak yüzünü garip ifadelere sokarken kızla kendince dalga geçiyordu. Tepki alamayınca ofladı. Omzundaki çanta iyice ağırlaşmıştı.

"Yanına oturabilir miyim?"

Annesi hocasını beklemesini söylemişti ama buna gerek var mıydı bilmiyordu. Herkes bir yerlere oturmaya başlamıştı. O gerçekten yorulmuştu. Yaren başını ona çevirdiğinde nedense şaşırmış gibiydi. Gibi değil, kız bildiğin şaşırmıştı.

"Benimle mi oturmak istiyorsun?"

Terslemeden bu cümleyi kurduğunda Burçak hızla kafasını salladı.

"Gerçekten yoruldum. Çantam çok ağır."

Çantasını göstermek için yan dönmüştü. Karşısında ki kız bir kaç saniyeliğine gülümsese de sonradan kafasını iki yana salladı.

"Ben tek oturuyorum"

Burçak kaşlarını çattı. O yüzden onunla oturmak istiyordu zaten.

"O zaman yanına gelebilirim."

Kız cevap vermeyip tekrar kafasını cama çevirmişti. Burçak yine 'ne kaba biri' diye düşündü.

Sınıfa annesi yaşlarında biri girene kadar orda dikilmeye devam etmişti. Sonra giren adamın öğretmen olduğunu anladı. Adamda onu fark etmişti. Bu sefer annesinin dediğini yapıp adamın yanına gitti. Ona ezberlediği konuşmayı söyledi. Kendisini sınıfa tanıttıktan sonra adama baktı.

Adamda sınıfı gözleriyle tarıyordu. Yüzüne gergin bir ifade otururken "En arka, cam kenarı sıraya geç canım." demişti.

Az önce konuştuğu kıza baktı. Onunla ilgilenmiyordu. Tekrar yanına ilerlerken de ona bakmamıştı. Dibine girdiğinde masaya ilk çantasını koydu. Bu kızın ona dönmesini sağlamıştı.

"Öğretmen buraya oturtturdu beni." dedi.

Kız bu sefer bir şey dememişti. Yanına koyduğu çantayı çekip yere bıraktı. Kız oturduktan sonra kafasını sıraya koyup yatmıştı.

Burçak kızı inceledi. Onu yaşlı teyzelere benzetti. Annesi onlar için meymeniyetsiz derdi. Bu kızda aynen öyle biriydi. Öğretmeni bölme işlemlerini anlatırken tahtaya baktı. Ona arada bir bakıp duruyor hep bildiği korkunç gerçeklerle ilk defa bu kadar yakından yüzleşiyordu.
Defterini çıkarıp öğretmenin dediklerini yazmaya başladı. Yanındaki kız hiç bir şey yazmıyordu. Onu kolundan dürtüp "Uyanman lazım" dediğinde kız ona orta parmak çıkarmıştı.

Gözleri irice açıldı.

Bunu mahalledeki çocuklar birbirine yapıyordu. Annesi büyük terbiyesizlik olduğunu söylemişti. O çocuklar ondan çok büyüktü. Kendi yaşıtından böyle bir şey görmesine şaşırmıştı. Şaşkınlığını atıp tepki vermek için o da kıza aynısını yaptı. Kız yandan ona bakarken bir şey demeden kafasını çevirmişti.

Annesi bunu görse onu sopayla kovalardı.

İYİ KIZLAR KÖTÜ KIZLARI SEVER 2 (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin