☀Yaz kampı.

4.3K 188 17
                                    

9. bölüm, iyi okumalar.

Hastaneden bu yana iki gün geçmişti, cezalı değildim ama cezalı muamelesi görüyordum. Ailem ve arkadaşlarım tarafından görmezden geliniyordum adeta ama tabi öğün kaçırmadığımdan emin olmak için sürekli beni kolluyorlardı. Bitkin olduğum için çoğunlukla dinleniyordum zaten, üstüne günde üç öğün yemekle eski kiloma dönmüş gibiydim.

Durum üzücüydü ama sesimi çıkarmıyordum.

Sevgilim her gün ziyaretime geliyordu. En fazla bir saat oturuyorduk, işi olduğu için gidiyordu. Günleri çok yoğun geçiyordu Kuzey'in, neyle meşgul olduğunu bilmiyordum ama meşgul olduğunu biliyordum. Ne olduğunu merak edip sormamıştım, söylememişti kısacası...

Cansın kesinlikle hastaneden beri gelmiyordu. Yaptığım şeyi öğrenince telefonda bana kızmış ve bir daha ne aramalarıma çıkmıştı, ne de mesajlarıma cevap vermişti. Azra ve Ceylin'i de göremiyordum çünkü kamptan önce aileleri ile ellerinden geldiği kadar vakit geçirmek istiyorlardı. Eh, haklılardı.

Kuzey'in bir saat süren ziyaretinden sonra ara öğünümü alıp televizyon karşısına kuruldum. Yalnızlıktan, televizyon karşısında mayışmaktan sıkılsam da yapacak bir şey bulamıyordum. Sürekli olarak içimde Aras'la konuşma dürtüsü beliriyordu ancak buna cesaretim yoktu. O da beni aramıyordu, merak bile etmiyordu. Bu içten içe beni çok üzüyordu, moralim Kuzey'e rağmen sıfırlanıyordu. Neden böyleydi?

Bu soruya cevap verememek ayrı çıldırtıyordu beni.

Akşam yemeğinden saatler önce annem eve dönmüştü. Kardeşim Ata'yla kapıdan içeri girmişlerdi ve babam ortalıkta gözükmüyordu. Annemin elindeki market poşetlerini görünce yardım için ayaklandım.

"Ara öğününü yedin mi?"

Arkasından mutfağa girdiğim anneme hemen cevap verdim. "Evet, atlamadım hiçbir öğünü."

Poşeti bıraktıktan sonra bana dönüp hafifçe gülümsedi. "Aferin, hatanı anladığını görüyorum en azından..."

Ufak adımlarla annemin yanına ilerleyip başımı omzuna yasladım. Ayağındaki topuklularla benden fazlasıyla uzundu.

"Peki affedildim mi?"

Annem hafifçe başımı okşayıp öpünce beline sıkıca sarıldım, aynı şekilde karşılık aldım. "Sana kızmadım ki... Yani, kabul, kızdım ama senin gibi akıllı kızın böyle bir hataya düşmesine inanamadığım için kızdım. Ve bu geçti annecim, sen hatandan ders aldın..."

Kafamı sallamakla yetindim. Bir süre daha sarılı kaldıktan sonra ayrıldık ve poşetleri boşaltmaya başladık.

"Sen niye erken geldin işten?"

Annem dolaptan birkaç tencere çıkardıktan sonra cevapladı. "Senin bayıldığın gün Müjde'lerde hem gece mahvoldu, hem de Aras sağ olsun çok yardımcı oldu. Hem teşekkür, hem telafi niyetiyle akşam yemeğe çağırdık, yemek yapacağız seninle o yüzden."

Aras'ı göreceğim gerçeği beni deli gibi heyecanlandırmıştı. Neden Ege?

"Şimdi mi söylenir bu anne ya, bilseydim tatlı falan yapardım!"

Hemen buzdolabının önüne gidip tatlı için malzemelere bakındım.

"Sen yaparsın annem ya, şu kremalı, çikolatalı kekinden yap işte."

"Akşama kadar donar mı o?"

Annem yanımdan geçip dolaptan bir şeyler çıkardı. "Donar, donar. Sen yapmaya başla işte."

Arkadaş DümeniWhere stories live. Discover now