☂Okula dönüş.

4.3K 199 14
                                    

12. bölüm, iyi okumalar.

Hayat güzel gidiyordu, cidden.

Dönüp geçen seneye baktığımda kaybettiklerim fazlaydı, mesela kalabalık bir arkadaş grubum yoktu artık ama bu beni üzmüyordu. Çünkü en çok değer verdiğim insanlar yakınımdaydı.

Ceylin, Cansın ve sevdicek Aras. Yetiyordu, minnettardım, hatta yaratanın cömert olduğunu düşünüyordum. Sonuçta ben kendimi şanssız olarak nitelendiren bir kızdım ama gelin görün ki beni seven bir yakışıklı elimi tutuyor, kardeşim olarak gördüğüm iki arkadaşım da hemen önümüzde öpüşüyordu...

Durun biraz, ıy, bu hoş değil!

"Kendinize oda tutun!"

Ceylin kıkırdayarak Cansın'ın dudaklarından uzaklaştı ve yüzünü göğsüne sakladı. Cansın nazikçe saçını okşadı ve kaşları çatık bir şekilde bana baktı. Biyifindi sivgilisini itindirmimi kiziyirdi di.

"Ne be, ben olmasam bu ilişki olmazdı! Bakma bana öyle ya!"

"Sus kız kırarım bacaklarını..."

Aras bize gülerken Ceylin yüzünü sakladığı yeri hafifçe cimcikledi. Kanka dediğin!

"Ya ben size kaç defa çocuk gibi atışmayın dedim hala aynısınız..."

Ceylin bu sitemi birbirimize dil çıkarmamızdan dolayı demişti. Aras durumdan resmen keyif alıyordu, gülmeye devam etti uyuz. Cansın ise bana kıçını döndü ve Ceylin'i kolunun altına çekip yürümeye başladı. Eşek falandı ama en çok ben seviniyordum ikisinin resmi olarak sevgili olmasına. Ne kadar uyuyorlardı birbirlerine farkında değillerdi bile.

Bize arkalarını dönmelerini Aras fırsat bildi ve beni kendine çekip yanağımdan öptü. Beni öpmesine cidden şikayetim yoktu, beni öpmesi çok hoşuma gidiyordu, deli oluyordum hatta ama tabi etrafta birileri yokken...

"Aras yaa!"

"Hadi ama, kimsenin bizi umursadığını sanmıyorum... Hem ne var, sevgilimi yanağından öpemeyecek miyim?"

Haklı bir istek olduğu için sesimi çıkarmadım. Ama yine de, utanıyordum işte!

Derse gir, arada çay iç, diğer derse koşuştur çemberi içinde kendimi kaybedecek gibiydim. Okulun ilk haftasındaydık ve bu üniversite hocalarının hiç acıması yoktu, ilk haftadan konulara başlıyorlardı! Hayır, zaten koca haftada bir günüm bile boş değil diye dertli ve stresliydim, ilk haftadan ders işlemek nedir?

Sosyoloji dersinde Ayvalık'tan döndüğümden beri kendini göstermeyen migrenim baş kaldırma kararı vermişti. Dayanılmaz ağrı öldürecek gibiydi, kafamı bir yerlere sıkıştırmak istiyordum. Hemen ağrı kesici alsam da işe yaramayacaktı çünkü nedendir bilmiyorum Ayvalık'ta yaptığım bir şey migrenime seviye atlatmıştı.

İşin korkunç kısmı henüz bundan annemlere bahsetmemiştim çünkü sebep için bana soru soracaklardı ve yalan söyleyemeyeceğimi, Ayvalık'ta yaptığım her boku anlatmam gerekeceğini biliyordum. Annem salak bir kadın değildi sonuçta, evden uzak olduğum dönemde tetikleyecek şeyler yaptığımı anlardı.

Can çekişimi gören Ceylin hafifçe sırtımı okşuyordu. Ne yazık ki bu işe yaramıyordu. Bir tabletteki tüm ağrı kesicileri içebilirdim hatta, ama zaten kullandığım ağrı kesici ağırdı ölmeye de niyetim yoktu.

Nihayet hoca bizi serbest bıraktığında Ceylin'in fularını boynundan alıp başımın etrafına sıkıca sardım. Hala fakülte içinde olmamıza rağmen güneş gözlüklerimi taktım, ışık bir numaralı düşmanımdı şu an.

Arkadaş DümeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin