Beşinci Bölüm

En başından başla
                                    

Evet Ala sanki hep buranın içindeymiş gibi oyun havası oynayanların arasına hiç sorun yapmadan uyum sağlamıştı.

-"Yok ben pek bilmem." dedim.

Bir kaç dakika sonra hava almak için salondan ayrıldım. Dışarısı epey soğuktu. Fakat zihnim soğukta açılıyordu.

-"Donacaksın Alisa."

İrkilip arkaya döndüğümde elinde tepsiyle mutfağa giden Dilan vardı.

-"Giriyorum şimdi." diyip salona geri döndüm.

Saatler birbirini kovalarken kadınlar yavaşça dağılmaya başlamışlardı. En sona Zelal hanım , kızı ve gelini kaldığında gözlerimi devirmeden edemedim.

-"Azad'la konuşabildin mi Avşin ? Nedir cevabı ?"

Aslında odasına giden Ala'nın peşinden bende çıkabilirdim fakat istemsizce konuşulanları merak ediyordum. Dilan da aynı benim gibi oturmuş sessizce duruyordu.

-"Yarına tekrar konuşurum Zelal." dediğinde onların kalkması ile bizde kalkıp arkalarından odalara çıkmıştık.

Saçlarımı başımın üstünde toplarken içimin sıkıldığını fark edip Ala'nın yanına gitmeye karar verdim.

Odasına girdiğimde pijamalarını giyinmiş makyajını siliyordu.

-"Ne oldu yine gözlerin kızarmış ?" diye sordum sırtımı kapıya yaslarken.

Omuz silkip burnunu çekti.
-"Annemin de yanımda olmasını isterdim." diyince kendimi düşündüm. Annesizliğe alışkındım.

-"Keşke daha farklı olsaydı ama onlar bunu tercih etti. " dedim düz bir tonda.

Biraz daha sohbet etmemizin sonrasında hafiften sarhoş olan Arslan eniştem gelince yanlarından ayrılmıştım. Dolapta kıyafetlerimin arasından bir tane hırka alıp giyindim ve sessizliğe gömülmüş konakta mutfağa indim.

İçtiğim su bardağını tezgaha bırakıp dışarı çıktığımda Azad'ı gördüm. Henüz beni görmemişti ve merdivenleri çıkıyordu.

Dondurucu havayı içime çekerken hırkaya iyice sarılıp merdiven basamağına bastım. Başım yerde varlığını yok sayarak peşinden birer birer çıkarken avuç içlerim terlemişti.

Koridorda duvar içlerinde yer alan boşluklarla yalnızca gaz lambaları yanıyordu ve etraf loş bir ışıkla çevriliydi.

Topuklarımın ses çıkarmamasına özen gösterirken geniş sırtını izlediğim adam odamın kapısında durdu. Haliyle bende bir kaç adım gerisinde durdum.

Yavaşça yüzünü dönerken elimle sardığım hırkayı sıkıca tutuyordum. Aldığım nefeslerden dolayı hızla inip kalkan göğsüm fazla dikkat çekiyordu ama durduramıyordum.

İçimi yakan bakışları yine gözlerime dalıp gitmişti. Bende onunkilere dalmıştım.

Ne olacaktı bu iş böyle ?

Kendime saniyelik bir dolduruşla cesaret verdim ve konuştum.

-"Bir şey mi oldu ? " diye sordum çenemi dikleştirip.

Bu tepkimi beklemiyor olmalı ki hafiften kaşı çatılır gibi olmuştu.

-"Ne gibi ?" dedi gırtlaktan yükselen kalın erkeksi ses tonuyla.

Omuz silkerken aşağı kayan hırkamı düzeltip tekrardan yakamı kapattım.

-"Öyle karşımda duruyorsun onu soruyorum. Sonra hayranlarınız görünce benden hesap soruyorlar Azad ağa." dedim alaylı bir gülümsemeyle.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin