7. BÖLÜM

11.1K 719 74
                                    

Tam bir ay olmuştu. O günün üzerinden tam 31 gün geçmişti.

Yavuz abimi görmeyeli 31, annemlerden uzak kalalı 32 gün.

Her hafta yeni bir ev yeni bir oda. Ve yanımda hep o pislik. Üstümde aynı pijamalar. Saçlarım yağlı ve karmakarışık.

Kalbim artık umudunu kesmiş ve bitik bir hâlde.

Ölmeyi bekliyorum. Kollarım, ayaklarımın altı yara bere içinde.

Babamı, annemi, abilerimi öyle özlemiştim ki. Belki artık umudunu kesmişti onlar da. Sadece cesedimi bulmak istiyor olabilirlerdi.

Ben kafayı yemeden bulurlarsa ve onları son kez görebilirsem ne âlâ!

Olmazsa da başka bir âlemde...

Gözlerimi kapattım tekrar. Haftalardır yaptığım tek şey bir odaya tıkılı kalmak ve uyumak. Sonra o şerefsize biraz sövmek ve tekrar uyumak. Sonra birkaç adamın gelmesi ve beni sorguya çekmesi.

Ve bugün yine geleceklerdi beni sorgulamaya. Aynı sorular sorulacak, aynı cevapları vereceğim, sonra birkaç tokat ve belki yumruk.

Final.

Gözlerimi açıp tahtalarla kaplanan camın ufak bir aralığından sızan ışığa baktım.

Ağlamak istiyor, yapamıyordum. Evimi ve ailemi o kadar istiyordum ki. Canım yanıyor ve dahası üşüyordum. Üzerimde uzun kollu ince bir tişört ve bir eşofman vardı. Çorap bile yoktu!

O pezevenk buraya gelir gelmez üzerine atlayacak ve gücüm tükenene kadar dövecektim onu. Sabrım taşmıştı ve ben çıldırma noktasındaydım.

Derken, kapı açıldı. Birkaç piç içeri girip karşımdaki eski kanepeye oturdu.

Onlara konuşma sırası vermedim. Ve artık susmayacaktım.

"Bakın orospu çocukları, kaç haftadır bana aynı soruları havlayıp duruyorsunuz. Size cevap vermiyorum çünkü bir bok bildiğim yok. Ki bilsem de, söylemeyeceğim zaten. Bunu anlayın ve beni artık bırakın. Babam sizi bulup ananızı sike sike içeri tıkmadan, siz teslim olun."

"Otur şöyle. Sakin ol küçük kız. Ağzının bu kadar bozuk olduğunu bilmiyordum."

Şu entelektüel bozuntusu yine sakin sakin konuşup çıldırtıyordu beni. Aralarında en sakin olanı oydu. Aynı zamanda en sinir bozucu olanı.

"Ağzımı bozan sizsiniz. Beni artık bırakın. Teslim olun."

"Hayır, devletine emanet edemem naçizane vücudumu. Hapiste canımı çok yakarlar. Bir yola girdiysek devamını getirmemiz gerekir. Gelelim konumuza, biliyorsun aslında, baban önemli bir asker bizim için. Senin devletinin kırmızı listesindeki bir terörist misali-"

"Bir köpekle, benim babamı bir tutma."

"Her neyse, önemini anlamışsındır babanın. Şimdi bize anlat bakalım. Babanın şu an üzerinde durduğu isimler kimler? Abin babana bizim hakkımızda ne söyledi?"

"Gerizekalı herif. Benim devletim senin tipin gibi derme çatma mı? Devlet işi başkadır, ayrıdır, aile ayrıdır. Babam gelip benimle devletin sırrını mı konuşacak? Biraz akıllı olun lan!"

"Bak güzel kız, ben seni de babanı da devletini de iyi tanırım. Bir şeyler bildiğine adım gibi eminim."

"Hadi diyelim biliyorum, sana neden anlatayım? Bunu da bir düşün istersen."

"Çünkü korkuyorsun."

"Korkmak sizin işiniz. Bizde yok ondan."

"Faşist sözler. Sevdim."

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin