1- Asla pes etmem

77.8K 3.4K 10.5K
                                    



Seul International Hotel
20.01.2020

"Mutluluğunuza!"

Hep bir ağızdan bağıran akrabalarımız, en yakın arkadaşlarımız ve pek tabii Kim ailesinin iş dünyasındaki o sarsılmaz yeri sayesinde, mecburen burda bulunması gereken o sıkıcı sosyetik topluluk..

Coşkuyla bağıran sesler sustuğunda, belimi saran elin biraz daha sıkılaştığını hissettim ve gözlerimi sevdiğim adama çevirdim. İrislerinin bir yıldız gibi parlaması, muhteşem kare gülüşünü bahşetmesi onun mutlu olduğu anların kanıtıydı. Dudaklarının kulağıma değmesine izin vererek ses tellerine yansıttığı heyecanla fısıldadı;

"Mutluluğumuza benim güzel nişanlım."

Gözlerim kaybolana kadar gülümsedim ona ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.

Evet o güzel nişanlı bendim.

Herkesin peşinden koştuğu, dünyalar yakışıklısı, gerek akademik zekası gerek dedesinden miras kalan, Kore'nin en büyük inşaat firması olan Kim holdingin en başarılı ceosu olması sebebiyle, tüm bekar kadınların -ve hatta erkeklerin- gözdesi Kim Taehyung'un nişanlısı Park Jimin.

Yaklaşık beş dakika öncesine kadar, Kim holdingin dört mimarından biriyken, bu dakikadan itibaren "Kim Taehyung'un nişanlısı Park Jimin" olarak anılacaktım artık.

Yanımıza doğru gelen, birlikte sıkça iş yaptığımız bay Lee ile içine düştüğüm düşüncelerimden sıyrıldım.

"Çocuklar sizin adınıza çok sevindim. Umarım hep böyle mutlu olursunuz."

Yüzündeki gerçek gülümsemeyle bize iyi dileklerini sundu ve Taehyung'un kolundan tutarak ona biraz daha yaklaştı.

"Sizi ayırmak istemem ama aylardır konuştuğumuz şu yeni proje için bay Kim'le tanıştırmam gereken biriler var. İzninizle bay Park." Eğilerek selam verdiğinde, Taehyung da gitmeye mecbur olduğunu bildiğinden gözlerime mahçupca bakıp ağzını oynattı.

"Üzgünüm sevgilim."

Ona önemli olmadığına dair güven vermek için uzaktan bir öpücük atıp, yavaşça gözden kayboluşunu izledim. Gözlerim elimdeki kadehime kaydı. Bittiğini farketmemiştim bile. Sanırım yine tek başıma içecektim. Taehyung sorumluluklarından asla ödün vermeyen, oldukça disiplinli biriydi. Zamanının neredeyse tamamını çalışarak geçirirdi, bu yüzden onu en sık şirkette görebiliyordum.

Sanırım bu gidişle düğünü de şirkette yapacaktık.

Adımlarımı, kendime bir içki daha almak için ikramların olduğu açık büfeye doğru yönlendirdim. Belli etmesem de böyle ortamlar beni her zaman geriyordu ve şu an yanımda beni rahatlatacak bir Taehyung da yoktu. Bu yüzden içkiyle biraz gevşemeye çalışmak mantıklı gelmişti. Amacıma ulaşmama üç beş adım kala, tiz ve oldukça tanıdık bir sesten adımı duydum.

"Bay Park?"

Hoseok hyung en neşeli haliyle bana doğru gelirken muzip bakışlarını eksik etmemişti.

"Buyrun Bay Jung?" diyerek onu taklit ettiğimde omzuma minik bir yumruk geçirdi ve kıkırdadı. "Yoksa bay Kim mi demeliydim ha?"

Hoseok hyung benim bu hayattaki en yakın dostumdu. Liseye başladığım dönemde tanışmıştık ve her zaman birbirimizi koruyup kollamıştık. Benden iki yaş büyük olduğu -ve daha zeki olduğu- için yüzde yüz burslu olarak Seul'ün en iyi üniversitesini kazanmış ve mimarlık bölümünü seçmişti. Ben de onun bu başarısına her zaman özenmiş, çizimler yaparken, projeler hazırlarken yanında olduğum için onunla aynı mesleği seçmek ve ondan bir şeyler öğrenmek istemiştim. Sonuç olarak azmetmiş, çalışmış, hırs yapmış ve onunla aynı üniversiteye kapağı atmayı başarmıştım.

Charm | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin