THERE FOR YOU & TANITIM

7.1K 280 122
                                    

Bu kitap G.C.F in Tokyo anısına yazılmıştır müzik kitabın ana parçasıdır bu müziğin JiKook için anlamını bilmeyen yoktur herhalde : Martin garrix & Troye Sivan - There For You

Tanıtım olduğu için bu şekilde yazdım bölümler Jimin'in ağzından devam edecek.

•Sıkılanlar direkt 1 bölüme geçebilir.

|Keyifli okumalar.

Arkasındaki yıpranmış duvara yaslanarak derin nefesler alıp veriyordu. Uzun bacaklarını önüne uzatmış ve kollarını hafifçe büktüğü dizlerine yaslamıştı. Yağmur damlaları kahverengi saçlarından süzülürken çekik gözlerini gök yüzüne dikti. Hava soğuktu ama o giydiği ince siyah tişörte rağmen üşümüyordu. Bu zor hayata rağmen her zaman güçlü bir erkek olmuştu. Dışarıda öylece oturup demin içeriden çaldığı eşyalara profesyonel bir umursamazlıkla bakarken içi rahattı. Onun sözlüğünde vicdan azabı denilen bir şey yoktu. Rahat tavırlarıyla sigarasını cebinden çıkardı ve uzun ince parmaklarının arasına yerleştirdiği sigarayı biçimli dudaklarına götürdükten sonra dudaklarını yavaşça etrafına örttü. Gözlerini kısarak dumanı içine çektikten sonra başını hafifçe arkaya yatırıp havaya doğru üflerken dudakları aralandı. Adem elması tüm erkeksiliğiyle adeta bağırıyordu. Gözleri sigaranın ona verdiği zarardan hoşnutmuş gibi parlıyordu.

Onu köşede izleyen ve izlediğini fark etmemesini dileyen sarı saçlı adam bu görüntünün ne kadar şiirsel olduğunu düşündü. Bu görüntü karşısında hiç ara vermeden milyonlarca sayfalarından oluşan bir kitap bile yazabilirdi. Genç adamın baştan aşağıya simsiyah giyinmiş olması sarı saçlı adamın onu karanlıkta görmesine engel değildi çünkü gökyüzünün zifiri karanlığının yanında bembeyaz kalıyordu. Onun yanında her şey yetersizdi. Bulutlar onun mükemmelliğini sadece gökyüzünden izleyebildikleri için ağlarlardı ve yağmur damlaları ona dokunabildikleri için şanslı sayılırdı. Yağmurun onun için yağdığını ve güneşin onun için onun için doğduğunu düşündüğü bu adamın sigarayı büyük eli arasında zarifçe tutuşunu ve dudaklarına götürüşünü izlerken yutkunma ihtiyacı hissetti genç adam. Havanın insanı ürperten soğuğu bile adamın içinde oluşan ateşi dindiremiyordu. Kıskançlık duygusunu gidermek istercesine yutkundu ve elinde tuttuğu paketi istemsizce sıkarken kalp atışları hızlandı. Sigarayı kıskanmak onun için pek sağlıklı bir düşünce değildi. Bu hisslerin ona verdiği zarar sigara dumanın verdiği zararından daha fazlaydı belki de.

Genç adam dumanı dışarı yavaşça ve insanın içini acıtan bir mükemmellikle üflerken onu izleyen adam içindeki zararlı hisslerin dumanının üfleyemedi,içinde sakladı. Gergince şirin elleriyle sarı saçlarını geriye attı ve Saklandığı inşaat kolonunun arkasından çıkarak telaşlı adımlarla genç adama doğru yürüdü.

Ayak seslerini duyan genç adam başını ağır hareketlerle sarı saçlı adama çevirdi ve onu süzdü. Adamın giydiği beyaz salaş yırtık tişört ve uzun bacaklarını saran siyah dizleri yırtık bir pantolona bakarken elinde az önce içerden çaldığı bir kaç parça eşyayı gördü. Sarı saçlı adam onun yanında fazla beyaz kalıyordu ama genç adam rüzgarın dalgalandırdığı sarı saçlara bakarken adamın karanlık zarafetin beden bulmuş hali olduğunu düşündü. Köşeli çenesinde adeta kalemle çizilmiş gibi duran dolgun dudakları ağır ve tembel bir gülümsemeyle yukarı doğru kıvırılırken gözleri gecenin soğunu taşıyordu. Genç adam bu manzara karşısında Tanrının çok iyi bir ressam olduğunu düşündü. Dünyadaki hiçbir ressam bu çocuğun yüzünün mükemmelliğini yansıtamazdı. Belki de adamın tanrıya inanma sebebiydi bu genç adam.

Genç adam zorlanmadan ayağa kalıp sarı saçlı adama doğru yürürken adımları onun ne kadar güçlü olduğunu vurguluyordu. Sigarasını bir kez daha içine çekip dumanını havaya üfledi. Duman titrek hareketlerle havaya yükselirken genç adamdan ayrılmanın hüznünü taşıyordu sanki. Yürümeye devam ederken izmariti umursamazca yere attı. Az önce ellerinde güzel duran sigara şimdi önemsizdi sarı saçlı adamın gözünde. Çünkü sigarayı gözünde güzelleştiren tek sebep 'O'ydu.

Genç adam sarı saçlı adamın yüzüne bir santim uzaklıkta dururken yüzlerinin aynı hizada durması için başını eğmişti. Biçimli kaşı havaya kalkarken erkeksi sesiyle kurduğu o cümle buz gibi havaya rağmen sarı saçlı adamın içini ısıttı.

"İşte benim minik serserim gelmiş."

~Diğer bölümlerde görüşmek üzere.

𝐓𝐡𝐞𝐫𝐞 𝐅𝐨𝐫 𝐘𝐨𝐮 ♡ 𝐉𝐢𝐊𝐨𝐨𝐤Where stories live. Discover now