-Tamamlandı-
Bilinmeyen Numara: Buna inanmıyorum
Bilinmeyen Numara: Aşkı hissedemeyen biri nefretide hissedemez
Bilinmeyen Numara: Sen, etrafını nefretle izleyen sen.
Bilinmeyen Numara: Nefretten haberdar olup diğer tüm güzel duygulardan nasıl biha...
Ne zamandır bir örgütlenme dikkatimi çekiyo. Herkes Kuzey'in neden hiç Derin'i kıskanmadığı hakkında yakınıyor dnfnnflslld
Bu bölüm onlara gelsin.
İyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bu arada bu Kuzey'in bölümde bahsi geçen okul stili) ...
"Ya güzelim kaldırdım işte neden hala trip atıyorsun? Bir gün geçti üstünden?"
Sabahın köründe bütün öğrencileri daha okula girmeden bahçede toplayan müdüre zaten sinirliydim. Sen yapma bari Derin yav.
Tabi bunları içten söylemek kolaydı.
"Ya Derin?"
Bana cevap vermeyişinin üzerine tekrar seslendim. Ve o bana tekrar cevap vermedi. Üstüne üstlük ilerleyip yanımdaki yerinden ayrıldı ve kendi sınıfının sırasına geçt. Ön sıralara geçerken Allah'tan yardım dilercesine derin bir nefes aldım.
Derin nefes aldım alamasına da Derin'in gönlünü alamadım. Onu napıcaz?
Üfleyerek elimdeki meyve suyu kutusunu çöpe atmak adına sıradan ayrılıp çöpe yürüdüm. Zaten 10 dakikadır bekliyorduk. Müdür beyin geleceği yoktu.
Çöpü atıp sıraya geri döneceğim sıra "günaydın gençler" diyen gür sesi duydum. 10 dakikadır gelme ben sıradan çıkayım gel. İyi mi böyle?
"Görüyorum ki 12'lerin gözü yine yaşlı. Sınava 2 hafta kaldı? Tabi ki çalışmıyorsunuz. Aman sakın çalışmayın. Her zaman ki gibi."
Yine bize giydirme yaparken çaktırmadan sırama geçmeye çalışıyordum. Allah'ım lütfen beni görmesin, Allah'ım lütfen beni görmesin.
"Evet Kuzey bey yine okul kıyafeti giymemiş."
Ama sikerim böyle işi ya!
"Kuzey'cim, yalnız pantolonunu çok beğendim ama o tişört hiç olmamış. Siyahı yok muydu onun?"
Olduğum yerde kalıp ona döndüm. Öğrenciler arasında kıkırtı oluşurken kendimi zorlayarak gülümsedim.
"Haa dur hani sen okul tişörtü beyaz diye giydin bunu dimi. Ulan senin keskin zekana bayılıyorum be."
Benimle alay etmeye devam ederken olduğum yerde durup gözlerimi etrafta gezdirdim. Derin'in kikir kikir gülerken istemsizce kaşlarımı çattım. Komik mi?
"Kuzey!"
Bakışlarım tekrar müdüre döndü. Eliyle beni yanına çağırırken yutkundum. Sıçtık.
Yavaş adımlarla okulun merdivenlerine doğru adımladım. Müdürün yanına varınca elini omzuma koydu.
"Ne yani sen şimdi böyle havalı mı oluyorsun. Güzel mi bu şimdi?"
