27.BÖLÜM: YAŞANMIŞLAR VE BAŞLANGIÇLAR

7.1K 471 483
                                    

27.BÖLÜM: YAŞANMIŞLAR VE BAŞLANGIÇLAR


Yeryüzüne saçılmış kızıl ışıklar yavaş yavaş kendini geriye çekip etrafı boyamak üzere yola çıkmış derin lacivertin ortaya çıkmasına izin vermeden evvel, sokak lambaları yanmaya başlamış ve içlerinden bir tanesi loş ışığını apartmanın buğulu camın...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeryüzüne saçılmış kızıl ışıklar yavaş yavaş kendini geriye çekip etrafı boyamak üzere yola çıkmış derin lacivertin ortaya çıkmasına izin vermeden evvel, sokak lambaları yanmaya başlamış ve içlerinden bir tanesi loş ışığını apartmanın buğulu camından içeriye salmıştı. Havanın iyice karardığını sensörlü lamba yandığında fark ederek lambanın içinde titreyen alevlerde oyaladım bir süre gözlerimi. Sanki bir şeyler olacaktı ve ben bunu hissetmiştim. Üzerime sebepsiz, anlık bir durgunluk çökmüş ve karşımdaki kadınla birlikte derin bir sükûta gömülmüştüm.

Yaklaşık on beş saniye süre gelen bu garip sessizliği ilk bozan o oldu. Kırmızının az dikkat çeken bir tonuna boyanmış dudaklarını aralayıp, "Merhaba," diyerek o sessizliği kırıp geçtiğinde, kapı kolunu tutan elimi sıkılaştırıp yüzüme zoraki bir tebessümü saldım. Onu tanıyordum ama bunu ona belli etmeyecektim.

Dağılmış sessizliğin yeniden toparlanmasına izin vermeden, "Merhaba?" diye karşılık verip onu sorgularken, kuruyan dudaklarımı birbirine bastırdım.

Arzu'nun gözleri benden ayrıldı ve içine derin bir nefes çekerken gözleri ellerinde, yerde, bir yerlerde gezindi. Bir şeyi söylemeye tereddüt mü ediyordu, korkuyor muydu anlayamamıştım ama hiç de şu an göründüğü gibi masum bir kadın olmadığını biliyordum, bilmekten ziyade gözlerinde görebiliyordum.

Arka tarafımda kalmış oturma odasının ışığı karanlık koridoru aydınlatarak buraya da ulaşmıştı ve Arzu'nun yüzüne dokunuyordu. Işıkla birleşince ela gibi bir tona bürünen kahverengi gözlerine bakıp sıkıldığımı belli edercesine bir soluk alıp verdim. En sonunda gözleri gözlerime yeniden dokunurken diliyle dudaklarını ıslattı ardından, "Arkın Aral," diyerek kendi sessizliğini dağıttı.

İsmini söylemesi bile içimde bir şeylerin kızışmasına neden olsa da bunu dışıma yansıtmadan gözlerine bakmaya devam edip bir an önce devam etmesini diledim. Kapıyı yüzüne kapatıp buradan gitmesini istemek gibi bir niyetim vardı. Çünkü onun buraya boş bir amaçla gelmediğini biliyordum, bu belliydi. Ve o amacın bizim için kötü şeylere sonuç açacağı da belliydi.

Daha fazla dayanamayıp ters bir tavırla ona bakarak, "Taksit taksit mi konuşacaksın?" diye sordum. Onu daha tanımadan sevmemiştim, ki normalde önyargılı bir insan sayılmazdım. Biraz sert çıkan sesimden sonra dikkatini bana vermiş ve valizini daha sıkı kavrayıp iç çekmişti.

"Yıllar sonra onun yakınında olduğunu yeniden hissedebilmek garip hissettirdi." dediğinde bahsettiği kişiyi anlamam dişlerimi sıkmama sebebiyet verdi. Bunu daha çok yapmamı sağlayarak devam etti. "Arkın... O burada yaşıyor, değil mi? Yalnız olacağını düşünmüştüm."

SÜKÛTA MAHKÛM VİCDANLAR •tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin