ARKIN ARAL AY

8K 457 764
                                    

Selaamün aleyküm!

Bölüm çok çok uzun olduğu için bi bi bi birsürü yorum istiyorum anlaşalım mı? Anlaşalım :)

Güzel okumalaar! İlk ve son özel bölümümüz olduğunu bilerek okuyun <3

ARKIN ARAL AY

ARKIN ARAL AY

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

I


Bir kadın, bir adam, gayrı meşru bir ilişki ve tümünün yükünü üstlenmeye doğmuş bir bebek.

Rahme düştüğü anlaşıldığı gün fırtınalar kopmaya başlamış, edilen tehditler sonucu menfaat bağlamında bir evlilik imzalanmış, o evliliğe sebep olan bebek daha doğduğu gün suçları üstlenmeye adanmıştı. Sevgiyle değil, nefretle büyüdü ve buna alıştırıldı. İhanete dâhi gözleri öyle çok alıştırıldı ki; annesi evde yokken babasıyla istemeden bastığı kadınları, babası evde yokken annesiyle istemeden bastığı adamları görmek ona tuhaf bile gelmemeye başladı. Neden giyinik olmadıklarını ve ne yaptıklarını anlamaya başladığı yaşlarda onlara benzemeyeceğine dair kendine sözler verdi. İhanetleri cinayetler takip etti, ortalarda dolaşan kirli işlerin tümüne şahitlik ederken tümünden iğrendi. Bunları gizlemek onun hayattaki tek görevi gibiydi, ona böyle söylenmişti.

Annesine 'anne', babasına 'baba' dediğinde yediği tokatlar ona bir ailesi olmadığını çok geçmeden öğretti, dedesini herkesten çok sevdi ama saklamaya mecbur olduğu sırları ona bile söylemedi. Aradan yıllar geçti, durgun ve sessiz bir çocuktan başkası olmayı deneyemedi.  Yurt dışında yaşayan dedesi onların yanına temelli döndüğünde yedi yaşındaydı ve onu zaten babası yerine koymuşken daha da çok sevmeye başlamasının üzerinden çok geçmeden dedesini bir trafik kazasında kaybetti. Dedesinin öldüğü anda o arabada o da varken ama o ölmemiş kurtulmuşken, bir hastane odasında duyduğu sözlerden sonra anlamıştı ki, artık dedesi de yoktu ve yedinci yaşında tamamen kimsesizdi.

Babası, "Babamın öldüğüne sevineceğim aklımın ucundan geçmezdi." demişti.

Kahkaha atan annesi ona, "Vallahi benim de aklıma gelmezdi." diye eşlik etmişti.

Eve dönerken dedesinin virajı alamadığını, sonrasında bir direğe çarptıklarını, direk arabanın içine dek girerken dedesine ulaştığını kendininse sadece başını öne vurduğunu yarım yamalak hatırlıyordu. Dedesinin öldüğünü, onların konuşmalarından anlarken yaşaran gözlerini tutabilmek için dudaklarını sıktı.

"Oğlundan da kurtulacağız, sonunda."

Annesinin ezik bakışlarla ona baktığını hissederken de açmadı gözlerini. Hâlâ uyuduğunu sanıyorlardı.

"O benim oğlum olduğu kadar, senin de oğlun. Ben doğurmadım sonuçta."

Babası kınayıcı bir sesle konuştuğunda, istenmeyen varlık olduğunu yeniden onlardan dinlemeye devam etti. Bu artık canını acıtmıyordu, alışmıştı ve artık onlardan ayrı kalmayı bile dört gözle istiyordu.

SÜKÛTA MAHKÛM VİCDANLAR •tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin