Bunca geçen zamanda ara ara izlendiğimi hissettiğim anlar dışında Kadir ile ilgili hiçbir şey olmadı. Ne aradı ne de sordu. Adamlardan da kimseyi görmedim. Boşanma ile ilgili bir evrakta elime ulaşmadı. O inat ben ondan inat, bu işin sonu acaba nereye varacaktı.

Yılbaşından bir hafta sonra vakfımızın ilk balosu yapılacaktı. Balodan iki gün önce kapım çalındı. Takım elbiseli bir bey bana üç tane kutu uzattı.

— Ben bir şey sipariş etmemiştim, dedim kutulara bakarak.

— Çiçek Solmaz?, dedi adam.

— Evet benim ama...

— Sizin adınıza sipariş verilmiş hanımefendi, dedi ve gitti adam. Yakamoz'un en lüks mağazası Nymphe'dendi kutular. En üstteki kutunun üzerinde bir zarf vardı. Açtım. İçinden çıkan kartta;

"Benim için çok önemli olan vakıf gecesine bana eşlik edip ev sahibeliği yaptığın için küçük bir teşekkür hediyesi. Gelirken bunları giyersen çok sevinirim. Selim" yazıyordu.

Merakla önce büyük kutuyu açtım. İçinden bej rengi üst kısmı kalçanın altına kadar saten, üzeri işlemeli, kolları ve etekleri tül ki muhtemelen yürürken o tüllerden bacaklarım gözükecekti. Kollarında ve boynunda satenin üzerindeki işlemelerden olan bir elbise çıktı. Elbiseye resmen aşık olmuştum, tarzım olmamasına rağmen. Kutulardan birinden kıyafete uygun ayakkabı, diğerinden de çantası çıktı. Kıyafeti koltuğun üzerine bırakıp doğru Selim'e gittim ve kapısını çaldım.

— Niye zahmet ettin Selim. Beni çok utandırdın ve mahçup ettin, dedim boynuna sarılırken.

— Saçmalama Çiçek senin bana yardımların karşısında küçük bir jest. Kabul edip giyersen beni çok memnun edersin, dedi gülümseyerek.

— Normalinde kabul etmezdim ama o gece bizim için çok önemli o yüzden kabul ediyorum. Çok teşekkür ederim düşündüğün için, dedim ve yanağına arkadaşça bir minik buse kondurup koşarak eve geçtim.

Davetiyeler Selim tarafından hazırlanıp yollanmıştı. Kadir'e de davetiye gitmiş olabilirdi ama bunu düşünmemeye çalıştım. Artık benim hayatımda Kadir Kara diye biri yoktu ve hayatıma hiç girmemişti. Ben sadece Enver ve Manolya'yı davet etmiştim geceye.

Selim'e isterse, hastanede bizimle çalışması  için Manolya'yla konuşabileceğimi söyledim ama Selim hastanenin yeni kurulacağını, onların evlenecekleri için paraya ihtiyaçları olduğunu, o yüzden de düzenlerini bozmamız gerektiğini söyledi. Bana da mantıklı geldi.

Kadir'e inat Murat'ı söyledim Selim'e işe alsın diye. Onu da araştırdı ve çok iyi bir doktor olduğunu ama bize çok pahalı geleceğini söyledi. Onun yerine iki tane genel cerrah bulabileceğini söyledi. Sonuç ekiplerini kendisi kurdu. Çoğu Mikasa'da ki daha önce çalıştığı hastaneden tanıdıklarıydı. Neredeyse yabancı olarak bir tek ben vardım içlerinde.

Balonun yapılacağı sabah erkenden kapının zili alacaklı gibi çalmaya başladı. Kapıyı açtım. Karşımda Selim vardı.

— Çiçek ben şimdi berbere gideceğim, seni de kuaföre bırakayım. İşini çabuk hallet çünkü otele geçeceğiz beraber son hazırlıkları kontrol etmeye, dedi.

— Tamam ama kıyafetler, dedim ellerimle içeriyi işaret ederek.

— Topla onları hemen çıkalım, dedi ve gitti. Aldığı elbiseyi, ayakkabıları ve çantayı elbise torbasına aceleyle koyup, üzerimi değiştirdim. Şaşkın Selim hala pijamalarımla olduğumu fark etmemişti.

Zile yine parmağını dayadığında hemen kapıya açtım.

— Tamam basıp duruma şu zile hazırım, dedim elbise torbasını eline tutuştururken. Evin kapısını kilitledim ve apartman kapısından neredeyse koşarak çıktık. Arabaya bindik. Telaşe müdürü Selim;

Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin