4 -Bilmediklerin-

49 24 13
                                    


" Göründüğü gibi değil " dedim. 

Kafasını iki yana salladı

"göründüğü gibi . Sen bencilsin İmer "

Yutkundum insanı en çok sevdiği yaralar derler, karşımdaki adam beni nerden vuracağını çok iyi biliyor, istediği zaman rahatlıkla damarıma basıyordu . Kafamı salladım " öyle olsun "dedim ,büyük bir bıkkınlıkla ona sırtımı döndüp ,onu  ardımda bırakarak açık kapıdan çıktım . Omzumun üstünden , gözümün ucuyla ardıma baktım .

Titreyen ellerini yüzünde gezindirdi , titriyordu. Belki sinirden ... Hızla ayrıldım ordan. Asansörün düğmesine bastığımda, yanımda beni buraya getiren adam vardı . Asansör nihayet açıldı, içeriye girdik . Gözlerim yaşlarını bıraktı . Arabayı park ettiğimiz yere geldik o ön koltuğun kapısını açarken kenarda duran beni görünce duraksadı " gelmiyor musun? "
Kafamı iki yana salladım " teşekkür ederim"
Kafamla yolun kenarındaki bankları gösterdim " biraz hava alsam iyi olucak "
Açtığı kapıyı kapattı ,bana doğru geldi.
  Yüzü ,gözlerindeki ifadede her şeyden uzak bir endişe vardı , adını bilmediğim bu adamın gözlerinde gördüğüm endişenin sebebini düşünmedim . Kaşları havalandı, kısılan gözleri bir müddet üstümde dolandı.
" Olanları sorgulamayacağım ". Tereddütle  ona doğru döndüm " göründüğü gibi değil "

Belki dercesine omuz silkti " Beni ilgilendirmez " arabanın kaputuna yaslandım .
" bana çok kızgın " oda benim gibi kaputa yaslandı . " Haklı değil mi " kafamı salladım  " Haklı "  haklıydı, onun dediği gibi bencildim .

" Bana düşmez belki ,ama " dedi ve biraz duraksadı "  Sana olan siniri  onu yüz üstü bırakmışsın gibi hissettiği için sadece açıklama bekliyor gibi "

Kafamı salladım " sen , konuya hakimsin galiba " kafasını salladı "  yaslandığı kaputtan çekilip, biraz öne çıktı.
Elini omzuma koydu , yutkundum, eline kayan gözlerimle elini geri çekti .
Gözlerim yüzünü taradı bu adam neden beni eskiden tanıyormuş gibi konuşuyordu , adını bile bilmezken , neden sanki onu tanıyordum .

"İmer , içini dökmek lazım her şeyin, herkesin bir alma kapasitesi var  , sen anlatmadan kimse senin içini okuyamaz" göz bebeklerimin titrediğini hissettim ,belkide ilk kez biri dolaylı da olsa, anlatmam gerektiğini söylüyordu ." Hava soğuk montunda yok , gidelim istersen " bir şey demeden Kaputtan ayrılıp arabaya bindim, ardımdan oda bindi . Çalan telefonu cebinden çıkarıp kulağına götürdü, bir müddet konuşmadan  karşı tarafı dinledi .

" onunlayım  " bu konuşmadaki " o " ben oluyordum sanırım " tamam uğrarım" telefonu kapatıp cebine koyarken kontağı çalıştırdı " Caner " dedi . Yoldan ayırmadığı gözleriyle, arada göz ucuyla bana bakıyordu . " sana soramadıklarını , bana sorucak " benden ses çıkmayınca, tekrar konuştu . "Seni nereye bırakıcam ? "  gitmek istemesem de eve gitmem gerekiyordu . Bir müddet yolu tarif ettim, araba nihayet yalının önünde durdu " Teşekkürler " dedim . " rica ederim " bir müddet boş boş yüzüne baktım, sonra bir baş selamıyla  arabadan indim .

Kollarımı gövdeme dolayıp ,sokağın sakin sesini dinledim, aldığım derin nefesle çevreme göz gezdirip ,bahçeye girdim . Elim zile değmeden kapı açıldı . İçerinin kasvetli havası, yüzümü yalayıp geçti . Elinde çöple dışarı çıkan sevim hanım, beni görünce kenara çekildi . İçeriye girdim. Salondan gelen çatal ,bıçak sesleri ,akşam yemeğine başladıklarını gösteriyordu. Salonda annem , babam ve dedem sessizce yemek yiyiyorlardı . Dedem beni görünce ,çatalını ucuna taktığı lokmayla beraber tabağına bıraktı. Heybetli vücudu tüyler ürperten bir gerginlikle arkasına yaslandı . Annem ve babam da oluşan gerginlikle yemeklerine ara verdiler . Babam önündeki tabaktan gözlerini ayırmıyordu,  annemse dedeme kaçamak bakışlar atıyordu .

Karışmayan Sular Where stories live. Discover now