"ya ben ne yapacağım?"

"sana gelmeyelim dedim"

"Alya çok yardımcı oldun ya sağol"

"off tamam sustum"

"Biraz düşünelim. Ya en fazla ne kadar sürer ki mola saatin yarım saat. Bence giderler"

Ve tabiki gitmediler

Ninoya sorayım dedi ve telefonunu çıkarıp mesaj attı

"eyvah"

"ne?"

"adamlar özel mğşteriymiş. Adrien onları ikna etmek için toplantı yapmış saat belirsiz"

"off"

"dur buldum"

"ne"

"çantamda daha geçen gün nedensizce aldığım yeşil lensler var. Numarasız onları tak anlamaz belki"

"gözlerden"

"gözler herşeydir hadi deneyelim"

El mahkum denedik. Çok başka bi insan olmuştum birden.

"baya değiştim be"

"lensin gücü neyse hadi patron kızmadan git"

Yerimi aldım. Ve tabiki bahtsız Benim tam karşı tarafımdaki masaya, bana dönük oturmuştu. Yok böyle bahtsızlık ya

Mari bunlar senin bahtsızlıkların değil canım. Benim sinsiliklerim

Onunla göz göze gelmemek için sadece yere bakıyordum lütfen tanımasın lütfen ya lütfen

Adrien Agreste

Bu kadın... Marinette

Her türlü bahse girerim bu Marinette.

Keman çalışından oturuşuna, giydiği kıyafetten saçına kadar Marinettedi bu. Gözüne yeşil lens mi takmış o. Dur bekle ona baktığımı anlayacak. Hemen babamın taktiğini uyguladım. Çantamdan gözlüğümü çıkardım. Kağıt okuyormuş gibi yaptım ama gözüm ondaydı. Ona baktığımı fark bile edemezdi. Sağol baba.

Bu kadın beni nasıl bu kadar büyülemeyi başarıyor? Onunla konuşmam lazım. Patronu çağırttım ve bayan ile görüşmek istediğimi, eski bi dost olduğumu söyledim. Koskoca Adrien Agreste'i dediğini yapmayacak adam daha annesinin karnından doğmadı. Kabul etti. Marinette'e bir şeyler söyledi. Mari mola odasına gitti. Benim olduğumu söylememesini söylemiştim. Umarım söylemememiştir. Tam yanına gidecekken Alya o tarafa gitti. Alya'nın burada ne işi var?

Sorularımı ve tabi merakımı da alıp oraya gittim. Beyler den izin istemeyi de unutmamıştım.

"Ya ben ne bahtsız ne berbat ne dengesiz ne şanssız bir insanım ya"

Ayağını yere vurdu

"kız yavaş kendini sarsma hamilesin sen"

Ne?...

Alya'nın çıkacağını anladım. Hemen başka bir odaya girdim. O gidince çıkıp Marinette'in yanına girdim

"buyurun siz kimsiniz"

"ehh ben kayboldum galiba yardımınız lazım"

"tabi nasıl yardım edebilirim"

Yanındaydım. İkimizde ellerimizi karnımızın üzerinde birleştirmiştik parmaklarım parmaklarına değiyordu.

"Marinette olduğunu kabullenecek mesela"

Somurttu

"çok belli dimi"

"yani"

Biraz güldük. Sonra bir şey hatırlamış gibi ciddileşti

"Nerden anladın ya"

"4 ay beraber yaşadığım kadını niye tanımayayım?"

Kabul edin bu baya mantıklı bir cevaptı

Devam ettim

"Sen..."

"ne?"

"hamile misin?"

Yüzü düştü. Devam ettim

"kimden?"

Şu an şurada koltuğa oturmuş çekirdek çitkeyip Adrien'a kütük diyen grubu çok net görüyorum mesela

Sinirle yüzüme baktı

"cidden 1 hafta da kime aşık olup üzerine bişey yapıp hamile kalmış olabilirim?"

"o zaman o bebek"

"Senden..."

"bekle. Biz ne zaman?"

"hiç bir şey hatırlamazsın boşuna uğraşma."

Çekip gitti. Hala şoktaydım. Toplantıyı yaptık ama ben yerimde duramıyordum. Ninoyu almaya gittim

"ne oldu abi iyi misin?"

Gülerek

"çok iyiyim"

Gazı kökledim ve canı açtım.

"ULAN CÜMLE ALEM DUYSUN BABA OLUYORUUUUUUM LAN BEN"

Nino 15 saniyelik felce girdi. Çıkınca nasıl olduğunu sordu. Ben bile bilmiyordum. Eve geldim. Çalışma masadan bi dosya çıkardım.

Flashback

"Merhaba bay Agreste ben avukatınız boşanma dilekçesini almaya geldim."

Dosyayı elime aldım. Bir süre baktım.

"bay Agreste verecek misiniz?"

"hayır. Vazgeçtim boşanmıyorum"

Flashback end

Bu olay sabah olmuştu dosyayı yırtmakla pek uğraşmadım. Direk alıp şöminenin içine attım. Ardından uyudum...

Nasıldı okuyucularım?

Umarım kızgınlığınız yatışmaya başlamıştır.

Yepyeni bölümlerimiz kimi zaman acıklı kimi zaman eğlenceli olacaktır. Sizi çok çok çok çok seviyorum❤️

886 kelime

Betona Renk Vermek - Adrienette {Düzenleniyor} Where stories live. Discover now