4.Bölüm

4.5K 275 290
                                    

Marinette Agreste

Havanın kararması ile beraber uykum gelmişti. Sabahtan beri koşturmak vücudumu yormuş olmalıydı. Lily'nin yardımı ile malikaneyi gezmiş ve çoğu yeri öğrenmiştim. Kıyafetlerimi giyinme odasındaki büyük dolaba yine Lily ve ekibi ile yerleştirmiştik. Bu kadınlar birer makine olmalıydı. Hızlarından başım döner hale gelmişti.

Kalan vaktimi atıştırıp Bay Agreste üzerinde şok etkisi yaratacağını düşündüğüm planımın detaylarını hazırlayarak geçirdim. Açıkçası detaylar dediğim tonla şey vardı ve detay sayılır mıydı bilmiyordum. Hatta bu detaylar bazı yerlerde beni bile şok etmişti. Fakat tabii ki kendimden ödün vermeyerek devam edecektim. Hayatımda daha kaç kere Adrien Agreste'in yüzünü o şekilde görebilme şansı elde ederdim bilmiyordum.

Bilgisayarımdan bahsettiğim işlerin bir kısmını da hallettikten sonra artık uyku tamamiyle beni ele geçirmek üzereydi. Bilgisayarı kapattığımda Adrien'ın tam karşımda bulmayı beklemiyordum.

Geniş salonda, koltuklardan birine uzanmıştım ve bilgisayarımda dizlerimin üzerindeydi. Ne kadar süredir orada öyle duruyordum bilmiyordum. Onun ne zaman gelip benim tam karşıma denk gelen ve tavana kadar uzanan kitaplığa elindeki içinde muhtemelen kahve olduğunu düşündüğüm kupa ile yaslandığını da bilmiyordum.

Çok kaptırmıştım.

"Bir an hiç fark etmeyeceksin sandım." Dediğinde sesinin tınısında bir gariplik hissettim. O en başından beri robotik sesiyle konuşan, yüzü felçmişçesine donuk adamın kasları gevşemiş, sesi normal bir insanın gün sonundaki yorgun sesine dönmüştü.

Erkeklerin uykulu sesi kapatılsın.

Ay ne diyorum ben be?

"Ha?" Transa girmiş gibiydim. Sesi zaten uyku ile savaşan beynimi sarsmıştı.

Sadece sesi, sana bunu yapıyor.

Güzel bir sesi olduğunu tüm Paris biliyor.

Ah, Adrien Agreste'in sır gibi saklanan sesi...

Onu şarkı söylerken sadece birkaç kişi duyabilmiş, duyanlarsa büyülenmişti.

Güzel bir sesi var.

Senin artık hep duyabileceğin.

Kendime not, dedim içimden.

Uykuluyken iç sesinden uzak dur.

Kendime not 2,

Uykuluyken Adrien'dan uzak dur.

Adrien?

Tanrı aşkına sus..

"Çok dalmışsın diyorum," Elindeki kupadan bir yudum alarak onu anlamam için resmen bana müsaade etti.

Teşekkürler.

Kupası ile bilgisayarı gösterirken konuşmaya devam etti. "Bu kadar önemli ne yapıyorsun orada?"

"Hiç."

"Hiç?"

"Hiç."

Betona Renk Vermek - Adrienette {Düzenleniyor} Where stories live. Discover now