Kitabın telif hakları bendedir. Herhangi bir durum karşısında gerekli işlemler yapılacaktır.
Cellatlar Serisi
1. Kitap - Büyük Av
Bedenlerinin içindeki büyük kötülükten habersiz beş cellat ve kalpleri sevgiye aç, beş savaşçı kadın.
Farklı yüzyıllard...
'Geri sayım başlıyor ve Suikastçı şehre adım atıyor.'
Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.
Şatoya dönüş yolunda Katalya bu kez sürücü koltuğunun değil, Conner'ın arkasına oturdu. Alexi ile aralarına mesafe koyma konusunda kararlıydı. İlk adımı hemen şimdi atıyordu ve bunun devamını getirecekti.
Yorgun bedenini ve ağrıyan başını rahatlatmak için koltukta aşağıya doğru kaydı. Başını yumuşak deri koltuğa yasladı ve gözlerini henüz doğmakta olan güneşe çevirdi. Saldırının ardından voodoo rahibelerinin kulübesine gitmişlerdi. Fakat elleri boş olarak dönüyorlardı. Rahibelerin hepsi saldırıdan yararlanarak kaçmıştı. Arkalarında bıraktıkları ipucu olmasaydı bu gece tamamen vakit kaybı olacaktı.
Kulübede yüzlerce, belki de binlerce muska vardı. Hepside zombilerin ceplerinden çıkanlar gibi hileliydi. Üzerilerinde aynı saat ve tarih yazıyordu. Tarihin neyi ifade ettiğini henüz anlayamamışlardı. Günün hiçbir özelliği ya da anlamı yoktu. Fakat anlaşılan rahibeler o günü özel yapmak istiyorlardı. Ellerinde sadece bugün ve yarın gece yarısına kadar süreleri vardı. Hiçbir bilgiye ulaşamamışken zaman acımasız davranıp hızla akıyordu.
Alexi ve Conner hileli muskaların hepsini yakmıştı. Fakat muskalardan sadece bu kadar olmadığına üçü de emindi. Voodoo rahibeleri her yerdeydi. Bu da muskaların sadece çok küçük bir kısmını yok ettikleri anlamına geliyordu. Cadılar ve rahibeler arasındaki en büyük fark cadı olunmaz, cadı olarak doğulurdu. Voodoo rahibeleri ise isteyen herkesi rahibe yapabiliyordu. Cadılar kadar kuvvetli büyüler yapamazlardı, özel güçleri yoktu. Kendilerince uyguladıkları bir ayinden sonra istedikleri kişileri rahibe olarak aralarına katıyorlardı. Rahibelerin yaptığı küçük hileleri herkes, sıradan bir insan bile yapabilirdi. Bunlar için karışık otlar, hayvan organları ya da yağları yeterliydi. Muskaların çokluğuna bakılırsa bütün rahibeler bir araya gelmiş olmalıydı. Hatta bu iş için insanları bile kullanıyor olabilirlerdi.
Farkına vardıkları bir diğer gerçek, rahibelerin hedeflerinde sadece zombilerin olmamasıydı. Kağıtlar o kadar fazlaydı ki zombilerin dünya üzerindeki varlıklarının üç dört katı kadardı. Rahibelerin amacı sadece zombileri toplamak değildi. Tüm yaratıkları bir araya toplamak istiyor olmalıydılar. Bu da bir diğer gerçeği aydınlığa kavuşturuyordu. Yaratıklar kendi içlerinde ikiye ayrılmış durumdaydı. Kimileri bugün olduğu gibi rahibeleri koruyor ve onlarla aynı amaca hizmet ediyordu. Kimileri ise rahibelerle aynı fikirde değildi ve o tarihte gerçekleşen olan şey ne ise onu istemiyordu. Muskalarda bu kesim için yapılmış olmalıydı. Böylece o gün geldiğinde yaratıklar bunu istemese bile muska sayesinde orada olacaklardı.
Bir araya gelip ayaklanma mı çıkartmak istiyorlar? Olabilir diye düşündü Katalya. Fakat bunu neden bütün yaratıklar istemesin ki?
