Kitabın telif hakları bendedir. Herhangi bir durum karşısında gerekli işlemler yapılacaktır.
Cellatlar Serisi
1. Kitap - Büyük Av
Bedenlerinin içindeki büyük kötülükten habersiz beş cellat ve kalpleri sevgiye aç, beş savaşçı kadın.
Farklı yüzyıllard...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
''Eldivenlerini giy Baby Doll. Çünkü dokunmak senin lanetin.''
Gecenin karanlığında, otobanda hızla yol alan siyah arabanın arka koltuğunda oturan Katalya kollarını göğsünde birleştirdi ve dudaklarını büzerek sürücü koltuğundaki Alexi'ye baktı. Alexi'nin koyu renk kaşları çatılmıştı. Dikkatli gözlerle yola bakıyordu. Gözleri yoldaydı fakat zihnin farklı bir yerlerde olduğu belliydi.
Güçlü ve erkeksi yüzünü çevreleyen saçları, siyah deri iple topluydu. Yeni tıraş olmuştu. Losyonun kokusu, Alexi'nin erkeksi baharatlı kokusuyla karışmıştı. Genç kadın, derin bir nefes alıp gözlerini kapatarak kokunun zevkini sürme dürtüsünü zorlukla engelliyordu. Bu adam ve onunla ilgili her şey Katalya da daha önce hiç yapmadığı ya da hissetmediği şeyleri gün yüzüne çıkartıyordu ve bu Katalya'yı öfkelendiriyordu.
Alexi'de onu etkileyen bir şeyler vardı. Bugüne kadar Katalya hep duygusuz olduğunu düşünmüştü. Avcı olması bunu gerektiriyordu. Görevi, acımasız, güçlü, duygularını gizleyen, sert bir yapıda olmasını sağlamıştı. Yaşamak zorunda olduğu bu hayat şekli onu buna zorluyordu.
Küçüklüğünden itibaren her gün bir tane tuğla koyarak kendi etrafına duvar örmüştü. Zamanla duvar o kadar kalınlaşmıştı ki Katalya, artık onu kendinin bile yıkamayacağını düşünüyordu. Duvar hissetmesini engelliyordu. Böylece acımasız avcı kimliğini kontrol edebiliyordu. O duvarın ardında sadece tek bir kişi vardı. Hayatının merkezinde olan, sevgisini sadece ona yönelttiği Deborah.
Zamanla kendinin bile kıramayacağından korktuğu o duvarda artık tehlikeli bir sızıntı vardı. Alexi o duvarın arkasına girmeye çalışıyordu. Belki bunu yaptığından Alexi bile habersizdi. Ama oradaydı, Katalya'nın içine sızmaya çalışıyordu. Hiçbir şey hissetmemesini sağlayan o duvar Alexi ile dolup taşmıştı bir anda. Genç kadın onu düşünmeden duramıyordu. Alexi'nin, bedeninde ve zihninde uyandırdığı ve Katalya'nın yeni tattığı yoğun duygularda buna izin vermiyordu.
Onu henüz tanımıyordu bile. Her şey çok yeniyken mıknatıs gibi hızla ona çekilmesi genç kadını öfkelendiriyordu. Çevresi avcılarla doluydu. Geneli uzun boylu, yapılı ve yakışıklıydı. Fakat bugüne kadar hiçbiri Katalya'nın dikkatini çekmemişti. Hiçbiri Alexi'nin hissettirdiği duyguları yaşatmamıştı. Genç kadın ilk kez tattığı duyguların etkisine kapılmış, sürükleniyordu.
Alexi'nin gizemi Katalya'yı kemiriyordu. Tüm sırlarını öğrenmek istiyordu. Onun hakkındaki her şeyi öğrenme arzusu, sırlarla dolu lacivert rengi gözlere baktıkça geçen her saniye daha da artıyordu. Bakışlarındaki gizemi çözmek istiyordu.
