O/11

675 57 11
                                    

"Melia? Sanırım eşime ve Tanrı'ya selamımi ilettin."

Sessizce mırıldanirken arkasını dönerek ona bakan katı bedene kilitlendi. Yutkunmakta bile zorluk çekerken derin ve titrek bir nefes aldı.

"Merhaba, ne kadar hızlı geldin sen böyle?"

Önünde ki adam hala gözlerini kırpmadan ona bakarken sonunda yutkundu. Tepkisiz bakışlara ve soluk bedenlere alışmıştı, alışamadığı tek şey vardı o ise bu soğukta hâlâ yaşayan insanların incecik giyinip dışarda dolanmasıydı. Ciddi olarak içi acıyordu ve kendini çok kötü hissediyordu.

Arabasını kilitledikten sonra arabanın içine girmeyi red etti. Hastanenin önüne kadar gelen Berta'yı burada bırakamazdı. Kötü bir günün sonunda gelen hediyrsi onu çok sevindirmisti. Bir iki adım atarak hâlâ ona bakan adama yürüdü. Berta ellerini sıkarken genç kadının gözleri bir an olsun ondan ayrılmıyordu. Kafasını sağ tarafına eğerek gülümsedi.

"Üşüyorsun, inat etme de arkamdan gel."

Ellerini cebine sokarken arkasını ona döndü ve hastahane girisine tekrardan yürümeye başladı. Dişlerini sıkarken tek istediği Berta'nın arkasından gelmesiydi. Kendinde cesaret bulup asla arkasına dönemiyordu. Kalbi ağzının içinde atıyordu ki durdu. Onun durmadıyla hemen ensesinde biten nefesle nefesini verebildi.

"Beni korkutman gerekmiyor dakat böyle garip hissediyorum. En azından arkamdasın ve kaçmadın."

İrayna kafasını soluna döndurdü ve arkasında ona bakan adamı gördü. Vücudunu tamamen ona çevirmedi, yürümeye devam etti ve güvenliğe elini kaldırarak arkasında ki adamın da içeri girmesini sağladı.

Odasına giden her adkmda arkasında ki ayak seslerini kontrol ediyordu, günün yorgunluğunh 12. Katta ki odasından asansorle keyifle inerek ve evine kavuşarak atmak istemisti fakat şuan tam tersini yapıyordu. Bazen inat ederek, hatta asansorden daha fazla zaman geçirmek için indiği merdivenleri resmen tırmanarak çıkıyordu.

Merdivenin önüne gedliģ zaman gözünde bir kaç kat daha büyüyrn merdivenlere bakarak arkasına tamamen döndü.

"Odama gidiyoruz,"

Ayağını daha ilk merdivene atar atmaz yorulduğunu hissetmisti. Dudaklarıni bükse de bacakları kendinden kopmak istercesine acısa bile pes edip merdivenlerden bir adım bile inmeyecekti. Uyuyacağı yer belli olmuştu bile; Odasında ki sedyesi.

Ara sıra arkasına bakarak peşinden gelen koca cüsseye bakıyordu. Kendisi pes ederek kendini merdivenlerden atmak istese bile arkasında ki adamdan en ufak bir kıpırdama, ya da yorulma belirtisi bile yoktu. Sadece dümdüz bakarak merdivenleri onun adımları gibi atıyordu.

İrayna odasına geldiğinde nefes nefes kalmıştı. Dizlerinın sızlaması bütün bedenini kontrol altına almıştı. Canı o kadar çok yanıyordu ki her nefes alışında ciğerlerinden gelen sesi hissedebiliyordu.

Yavaşca, gücünün yettiği kadar odasının kapısını açtı. Kendini bir kaç zor adımda masasının hemen arkasında ki sandalyeye atarken gözleri Berta'nın yapacağı her hangi bir hareketi bekledi.

Adam yaklaştı,

yavaş adımlarla sedyeye yaklaştı. Irayna onun yorulup yorulmadığını bilr anlayamıyordu. Sadece kaşlarını catıp onu izledi. Kendi yüzünde ki ter damlasının burnunda ki kemerde dolandığını hissedebiliyordu fakat bunu karşısında ki adamda göremiyordu.

"Ben sadece bir insanım. Peki ya sen nesin?"

Mırıldanırken nefeslerini güçlükle veriyordu. Berta'nın onu anlayıp anlamadığını bile tam olarak cözememişti. Neden peşinden geldiğinin bir çok manası vardı ki ilki genç kadını bir kaç kez görüşüydü. Bununla ilgili bir sürü örnek verebilirdi fakat onu daha tanımıyordu! Duyuyor mu, mantığını kullanabiliyor mu ya da bir konuşma yapısı var mı?

Olanaksız |Lanet Serisi 1|  #Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin